Aktuna son yolculuğunda

İstanbul'da önceki gün vefat eden eski bakanlardan Yıldırım Aktuna, son yolculuğuna uğurlanıyor.

Aktuna için ilk tören, 1979-1988 yılları arasında başhekimlik görevinde bulunduğu Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde düzenlendi.

Aktuna'nın Türk Bayrağı'na sarılı tabutu, hastane çalışanları ve eski mesai arkadaşlarının alkışlarıyla hastane başhekimliği önündeki katafalka konuldu.

Saygı duruşunda bulunulmasının ardında bir konuşma yapan hastane başhekimi Doç. Dr. Medaim Yanık, hastane kurucusu Mazhar Osman'ın 1939'lu yıllarda "Bakırköy öyle bir kurum ki onu düzeltmeye kimsenin gücü yetmez" dediğini hatırlatarak, akıl hastanelerinin darlıkta ilk unutulan, bollukta da hatırlanmayan yerler olduğunu söyledi. Yıldırım Aktuna'nın Bakırköy'de başhekimlik yaptığı dönemde hastaneye önemli hizmetler yaptığını ifade eden Yanık, "Aktuna, başhekimliğinde hastanenin çağdaşlaşması için dev bir adım atmıştır" dedi. Yanık, ancak hastanenin Mazhar Osman'ın dediği gibi hala ilgiye ihtiyacı bulunduğunu ifade ederek, "Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine hizmet bir şereftir. O şeref de sayın Yıldırım Aktuna'ya nasip olmuştur. Kendisine tanrıdan rahmet diliyorum" diye konuştu.

Hastanenin eski başhekimlerinden Prof. Dr. Arif Verimli de Yıldırım Aktuna'nın son derece insancıl, hastalarını ve mesleğini seven bir kişi olduğunu dile getirerek, "Onun bize bıraktığı düşünce, sevgi ve çağdaşlaşma fikri her zaman yanımızda olacaktır" diye konuştu. Hastanenin Nöroloji Kliniği Şefi Doç. Dr. Dursun Kırbaş da, hastane için Yıldırım Aktuna'nın, Mazhar Osman kadar önem taşıdığını kaydetti. Hastanenin Aktuna'nın yüreğini koyduğu bir proje olduğuna dikkat çeken Kırbaş, "O, iz bırakanlardandı. Kendisine yaptığı hizmetlerden dolayı teşekkür ederiz" dedi.

Psikiyatrist Uzman Doktor Niyazi Uygur da, Aktuna ile 9 yıl birlikte görev yaptıklarını dile getirerek, Aktuna'nın hastane başhekimliği döneminin çok önemli olduğunu söyledi. Aktuna'dan önce hastanenin köhneleşmiş, çürümüş ve bu durumun kanıksandığı bir yer olduğunu vurgulayan Uygur, "Hastane bir toplama kampı, esir kampı gibiydi. 40-50 kişilik yerlerde 200 kişi yatardı, hastaların üstü başı yoktu. Bu hastanenin Aktuna'ya ihtiyacı vardı. Müthiş bir reform, yapısal değişiklik yapan Aktuna, kanıksanmış her şeyi ters yüz etti ve hastaneyi gerçek bir hastane yapmayı başardı" diye konuştu. Aktuna'nın basın danışmanlığını yapan Mete Alpman da Aktuna'nın Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin kilometre taşlarından biri olduğunu ifade ederek, onun kurduğu AMATEM'in izlerinin hiçbir zaman silinmeyeceğini söyledi.

Alpman, Aktuna'nın belediye başkanlığı ve bakanlığı döneminde de önemli hizmetler yaptığını ve ilkleri getirdiğini ifade etti. Aktuna'nın başhekimliği döneminde hemşirelik yapan hastanenin başhemşiresi Melahat Akbaş da, 1980'li yıllarda bu hastanede görev yaptığını ifade ederek, o dönemde hastanenin utanç verici bir durumda olduğunun anlattı. Akbaş, Aktuna'nın hastaneyi çağdaş bir hastane kimliğine kavuştuğunu bildirdi. Konuşmaların ardından Aktuna'nın naaşı, meslektaşları ile hastaların alkışları arasında cenaze aracına konuldu ve Bakırköy Cumhuriyet Meydanı'na götürüldü.

BAKIRKÖY'DE TÖREN

Aktuna'nın 1989-1991 yılları arasında belediye başkanlığı görevinde bulunduğu Bakırköy'ün Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.

Törende konuşan Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, Yıldırım Aktuna isminin unutulmayacağını ve Aktuna'nın iz bırakan kişilerden olduğunu söyledi.

Aktuna'nın toplumcu, çağdaş, aydın ve laik bir yurttaş olduğunu dile getiren Erzen, Aktuna'nın Bakırköylüler için ayrı bir anlam taşıdığını belirtti.

Erzen, Yıldırım Aktuna isminin Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi ile özdeşleştiğini dile getirerek, Aktuna'nın belediye başkanlığı yaptığı dönemde önemli hizmetler yaptığını dile getirdi.

Erzen, Aktuna'nın adının Bakırköy'de bir yere verilmesi için Belediye Meclisi'ne teklifte bulunacağını bildirdi.

Bakırköy Kaymakamı Dursun Ali Şahin de Aktuna'nın başhekimliğinin yanı sıra belediye başkanlığı ve bakanlık gibi her kademede önemli hizmetler yaptığını söyledi.

Aktuna'nın oğlu Oğul Aktuna da, babasıyla ilgili anılarını dile getirerek, babasının belediye başkanlığı döneminde kurulan bir tanzim satış mağazasının önüne bir gece gittiklerini ve burada yaklaşık bir kilometre uzunluğunda bir kuyrukla karşılaştıklarını anlattı. Babasının, bu insanların gece sıraya girip sabah kendilerine dağıtılacak yardım paketini beklediklerini söylediğini belirten Oğul Aktuna, babasının kendisine gelir adaletsizliğini düzeltmek ve vatandaşın sağlık sorunlarını gidermek için çalıştıklarını söylediğini anlattı.

Babasının sosyal bakış açısının kendisini derinden etkilediğini vurgulayan Aktuna, babasının Atatürk'ün "Nutuk"ta sözünü ettiği muasır medeniyetler seviyesine çıkmak için bu ülkeye 40 yıl hizmet ettiğini kaydetti.

Aktuna, "O cumhuriyete sahip çıktı, hıyanet etmedi, ettirmedi. Emanete sahip çıktı. Onunla gurur duyuyorum. Huzurlarınızda Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün gençliğe hitabesinde bahsettiği gençlerden 1930 doğumlu Doktor Yıldırım Aktuna var. Ben onunla gurur duyuyorum" dedi.

Törene, Aktuna'nın eski eşi Zeliha Berksoy, gelini Özlem Aktuna, ağabeyi Nejat Aktuna, meslektaşları ve çok sayıda vatandaş katıldı.