Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili davanın en önemli şahitlerinden olan Albay A.Ö., Bursa'da ifade verdi. Avukatların ısrarlı soruları üzerine A.Ö., "Cinayet öncesinde Dink'in öldürüleceğine dair istihbaratçıların beni uyardığını hatırlamıyorum. Bu konuda o kadar çok evrakla uğraştım ki, olayın sanki asıl faili ben oldum" diye karşılık verdi.
Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin yazılı talimatı üzerine Bursa 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nde ifade veren A.Ö. (52), Dink'in öldürülmesi öncesinde gelen istihbaratın kayda alınmadığı yönündeki iddialarla alakalı açıklama yaptı. Duruşmada, Dink'in avukatları Ergin Cinmen, Hakan Bakırcıoğlu ve Avukat Ergin Türksoy da hazır bulundu.
16-17 Ocak 2007 tarihinde bölge komutanı ile birlikte denetim yapmak üzere dolaştıklarını belirten eski Trabzon Jandarma Alay Komutanı A.Ö., şöyle konuştu: "20 Ocak 2007 tarihinde Zigana Dağı'na gittik. Gümüşhane Alay Komutanı ile birlikte toplantı yaptık. Geceyi orada geçirdik. 21 Ocak 2007 Pazar akşamı döndüm. Zigana'da iken cep telefonumdan İstihbarat Şube Müdürü Yüzbaşı M.Y. beni arayarak, (Komutanım, Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili bazı bilgiler var. Çekelim mi?) dedi. Ben de kontrol ettikten sonra çekmelerini söyledim. Aynı gün Trabzon Emniyet Müdürü beni arayarak, Ahmet Samast isimli bir şahsın gelip gazeteci Hrant Dink'i vuran şahsın kendi oğlu olduğu ihbarında bulunduğunu söyledi. Ayrıca, 156 jandarma imdat telefonuna şahsın yaklaşık kimliği, kaba adresi ihbar edilmiş. Bu konuşmaları yaptıktan sonra istihbarat Şube Müdürü ve il merkez jandarma komutanını arayarak gerekli talimatları verdim. İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri ile birlikte çalışmalarını istedim."
Aynı gece geç saatte zanlının Samsun'da yakalandığını öğrendiğini anlatan A.Ö., sözlerine şöyle devam etti: "Daha sonra müfettişler geldi. Gerekli tahkikatlar yapıldı. Herkesin ifadesi alındıktan sonra müfettişler tarafından gitmeden önce bana kapalı zarfa bırakılan, benden istenen bilgileri ben daha sonra hazırlayarak onlar gittikten sonra kendilerine gönderdim. Daha sonra İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na bizden istenen bilgi gönderildi. Daha sonra Başçavuş O.Ş. ile Uzman Çavuş V.Ş.'nin ifadelerini değiştirdiklerini öğrendim. Neden ifade değiştirdiklerini anlamadım"
Haklarında dava açılan Uzman Çavuş V.Ş. ile Başçavuş O.Ş.'nin değiştirdikleri ifadesini mahkeme hakimi Tülin Ertuğrul Özkan tanık A.Ö.'ye okudu. Bunun üzerine A.Ö., Uzman Çavuş V.Ş.'nin anlattıklarıyla ilgili herhangi bir bilgisi olmadığını belirterek şöyle konuştu: "Toplantıda herhangi bir şekilde söylediği konu gündeme gelmedi. Ben hatırlamıyorum. Öyle bir istihbarati bilgi ellerine geçmişse V.Ş. ile O.K. bu işin kursunu gören, eğitimini alan personeller olup böyle bir bilgi elde ettiği takdirde ne
yapabileceklerini bilmeleri gerekir. Yapması gereken işlemler de görev tanım formu şeklinde göreve başladıklarında kendilerine tebliğ edilir. Böyle bir konunun öğrenilmesi halinde bunun hemen kayda girilmesi gerekirdi. Toplantıda gündeme getirilip getirilmemesi çok önemli değil. Gündeme getirildiğini de hatırlamıyorum. Onların yapması gereken kayda aldıktan sonra şube müdürlerine bildirmektir. Şube müdürü de bana bildirdiği takdirde ben gelen bilgiyi kontrol edip gereğinin yapılıp yapılmayacağına o zaman
karar veririm. İstihbarat bilgileri bana ulaştırılmadan önce kayda girer. İşleyiş bu şekildedir."
HRANT DİNK'İN NE GAZETESİNİ NE DE KENDİSİNİ TANIMIYORDUM
Dink'in avukatlarından Ergin Cinmen de, tanık A.Ö.'ye davayla ilgili sorular yöneltti. "Personelinizle aranızda husumet var mı?" sorusuna A.Ö., "Bu askeri bir bilgidir. Kendi iç işleyişimizle ilgilidir" cevabını verdi. Olay tarihinde Trabzon İl Jandarma Komutanlığı tarafından tutulan haber bildirim formuyla ilgili tanığa sorular soran Avukat Cinmen, "Yasin Hayal'i tanıyor musunuz? sorusuna "Tanımıyorum" derken, Hran Dink ile ilgili de, "Ne gazetesini ne de kendisini tanımıyordum" cevabını verdi.
Avukatların, "Altında imzanız bulunan tutanakta belirtildiği gibi, cinayetin Yasin Hayal tarafından ve suçta kullanılan Ardeşen el yapımı silahla işlendiğini nereden biliyordunuz?" sorusu üzerine Albay A.Ö., "Bunu İstihbarat Şube Müdürü ve Uzman Çavuş V.Ş. ve Başçavuş O.Ş.'nin verdiği istihbaratı bilgilerden biliyoruz. O metin hazırlandığında ben orada değildim. Bu hususu istihbarat Şube Müdürü M.Y. daha iyi bilir" karşılığını verdi.
BU ŞEKİLDE SORU SORARSANIZ CEVAPLAMAM
Avukatın, "Siz önünüze gelen her evrakı eklerini ve mesnedini görmeden imzalar mısınız?" şeklindeki sorusuna Albay A.Ö. şöyle karşılık verdi: "Bana bu şekilde soru sorarsanız cevap vermem. Usulüne uygun her belgeyi imzalarım. Yazım hatalarına ve gideceği yere bakarım. Usulüne uygunsa haberi bildiririm. Ben bilginin doğru yanlış olduğunu bilemem. Çünkü bunun doğru olma zorunluluğu yoktur. Ben haberin toplayıcısı değilim. İçeriğiyle ilgilenmem. Usulüne bakarım, uygun değilse uygun hale getiririm. Benim
böyle bir haberi gizlemekle faydam yok. Bu haberin değerlendirilmemesiyle ilgili hiçbir karım yok."
A.Ö., "Hrant Dink'in öldürülmesi bir terör olayı mıdır yoksa asayiş olayı mı?" şeklindeki soruya da şöyle cevap verdi: "Bireysel, tek kişiyse asayiş, 3-5 kişi bir araya gelip işlediyse de terör olayıdır diye bakarım. Biz evrakımızı hazırlarız, bunun değerlendirmesini savcılık yapar."
A.Ö., avukatların "Göreve ne zaman başladınız? Trabzon'daki Mc Donalds'ın bombalanması olayını hatırlıyor musunuz?" sorularını, "Hatırlamıyorum" şeklinde cevapladı. A.Ö.'ye, bunun üzerine avukatlar, hafıza sorunu olup olmadığının sorulmasını istedi. A.Ö. de, herhangi bir hafıza problemi olmadığını söyledi.
Duruşma sonunda valiliğin hakkında soruşturma açılması yönünde izin verdiğini öğrendiğini hakime anlatan A.Ö., çıkışta gazetecilere görüntü vermemek için büyük çaba harcadı. Dink'in avukatları ise adliye çıkışında Albay A.Ö.'nün talimatla ifade verdiğini söyleyerek, "Duruşmada gerekli açıklamaları yaptık" demekle yetindi.