Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye'nin Suriye'ye yönelik aldığı önlemlerden maddi zararlar görebileceğini belirterek.
"Ama biz bunu göze alacağız, yeter ki Suriye'deki rejim bu tedbirlerin uygulanmasıyla bir noktada demokrasiye dönüşüm konusunda karar versin" dedi.
Arınç, Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünce "Değişim ve Süreklilik Ekseninde Medya, Yeni İmkanlar ve Fırsatlar" adı altında düzenlenen "Türk-Arap Medya Forumu"nun sonunda Arap gazetecilerin sorularını cevapladı.
Lübnan'dan bir katılımcının "Bugün Suriye'de bir bahar açılmak üzere. Türkiye, Suriye rejiminin hangi senaryo ile yıkılmasını bekliyor- Suriye krizini komşu ülkelere de ihraç edecek mi-" sorusu üzerine Arınç, meseleye bu üslupla bakmadıklarını söyledi.
Arap ülkelerinin pek çoğunda demokrasi talepleri, meşru talepler olduğunu, yıllardır birikmiş bazı isteklerin dile getirildiğini ve bunların toplumsal talebe dönüştüğünü anlatan Arınç, halkın taleplerinin mutlaka dikkate alınması gerektiğini kaydetti.
Bu ülkelerin pek çoğunda demokrasiye, halk iradesine sağlıklı geçiş olmasının önemine işaret eden Arınç, şöyle devam etti:
"Bu bizim temennimiz. Bu ülkelerin hepsiyle dostluğumuz var. Elbette mecburen hükümetler olarak yönetimlerle de dostluğumuz var. Ama bu dostluklarımız halka karşı durmak anlamına gelemez. Biz yönetimlerle kavga edebiliriz, yönetimleri beğenmeyebiliriz ama halkı mutlaka kucaklarız. O yüzden şiddet kullanılmasını, insanların öldürülmesini, tutuklanmasını, açlığa, yokluğa mahkum edilmesini, tanklarla kuşatılmasını, sorgusuz sualsiz alıkoyulmaları, cinayetleri, hiç bir şekilde tasvip edemeyiz. Biz mazlumlarla dostuz ama zalimlerle dostluğumuz söz konusu olamaz."
Türkiye'nin Arap Ligi'nin aldığı kararları doğru ve haklı bulduğunu ifade ettiğini vurgulayan Arınç, dün de Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Türkiye'nin bu kararları nasıl uygulayacağını 9 madde ile ilan ettiğini hatırlattı.
Suriye halkının günlük hayatında, alınacak tedbirlerden zarar görmemesi gerektiğini belirten Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Rejimler gelip geçicidir ama halk bakidir. O yüzden Suriye'nin Türkiye'den en önemli ihtiyacı su meselesidir. Suda kısıntıya gitmemiz halinde Suriye bundan büyük zarar görür, tarımda da başka konularda da suya çok ihtiyaçları var, bir milimlik suda kesintiye gitmeyeceğiz. Bu en tabii ihtiyaçtır, bunda bir kısıtlama düşünmüyoruz. Elektrik tabii bir ihtiyaçtır, elektrikte kısıntı düşünmüyoruz. Ama devlet bazında, Merkez bankaları, siyasi temaslar ve ticari anlamda ciddi önlemler aldık. Bu önlemlerden Türkiye olarak maddi zararlar görebiliriz. Ama biz bunu göze alacağız, yeter ki Suriye'deki rejim bu tedbirlerin uygulanmasıyla bir noktada demokrasiye dönüşüm konusunda karar versin
Suriye içindeki muhalifler ve muhalefet hareketini destekleyenler kendi çalışmalarını yapabilirler, biz bunun ne örgütleyicisiyiz ne de öncüsüyüz. Onların yapabilecekleri konular kendilerince bellidir. Türkiye olarak bu konuda daha fazla bir katkıyı onlarla ilgili söylemem mümkün değil. Ancak tampon bölge dediğimiz, Arap Ligi'nin de yeri geldiğinde kullanabilecek tedbir olarak gördüğü hususu ciddi olarak düşündüğümüzü söyleyebilirim. Şu anda böyle bir tedbir konuşulmamıştır ancak gelişmeler karşısında ihtiyaç olduğunda Türkiye tampon bölge konusunda Arap Ligi ile birlikte hareket edecektir."