Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakan'ın YAŞ toplantısında, tek başına oturduğu görüntülerini eleştirenlere sert çıktı.
'Ailecek mi oturacak?' diye soran Arınç, "Kanun böyle diyor. Bu birilerine zor geliyor. Karikatürize etmiyorum. TSK'nın, ne Genelkurmay Başkanını, ne erini, ne de onbaşısını kimse küçümseyemez. Ama onların kendi içinde bile bir hiyerarşi var." dedi.
Tarifeli uçak ile Ankara'dan Bursa'ya giden Bülent Arınç, partisince Merinos Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıya katıldı. Burada konuşma yapan Arınç, seçimlerden sonra mecliste and içmeyen CHP ve BDP'yi eleştirdi. Milletvekili seçilen Ergenekon ve KCK sanıklarının tahliye edilmemeleriyle ilgili karara gösterilen tepkiye anlam veremediklerini belirten Arınç, "Ne Anayasa'da, ne hukukta, ne de teamüllerde böyle bir şey var. Ne de TBMM'ye gösterilmesi gereken saygı içersinde. Biz hamdolsun hepimiz sıramız geldiğinde ant içtik. MHP katıldı. Çok doğru bir karar verdi. Ant içtiler" diye konuştu.
CHP'nin TBMM'ndeki and içme töreninde çok garip davranışlarda bulunduklarını, mecliste ön sırada oturmalarına rağmen milletvekillerinin anç içmediklerini belirten Arınç, CHP'nin daha sonraki süreçte ant içmek için bahanelerle çıkış yolu aradığını söyledi. 'Maaşlarını alıp da ant içmeden bankamatik vekil mi oldun?' sözlerinin onları perişan ettiğini belirten Arınç, "Sonunda kuzu kuzu gelip ant içme töreninde buldular. Biri hala direniş yapıyor sanki. O da bir gün evvel Ekim olsa da ben de koşup ant içsem, bu işten kurtulsam hevesi içinde" olduğunu söyledi.
ONLARDA GELİP YEMİN EDECEK
Başbakan Yardımcısı Arınç, BDP'den seçilen milletvekillerinin Diyarbakır'dan Ankara'ya henüz gelemediklerini belirterek, "Tatil olduğu için belki şimdi gelmişlerdir. Ama meclisin kapandığı güne kadar gelememişlerdi. Orada, varlığı bile yasal statüye kovuşmamış olan, dernek ve vakıf olmayan, 'demokratik toplum kongresi' diye bir şeyi iki günde bir topluyorlar. Oturup çay içip dağılıyorlar. 'Biz grup toplantısı yaptık' diyorlar. Ne Anayasa'da, ne meclis iç tüzüğünde, partilerin grup toplantıların parlemento dışında yapabileceklerine dair yetki yok. Böyle varlığı ortada olmayan isimle, oralarda buralarda halkı kışkırtarak, şiddete yönlendirerek, acılarımızı paylaşmadan hala kendilerinin dışlandığını iddia eder konumunda duruyorlar. Ama emin olun meclisin açılmasıyla onlarda gelip and içecek. TBMM yasama görevine başlayacak" dedi.
YAŞ TOPLANTISINI DEĞERLENDİRDİ
Konuşmasında YAŞ toplantısına değinen Bülent Arınç, geçmişte bu toplantıların sembolik olduğunu, Başbakanların toplantıyı açmış göründüklerini ve bir saat sonra ayrıldıklarını söyledi. TSK'nın bundan önce toplantıları, kendi bünyesinde gerçekleştirdiğini belirten Arınç, "Biz hükümete geldiğimiz 9 yıldan bu yana, Başbakanımız bazen 1, bazen 2, bazen de 4 gün kalıp, gelişmeleri 'Başkan' sıfatıyla takip ediyor. Bu dönemde de, bütün toplantılara katılacağını ifade etmişti. Bildiğiniz gibi toplantı öncesi gelişme yaşandı. Genelkurmay Başkanı ve 3 kuvvet komutanı emekliliklerini istediler. İki yada üç gün sonra YAŞ toplantısı başlayacaktı. Önce, istifa diye alt yazılar geçti. Sonra bunun, emeklilik talebi olduğu ortaya çıktı. Bu emeklilik talebi bireysel bir haktır. Süresini dolduran herkes ne zaman ihtiyaç duyarsa bunu isteyebilir. Kaldı ki Koşaner'in görev süresi bir yıl daha vardı. 3 kuvvet komutanınn görev süresi ise 2 gün sonra bitiyor ve reesen emekliye ayrılıyorlardı. Dolayısıyla tepki olarak yorumlamak ne kadar haklıdır, takdirlerinize sunarım. Öyle bile görseniz, çok düşük yoğunluklu bir tepkiydi. 3 gün sonra zaten emekli olacaksanız. 3 gün önceden emekli olmanın kime hangi mesajları vermesi konusunda herkes başkasına bakmadan kendi vicdanında dinlesin" diye konuştu.
HERŞEY NORMALLEŞİYOR
Yaşanan gelişmelerin ardından Türkiye'nin önününün kararmadığını belirten Arınç, "Ben 10 sene 20, 30 yıl öncesini de biliyorum. Çok şükür benim siyasi hayatım bunların hepsini bana gösterdi. YAŞ toplantısına 3 gün kala komuta kademesinin istifa ya da emekliliğini istemesi, Türkiye'yi nasıl karıştıracağını, nasıl bir kaosa yol açacağını, felaket tellallarının nasıl senaryolar yazacağını, 'sabahlara kadar ışıklar yandı' diye nasıl manşetler atılacağını, 'Arkasından ne gelecek' diye telaffuz etmek istemediğim bazı kelimelerin nasıl konuşulacağını hepiniz biliyorsunuz değil mi? Bu sene öyle mi oldu? Hayır. Ertesi güne bile kalmadı. Ne ışıklar sabaha kadar yandı, ne uykusuz geceler geçti. Başbakan 'Ben İstanbul'a gidiyorum' dedi. Cumhurbaşkanı 'Ben de geliyorum' dedi. Gel bir çay içelim orda. Herkes işine bakacak. Demokrasi böyle bir şey. Her şey normalleşiyor. Eskiden geleneksel korkular, eskiden pat deyince korkanlar vardı. Şimdi yok normalleştik" dedi.
TSK'YI KİMSE KÜÇÜMSEYEMEZ
Başbakan'ın YAŞ toplantısında, tek başına oturduğu görüntülerine de değinen Arınç, "Ailecek mi oturacak? Kanun böyle diyor. Bu birilerine zor geliyor. Karikatürize etmiyorum. MGK'nın Başkanı kim? Cumhurbaşkanı. Ben bu toplantıda 3'üncü sıradaydım. Şimdi 2'nci sıradayım. TSK'nın, ne Genelkurmay Başkanı'nı, ne erini, ne de onbaşısını kimse küçümseyemez. Ama onların kendi içinde bile bir hiyerarşi var. Biz biliriz askerliği. Ben de asteğmen olarak yaptım. Disiplin mahkemelerinde savcılık yaptım. Ceza verdim. Katıksız hapis cezaları verdim 3-7 gün. Biliriz bu işleri. Artık Türkiye'de, 'Acaba' falan yok. Türkiye'de Ak Parti ile yeni bir demokrasi dönemi başladı. Demokrasiyi sonuna kadar güçlendirip, genişleteceğiz. Bu dönem özgürlükler dönemi. Egemenlik milletindir dönemi. İnsan odaklı Anayasa yapma dönemidir. Artık Türkiye'de de eski korkular, cuntalar, darbe mi oldu oluyor havaları kimsenin aklına gelmeyecek. Bu ülkede seçimle gelinecek, seçimle gidilecek. Seçimler dürüst olacak. Millet istediğine oy verecek. Beğenmediğini atacak. Demokrasi böyle bir şey. Ülkeyi yöneten hükümettir. Ona yapılacak hiç bir müdahaleyi kabul etmiyoruz" diye konuştu.
KİMSEYLE RÖVANŞ MÜCADELESİ İÇİNDE DEĞİLİZ
TSK'nın sadece kendisine verilen şerefli askerlik görevini yapacağını ifade eden Arınç, MHP'li Oktay Vural'ın Genelkurmay ile ilgili söylemlerini eleştirdi. Vural'ın Genelkurmay'ın, Çevre Bakanlığı'na bağlanmasını istemesiyle, aklı sıra alay ettiğini söyleyen Arınç, "Asker de mıntıka temizliği' yapıyormuş, 'O zaman Çevre Bakanlığı'na bağlanması daha uygun' olurmuş. Bu kadar gayri ciddi, sulu, alay taşıyan bir konuşma ona çok yakışıyor doğrusu. Ama biz TSK'nın itibarını çok daha güçlendirecek bir çalışmanın içindeyiz. Hamdolsun ki, bugüne kadar ki gelen tüm yanlışlıkların, artık Anayasal çerçevede gittiğini ve bundan sonra da görevlerin en iyi şekilde yapılacağını düşünüyoruz. Kimseyle rövanş içinde değiliz. Herkesle hukuk içinde, hukukun gereğini yapmaya mecburuz. Türkiye bir hukuk devletidir hukuk egemen olmalıdır" dedi.
TÜRKİYE'DE MEVSİM DEĞİŞİYOR
AK Parti'nin 10 yılda 3 dönem üst üste iktidar olduğu için herkesin şükür secdesi yapması gerektiğini söyleyen Arınç, Kürt aydın Kemal Burkay'ın 31 yıl sonra Türkiye'ye dönmesiyle ilgili olarak da şunları söyledi: "Güzel bir insan. 31 yıl sonra memleketine döndü. Az bir şey değil. Ben daha önce Avrupa'ya gittiğimde Şivan Perver ile görüşmüştüm. O da vatan hasretiyle yanıyordu. 'Geleceğim' dedi. Zamanı gelince o da gelecek. Şimdi bu kişinin söylediği bir söz. Bütün Ak Partililer şunu bilsinler. İklim değişir Akdeniz olur. Türkiye'de iklim değişiyor. Akdeniz oluyor. Baharlar oluyor. Çok daha güzel olacak İnşallah" dedi.