Özel İmperial Hastanesi Başhekimi ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanı Dr. Nevzat Akkol, çocukluk çağında görülen ishal vakalarının büyük çoğunluğunun virüslere bağlı olduğunu söyledi.
Anne sütü ile beslenen bebeklerde günde 5-8 kez, süt çocuklarında ise günde 2-4 kez dışkılamanın normal olduğunu kaydeden Akkol, anne sütünün önemine değinerek anne sütü ile beslenen bebeğin bağırsakta mikroplarla temas riski çok az olduğunu belirtti.
Akkol, ishalli çocuklarda mutlaka ateş takibi yapılmasına dikkat çekerek, “İshal, dışkılama sayısının artması, niteliğinin değişmesi, daha sulu ve akışkan hal almasıdır. Sık olarak dışkılama ishal sayılmaz. İshalde ‘sulu dışkı’ olması şartı vardır. Anne sütü ile beslenen bebeklerde günde 5-8 kez, süt çocuklarında ise günde 2-4 kez dışkılama normaldir. İshalde dışkı miktarı büyük çocuklarda hastalığın bağırsaktaki yerinin belirlenmesinde yardımcıdır. İnce bağırsak kaynaklı ishallerde dışkının miktarı ve sıvı içeriği fazla iken, kalın bağırsak kaynaklı ishallerde sıvı miktarı daha azdır. İshale kusma, ateş ve karın ağrısı da eşlik edebilir. İshalli bir çocukta; ishalin kaç gündür sürdüğü, çocuğun nasıl beslendiği, son idrar yapma zamanı ve miktarı önemlidir. İshalli çocuklarda mutlaka ateş takibi de yapılmalıdır. Eğer bir çocukta sulu, şekilsiz dışkı 6 saatten fazla sürmüşse ve bu çocuk özellikle bir yaş altında ise mutlaka doktora danışılması gerekir. Eğer ishal, kusma ve yüksek ateşle seyrediyorsa derhal doktora başvurulmalıdır” dedi.
“Özellikle küçük çocuklar ve bebeklerde ishal sırasında bakım çok önemlidir” diyen Akkol, “Küçük çocuk ve bebekler sıvı ihtiyaçlarını kendileri yeterince karşılayamayacakları ve sıvı-elektrolit eksikliği hızla bilinç kaybına dönüşeceği için yakından izlenmeli ve beslenmelidir. Tedavide en önemli etken kaybedilen sıvı ve minerallerin yerine konmasıdır. Genel durumu iyi olan, kusması olmayan ve beslenebilen çocuklar evde takip edilebilir. Evde bol sıvı alınmalı, az yağlı ve şekersiz yiyecekler tüketilmelidir. Haşlanmış patates, muz, pirinç, yoğurt, yağsız et, çorba türevi besinler tüketilebilir. Anne sütü alan bebekleri emzirmeye mutlaka devam edilmelidir. Orta-ağır ishallerde bebeklerin bıngıldağı çöker, gözyaşı azalır, dili kurur, idrar miktarı azalır ve koyu renkli olur. Çocuklarda hızlı sıvı ve mineral kaybı hayati tehlike oluşturabilmektedir. Bu yüzden beslenmesi az olan, kusan, halsizliği olan çocukları hastanede yatırarak damar yolundan tedavi vermek gerekebilir. Çocukluk çağında görülen ishal vakalarının büyük çoğunluğu virüslere bağlıdır ve 3-6 gün içinde kendiliğinden düzelir. Antibiyotikler virüsleri öldürmediğinden ishal vakalarının çoğunda antibiyotik kullanmaya ihtiyaç yoktur. İçinde kan ve mukus olan, yüksek ateş ve şiddetli karın ağrısı ile giden ishal vakalarında antibiyotik gerekebilir. Doktor vermeden antibiyotik kullanılmamalıdır” diye konuştu.
“İshalden korunmanın en iyi yolu kişisel hijyendir”
İshalden korunmanın en iyi yolu kişisel hijyen olduğunu kaydeden Akkol, “İshalden korunmanın en iyi yolu kişisel hijyendir. El yıkama çok önemlidir ve çocuklara bakan kişiler kişisel hijyene çok önem vermelidirler. Meyveler ve sebzeler tüketilmeden önce çok iyi yıkanmalıdır. Bozulmuş besinlerden uzak durulmalı, kaynağı belli olmayan içme suları içilmemelidir. Besinler iyi pişirilmelidir. Anne sütü ile beslenme, ishalin gelişmesini önleyen en iyi ve etkili koruma yöntemidir. Anne sütü ile beslenen bebeğin bağırsakta mikroplarla temas riski çok azdır. Ayrıca bebeğin bağışıklığını artırma ve uygun bağırsak florasının devamını sağlayan faktörler içerdiğinden önemli koruyucu etkileri vardır. Anne sütü ile beslenen bebeklerde genelde ağır ishal görülmez ve anne sütü almaya devam eden ishalli bebekte ağır dehidratasyon gelişme olasılığı azdır” şeklinde konuştu.