İzmir'de 'Gizli bilgi ve belge' suçlamasıyla yargılanan 49 tutuklu askerden 5'i açlık grevine başladı.
Tutukluluk hallerinin, infaza dönüştüğünü savunan askerlerin bugün başladığı açlık grevi 5 gün sürecek.
12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, 357 sanıktan 49'u muvazzaf asker olmak üzere 72'si tutuklu bulunuyor. 16 Nisan 2013 günü başlayan yargılamanın ilk aşaması, 5 Haziran günü tamamlandı. Mahkeme heyeti bu süreçte, iki kez avukatların, müvekkillerinin tahliyesine yönelik istemleri değerlendirdi. İlk değerlendirme toplantısında, heyet, 2'ye karşı 1 oyla hiçbir sanığın tahliye edilmemesi yönünde karar verdi. Heyet, son duruşmanın yapıldığı gün tutuklu 79 sanıktan, 7 kadının tahliyesine karar verdi. Bu isimlerden biri, Genelkurmay Başkanlığı'ndaki sivil personel, 1'i masaj salonu işletmecisi, diğer 5'i de kendilerini, 'eskort kız' olarak tanımayan, sanıklar oldu.
Yargılamanın başlaması ardından her iki tahliye görüşmesinde de, serbest bırakılmaları uygun görülmeyen tutuklu askerlerden 5'i, kaldıkları, İzmir Şirinyer Askeri Cezaevi'nde, açlık grevi başlattı. Açlık grevinin 5 gün süreceği açıklandı. Askerler, İzmir Barosu avukatlarından Murat Ergün'ü, eylemlerinin kamuoyuna duyurulması konusunda sözcü olarak seçti. Avukat Ergün konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Hukukun üstünlüğüne ve adaletin mutlaka tecelli edeceğine olan inançlarında herhangi bir sarsılma olmaması gerektiğine dair telkine karşın, bir kısım muvazzaf subay tarafından, 9 Haziran 2013 günü açlık grevine başlanmıştır” dedi.
Avukat Ergün, söz konusu durumun Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk olduğunu söyleyerek, “Bu gelişme sanıkların tedbir olması gereken tutuklamanın infaza dönüştüğüne olan inançlarının sonucudur” dedi. Açlık grevine başlayan muvazzaf askerler avukat Murat Ergün aracılığıyla kamuoyuna yaptıkları açıklamada, “Nasıl bir süreç içindeyiz” diyerek, “Davada her şeyin bu kadar açık bir şekilde komplo olduğu belli iken, ortada hiçbir somut delil yok iken, yargılamada ifade veren biz sanıklara iddia makamı ve mahkeme üyeleri tarafından bir tek soru dahi sorulmazken, tamamen itibarsızlaştırmaya ve tasfiyeye yönelik, Baştan sona hukuksuzluk ile dolu bir utanç sürecinin içindeyiz” dediler.
Söz konusu durumu hak etmediklerini bildiren muvazzaf subaylar açıklamalarında şu görüşlere yer verdi:
“Hak etmedik, masumuz ve hedefiz. Her şeyden önce insanız, sonra ise ülkesini seven askerler. Bireysel ve aile olarak hayatımız çalınıyor, özgürlüğümüz gasp ediliyor. Mesele ben meselesi değildir, mesele insanların yaşam biçimlerine müdahale, sonra da vatan meselesidir. Herkes sinmiş, daha doğrusu korkutulmuş. Biz savunma verirken, ailelerimiz dışında sizce başka kimler vardı? 357 sanıklı davanın 316'sı asker, diğerleri sivil. Biz suçsuz insanlarız. Yargılama sürecinde ise sunulan delillerin, ifadelerin ve savunmaların da bir anlamı yok.
Değerlendirmelerde olmayan delillerin, olmayan şüphesiyle itham edilen suçların üst sınırları dikkate alınıyor. Yani asker için tutuklama tedbir değil, tasfiye için bir araç. Biz her şeyden önce bir insan olarak hukuk adı altında zulüm görüyoruz. Bu durum, 5 Haziran 2013 tarihinde İzmir 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nin oy çokluğu ile verdiği tutukluluğumuzun devamı kararı ile doruğa çıkmıştır. Şimdiye kadar yaşadığımız hukuksuzlukları çeşitli şekillerde dile getirdik fakat anlaşılamadık. Maruz kalmış olduğumuz bu haksızlığa dikkat çekmek amacıyla, 5 gün süreyle yemek yemeyeceğiz.”