Ankara Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı Suçlar Bürosu'nun talebi üzerine 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin kararına göre, avukatlar dosyadan bazı istisnalar dışında bilgi, belge alamayacakları ve benzer kısıtlama kararlarının Suruç ve Diyarbakır'daki bombalı saldırılardan sonra da alındığı belirtildi. Kararın, basına yönelik özel bir gizlilik kararı anlamına gelmediği öğrenildi.
Soruşturmayı yürüten Ankara Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı Suçlar Bürosu'nun talebiyle saldırıdan bir gün sonra (11 Ekim 2015) Ankara 2. Sulh Ceza Mahkemesi, soruşturma dosyası üzerinde 'kısıtlama' (gizlilik) kararı aldı.
Mahkemenin 2015/3985 sayılı kararının Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 153. maddesinde müdafiin (sanık avukatı) dosya içeriğini inceleme veya belgelerden örnek alma yetkisinin, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim kararıyla kısıtlanabileceği düzenleniyor. Bu maddeye göre kısıtlama kararı ile avukatlara 'Yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adli işlemlere ilişkin tutanaklar' dışında hiçbir belge avukatlara verilemeyecek. Kanuna göre kısıtlama kararı suçtan zarar görenlerin avukatları da kısıtlama kararı nedeniyle dosyadan belge alamayacaklar.
Sanık avukatı ile mağdur avukatları arasında ayrım gözetilmeden verilen kısıtlama kararı verilmesi ile yakınlarını kaybedenlerin avukatlarının ve mağdurların dosyadaki gelişmelerden haberdar olmasının da öne kesilmiş oldu.