Haber61 – Haber Merkezi – Alaatin Çakıcı 05.02.2015 tarihinde Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcilığına ilgili yasal düzenlemeye istinaden,bakıma muhtaç annesiyle birlikte geçirmek üzere,infazının 6 ay süreyle ertelenmesini talep etmişti.Bu talep Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı tafaından bugün reddedildi.
Konu ile alakalı Haber61’e açıklama yapan Çakıcı’nın avukatı Mehmet Sinan İnce, “ Reddedilme gerekçesi hukuki değil,siyasi tasarruftur.Alaattin Çakıcı,'yandaş','candaş'olmadı;dirsek temasına geçip 'hazırolda'durmadı.Siyasi otoriteye karşı itiraz eden duruşunu kararlılıkla muhafaza etti,toplumun vicdanı oldu.Yasal haklarının kullandırılmayışı bu gerekçeyledir.Bu keyfine göre,kişiye göre hukuk,hangi noktada olduğumuzun hazin bir göstergesidir.Mukdedirler bu tavrı kendilerine yakıştırsalar da,Türkiye'ye yakışmadı.”ifadelerine yer verdi.
Savcılığın kararı üzerine itirazda bulunan Çakıcı, "İnsanlar ve tüm mahlukata rızkı Rizeli Tayyip Erdoğan vermiyor" dedi. Savcının elini taşın altına koyması gerektiğini ifade eden Çakıcı, "Bu ülkede ne sultanlık ne de sadrazamlık vardır" diye tepki gösterdi. 2013 yılının Ocak ayında çıkarılan "Torba Yasa", hükümlülerin anne, baba, eş ya da çocukların sürekli hastalıkları durumunda cezanın 6 ay ertelenmesini öngörüyor. Çakıcı bu maddeyi gerekçe göstererek cezasının 6 ay ertelenmesi için savcılığa dilekçe yazdı. Ancak, Çakıcı'nın bu talebi reddedildi.
Karara itiraz eden Çakıcı, savcılığa şu dilekçeyi gönderdi:
"2. Torba Yasa'da yer alan cezası 3-5 yıl olan mahkumlara uygulanan 4. maddenin 4. fıkrasına göre, 90 yaşındaki yatalak annemle ilgili infazımın durdurulmasını istemiştim. Bu ülkede eşitlik ilkesini tüm yargı organlarındaki görev uygulayıcıları her türlü bürokratik baskı da olsa, evrensel hukuk adına ve de vicdani olarak Allah'a karşı sorumludur. Ettikleri yemin gereği ve insan olmanın etik kurallarına uymak namus ve şereftir. Bir fiil 12,5 yıldır yatmaktayım. Devleti namusum kadar sevmek, bir Türk olmanın gereğidir. İnanç yönünden de her Müslüman gibi Allah'a teslim olmuşum. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı ve Sayın Ahmet Davutoğlu'nu sevmek zorunda değilim. Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını, kanun uygulayıcıları uygular. Bu ülkede ne sultanlık ne de sadrazamlık vardır. Sayın savcım elini Allah katında taşın altına koyamıyor. İnsanlar ve tüm mahlukata rızkı Rizeli Tayyip Erdoğan vermiyor. Yetkili kişiye değil makamına saygı duyarım. Yukarıda bahsettiğim Rizeli Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu'nun makamlarına asla bir lafım olamaz; sivil kimliklerine, yetkilerini hoyratça ve baskıcı uyguladıkları içindir."