Yaklaşık 12 yıl önce meydana gelen ve hala Türkiye'nin gündeminden düşmeyen Susurluk kazasının ardından en kritik davalardan biri bugün başlayacak. Dönemin Emniyet Genel Müdürü, eski İçişleri ve Adalet Bakanı Mehmet Ağar, ilk kez hakim karşısına çıkacak.
Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi bir grup avukat da Ağar davasına müdahil olmak için harekete geçti. Girişimi bir kampanyaya dönüştüren grup "www.agarhesapver.org adıyla bir site de kurdu. Ağar'ın yargılanmasına 11 Kasım'da Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanacak. Ağar TBMM Soruşturma Komisyonu'na verdiği ifadede döneminde "1000 gizli operasyon" yapıldığını söylemişti. Ağar suç işlemek için örgüt kurma suçlamasıyla hakim karşısına çıkacak. 11 Kasım günü kitle örgütleri büyük bir katılımla Adliye önünde toplanacak. Milletvekili olduğu için dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili dosya hazırlanan Ağar, o dönem yargılanamamıştı. Ankara'daki davada Ağar hakkında ele alınacak olan suçlamalar fezlekeye şöyle yansıdı:
ÇATLI'YI KORUDU
Susurluk kazasında Mercedes'in içinde bulunan silahların Özel Harekat ve Daire Başkanlığı kaynaklı oldukları tesbit edilmiştir. İnterpol tarafından aranan katliam sanığı Abdullah Çatlı'nın silah taşımasına yardımcı olunması hususundaki özel belgeler ve diğer ilişkilerde nazara alındığında bu silah ve belgelerin, belirtilen tarihlerde Emniyet Genel Müdürü olan Mehmet Ağar ve Özel Harekat Daire başkan vekili olan İbrahim Şahin'in talimatları ve bilgileri dahilinde adı geçen kişilere verildiği kanaati oluşmuştur. Bu belgelerle, devlet tarafından aranan ve birçok yasadışı eyleme katılmış oldukları saptanan kişilerin kolaylıkla silah taşımaları ve kolaylıkla yurtdışına çıkış ve dönüşleri sağlanarak çeşitli imtiyazlarla donatılmış oldukları anlaşılmıştır.
TOPAL CİNAYETİ
Ömer Lütfi Topal isimli kişinin öldürülmesinde kullanılan silahta Abdullah Çatlı'nın parmak izin bulunmuş ve Sami Hoştan, Ali Fevzi Bir isimli şahıslar ile üç polis memuru, cinayet zanlıları olarak gözaltına alınmışlardır. Bu kişiler, Mehmet Ağar'ın talimatı İbrahim Şahin'in bizzat İstanbul'a gelmesi ile Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü'ne götürülmüş ve orada kısaca ifadeleri alınıp yüzeysel bir inceleme ile ve yasal olmayan bir uygulama ile serbest bırakılmışlardır.
TARIK ÜMİT OLAYI
Tarık Ümit'in kaybolması sonrası, MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür, Tarık Ümit'in Abdullah Çatlı ve adamları tarafından kaçırıldığını ve sorgulandığını ifade ederek durumu Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ve Özel Harekat Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin'e intikal ettirmiştir. Buna karşılık Mehmet Ağar ve İbrahim Şahin'in davranışları bu olayda Abdullah Çatlı'nın varlığı ve adı geçen diğer kişilerle birlikte eylemlerini hususunda bilgi sahibi olduklarını göstermiştir.
TESADÜF DEĞİL
Bu birlik ve beraberliğin tesadüflerden ibaret olmadığı, polis memurları sanıkların sadece koruma görevi yapmak maksadıyla tayin ve tahsis edilmedikleri, bunların özel kasıt altında bir araya toplandıkları ve bu suretle; devlet tarafından muhtelif suçlardan aranan kişiler, kumarhane işletmecileri, bir kısım yönetici ve siyasetçiler ile Özel Harekat Daire Başkanlığı'nda görevli bazı polis memurlarının cürüm işlemek için teşekkül oluşturdukları veya bu teşekküle katıldıkları sonuç ve kanaatine varılmıştır. Mehmet Ağar'ın Emniyet Müdürü olarak görevli olduğu tarihte, görevini suiistimal ettiği sonuç ve kanaati oluşmuştur.