Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, çocuk cinayetleriyle ilgili bir soruya verdiği cevapta bazı televizyon yayınlarına dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
Arınç, Son dönemde artan çocuk cinayetleriyle ilgili kabine üyeleri arasında idam yanlısı bazı açıklamaların yapıldığının hatırlatılması üzerine Arınç, Türkiye’de idam cezasının kaldırıldığına dikkat çekti. Arınç, "Şimdi Türkiye’de idam cezasını gerektiren suçlarda ’ağırlaştırılmış müebbet’ veya ’müebbet hapis’ var. Eğer çocuklar hakkında işlenen cinayetler caydırıcı olma vasfını taşımayan bu günkü Türk Ceza Kanunu’ndaki maddelerle engellenemiyorsa, elbette cezalarını daha çok arttırmak gereklidir. Bu konuda Adalet Bakanlığımızın bir çalışması var" dedi.
Seçim bölgesi Bursa’ya gelen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gazetecilerin sorularını ilginç cevaplar verdi.
'BURAYA KADAR ÇIKMIŞ ETEKLERİ...'
Arınç, çocuk cinayetleriyle ilgili soruyu yanıtlarken, olaya toplumsal bazı sebepleri ve bazı televizyon yayınlarına dikkat edilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:
"Maalesef bazı televizyonlar bütün gelir kaynaklarını bu tür dizilere haslediyorlar. Bu ulusal çapta yayın yapan mesela Avrupa’da bunun örneklerini göremezsiniz. Amerika’da böyle televizyon dizileri göremezsiniz. Bizde gençlere yönelik kravatı buralara kadar gelmiş, dizleri buraya kadar çıkmış etekleri ve birbirileriyle sadece argo konuşan 25 kelimeyle hayatlarını sürdüren ama herşeyin içersinde cinsellik içeren bu türlü programlar Türkiye’deki cinsel hayatı sınırsız ve sorumsuz hale getiriyor. Eleştireceklermiş varsın eleştirsinler."
TELEVİZYONLARDAKİ GENÇLİK DİZİLERİ
Gençliğin uyuşturucu ve her türkü kötü alışkanlıklardan kurtarılması gerektiğini, bunun hükümetin görevleri arasında bulunduğunu ifade eden Arınç şunları söyledi:
"Toplumsal bazı sebepleri ve dikkatleri de ön plana almamız lazım. Mesela ben, RTÜK’de basından biraz sorumlu arkadaşınız olarak söylüyorum. Çok eleştirileceğimizi biliyorum. Pek çok televizyonumuzda lise çağındaki gençlere yönelik diziler. Okul sıralarında öğretmenlerine karşı hitapları, arkadaşlarla ilişkileri, kız yüzünden kavga etmeleri, genç yaşta bazı özentilere gitmeleri, lüks hayat özlemleri, çocukların ailesi ile olan ilişkileri o kadar büyük bir dejenerasyon halinde topluma naklediliyor ki. Ben Türkiye’nin yaşadığı bu sosyal bunalımda bu tür dizilerin eğer eğitici ve öğretici olmuyorsa, çok büyük payının olduğuna inanıyorum. Toplumuda ki bunalımın kaynaklarından bir tanesi de budur. Bakın tıbbi bir gerçekliktir: Bluğa erme yaşı çok küçülmüştür Türkiye’de. Yani uyarılma yaşı eskiden kızlarımızda 13-14, gençlerde 15 iken, şimdi 8-9-10’lara kadar gerilemiştir. Bu iyi bir şey midir. Fizyolojik birşeydir. Belki bunun önüne geçilemez. Ama çocuklarımızı çocuk yaşlarında cinsel açıdan uyaran pek çok etken var. Bu etkenler bizi hangi sonuca götürüyor. Ülkemizin çok ünlü pedegogları var. Onların bunları konuşması lazım. "