Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, ''Türkiye'nin içinde bulunduğu ortamın yeni anayasaların gerektirdiği uzlaşma, anlaşma ve hoşgörüye uygun olmadığını'' savundu. Kanadoğlu, Atatürkçü Düşünde Derneği Denizli Şubesi tarafından Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde düzenlenen ''Devrim Yasalarının Yıl Dönümünde Anayasa Çalışmaları ve Ardındaki Gerçekler'' konulu söyleşiye katıldı. Türkiye'nin mevcut anayasasının değiştirilmesi gerektiğini, insan temel hak ve özgürlüklerine daha yakışır hale getirilmesi gerektiğini anlatan Kanadoğlu, ''Çünkü anayasa insicamı kaybetmiştir. Birbiriyle çelişik hükümleri taşır hale gelmiştir. Türkçesi berbattır. Eğer bir hüküm 2,3,4 defa değişik yorumlara yol açıyorsa o işte bir yanlışlık vardır. Bu anayasa değiştirilmelidir, insan temel hak ve özgürlüklerine daha yakışır hale getirilmelidir. Devlet organlarının birbirleriyle olan ilişkileri medeni bir işbirliği ve iş bölümü haline mutlaka getirilmelidir'' dedi. Anayasada nasıl değişiklik yapılacağının 175'inci madde ile belirlendiğini, bu maddede TBMM'nin anayasa üzerinde yapabileceği deşikliklerin sınırlandığını, kaydeden Kanadoğlu, anayasa'nın ilk üç maddesini değiştirmenin mümkün olmadığını, değiştirilmesinin teklif edilemeyeceğini belirtti. Kanadoğlu, ''Doğrudan doğruya yeni bir anayasa, yani A'dan Z'ye yeni bir anayasa kalkışırsanız, bunun iki önleyici nedeni vardır. Birincisi, anayasanın kendisi buna müsaade etmiyor. İkincisi ise yeni anayasalar, bir uzlaşıdır, bir anlaşmadır, bir hoşgörüdür. Türkiye'nin içerisinde bulunduğu ortam bu anlaşmaya da uzlaşmaya da hoşgörüye de uygun değildir'' diye konuştu. Konuşmasında anayasa kitabını göstererek ''Peki bu Allah'ın kelamı mı? Bunu hiç değiştirmek mümkün değil mi ?'' diye soruların sorulduğunu, tartışmaların yapıldığını belirten Kanadoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Elbette mümkün. Halka soracaksınız, evvela Anayasa'nın 175'inci maddesini değiştireceksiniz. Çünkü anayasa değişikliğiyle halk oylamasına gitmek mümkün. Aklınıza gelen her konuda halk oylamasına gitmek mümkün değil zaten. Evvela halka şunu soracaksınız, (A'dan Z'ye yeni bir anayasa istiyor musunuz). Eğer 'evet böyle bir anayasa değişikliğini istiyoruz' derse ki bunda 3'te 2 bir çoğunluk arayacaksınız. Yani nitelikli çoğunluk. Sonra bir kurucu meclis seçimi yapacaksınız. Burada hiçbir şekilde baraj olmayacak. Her düşünce orada olacak ve o düşünceler birbirleriyle uzlaşarak, anlaşarak yeni bir anayasayı ortaya çıkaracak. İşte o çıkan anayasayı da tekrar halk oylamasına sunacaksınız. Anayasa kolay bir olay değildir. 2 sene, 3 sene, 20 sene, 50 sene için yapılmaz. Anayasalar o ülkeye yol çizer.''