"Terör örgütü PKK'ya yardım ettikleri gerekçesiyle gözaltına alınan Ağılı köylülerinden 36 yaşındaki Abdulkadir Kurt'u işkence yaparak öldürdüğü" iddiasıyla 3 yıl önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan sanık asteğmen Salih Üner'in yargılandığı davaya, Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin "sanığın, tanık askerlerle yüzleştirilmesi" gerekçesiyle bozma kararının ardından yeniden görülmeye başlandı.
Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, hakkında çıkarılan kararının ardından yakalanan sanık Üner, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla hazır edildi.
Sanık Üner, mahkemeye gönderdiği dilekçede, soruşturmanın eksik yapıldığını ileri sürerek, mahkemeye gönderdiği askerlikte çekmiş olduğu resimlerin tanıklara gösterilmesini istedi.
Sanık avukatı Ali Can'ın soruşturmanın genişletilmesi gerektiği yönündeki talebinin reddi yönünde görüş bildiren savcı, talebin dosyanın esasına etkili olamayacağını ve dosyanın zaman aşımına uğramasına neden olabileceğini belirtti.
Mahkeme heyeti, sanık avukatının talebinin reddine karar verdi.
Sanık avukatı Can, dosyadaki belgelerin bir varsayıma dayandığını iddia ederek, "Öncelikle müvekkilimin beraatine, mümkün olmadığı taktirde ağır haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını talep ediyoruz. Çünkü, olay günü terör örgütü PKK mensuplarıyla bir silahlı çatışma yaşanmış, bu çatışmada, müvekkilimin içinde bulunduğu grubun canına kastedilmiştir" dedi.
Sanık Üner de son savunmasında atılı suçlamayı kabul etmeyerek, "Bu olay benim üzerime yıkılmaya çalışılmaktadır. Benim bu olayla hiçbir ilgim, alakam yoktur" diye konuştu.
Mahkeme heyeti, verdiği kısa bir aranın ardından sanık Üner'i 765 sayılı TCK'nın "Görevi sırasında, cürümlerini söyletmek amacıyla işkence yapmak suretiyle, kastı aşan şekilde adam öldürmek" suçundan 20 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Heyet, sanık hakkında "dosyaya yansıyan geçmişteki hali, fiilden sonraki davranışları, olayı örtbas etme konusundaki çabaları, olay nedeniyle pişman olduğuna ilişkin bir halinin görülmemesi" nedeniyle indirim uygulanmasına yer olmadığını da kararlaştırdı.
MÜEBBETTEN 20 YILA
Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 3 yıl önceki karar duruşmasında, mahkeme heyeti, "Rambo" lakabıyla tanınan sanık Salih Üner'i TCK'nın "eziyet çektirerek kasten öldürme'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırmıştı. Aynı davada yargılanan diğer sanıklar asteğmen Osman Ulusoy ile erler Hasan Demir, Zafer Kes, Turan Demir, Hüseyin Gökalan, Nihat Kayakuşu, İsmail Açıkel, Rasim Demirel, Hasan Doğan, Erkan Demircan, Ali Albayrak, Faruk Altal, Şenol Şen ve Mustafa Gündoğdu da "üzerilerine atılı suçu işledikleri sabit olmadığından" beraat etmişti.
Mahkeme heyeti, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan tutuksuz sanık Üner hakkında "4616 sayılı yasa hükümleri göz önüne alınarak tutuklama kararı verilmesine yer olmadığına" karar vermişti.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, kararı, dosyadaki eksiklikler nedeniyle bozarak, yargılamanın yeniden yapılmasını kararlaştırmıştı. Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin "bozma" kararının üzerine dosya yeniden görülmeye başlandı. Mahkemenin verdiği "yakalama kararı" üzerine, tutuksuz yargılanan sanık Üner, yakalanmış ve sevk edildiği mahkemece tutuklanmıştı.
GÖZALTINDA HAYATINI KAYBETTİ
Dava dosyasında, Diyarbakır'ın Bismil ilçesine bağlı Ağıllı köyünde 20 yıl önce terör örgütü PKK'ya yardım ettikleri gerekçesiyle gözaltına alınan köylülerden 36 yaşındaki Abulkadir Kurt'un işkence yapılarak öldürüldüğü yer alıyor. Dosyadaki, Adli Tıp Kurumunun raporunda, Kurt'un iç ve dış kanama sonucu hayatını kaybettiği belirtiliyor.