MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Esenyurt MHP seçim irtibat bürosu önünde meydana gelen ve bir kişinin hayatını kaybettiği saldırıya ilişkin yazılı açıkalama yaptı.
Açıklamada; "Dün İstanbul Esenyurt MHP İlçe Seçim Koordinasyon Merkezi'mizin açılışı esnasında azılı ve bölücü katiller tarafından alçakça, kalleşçe ve kahpece bir saldırı düzenlenmiştir. Saldırganlar ellerine aldıkları taş, sopa, bıçak ve silahlarla aziz dava arkadaşlarımızı hedef almışlar ve ortalığı kana bulamışlardır. İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış dağ tecrübeli şehir eşkıyaları yine ölüm saçmış, yine vatan ve millet sevdalılarını can evinden vurmuştur. Esenyurt'taki hain ve vahşi saldırıda bir dava arkadaşımız şehit düşmüş, beş dava arkadaşımız da yaralanmıştır. Üzüntümüz çok büyük, acımız tarifsiz ve kelimelere sığmamaktadır. Ömrünü davasına adayan ruhu soylu, kalbi temiz, alnı açık, başı dik merhum Ülküdaşımız Cengiz Yücel (Akyıldız) Bey'i kaybetmenin derin sızı ve kederi hepimizin yüreğine hançer gibi saplanmıştır. 12 Eylül zindanlarına direnen ve direnç gösteren, inançları uğruna muhatap kaldığı çileyi derviş gönlüyle eriten, mütevazi şahsiyetiyle camiamızın sevgisini kazanan merhum dava arkadaşımızı vakitsiz kaybetmek elem vericidir. Bir arkadaşımızın şehit olmasına, beş arkadaşımızın yaralanmasına sebebiyet veren kanlı eylem her yönüyle aydınlatılmalıdır. Tetik çeken eller, cinayetin arkasında duran güçler ne pahasına olursa olsun netleştirilmeli, suçlular saklandıkları inlerinden, gizlendikleri deliklerinden çıkarılarak adalete teslim edilmelidir.
Başbakan Erdoğan ve hükümeti Milliyetçi Hareket Partisi'ne namlu çeviren kiralık katillerin peşine düşmeli ve derhal yakalamalıdır.
Esenyurt'taki kanlı olay hiçbir şekilde örtülemeyecektir.
Hükümetin "terör bitti, analar ağlamayacak, barış geldi" propagandasını fırsat bilerek dağdan şehirlere inen, caddeleri ve sokakları mesken tutan teröristler toplumsal dokuya ve toplumsal huzura daha fazla zarar vermeden etkisizleştirilmelidir. Devletin tüm güvenlik ve istihbarat birimleri Fetret Devri'nin sisinden çıkarak dikkat ve ilgilerini suçlulara yöneltmelidir. Başbakan Erdoğan'ın teröristlerle müzakeresi militanları cesaretlendirmiş, silaha sarılmaları konusunda yüreklendirmiştir. Hükümet rüşvet ve yolsuzluk iddialarını örtebilmek için emniyete operasyon yaptıkça, deneyimli polisleri görevlerinden uzaklaştırdıkça canilere gün doğmuş, önleri açılmıştır.
Esenyurt'ta partimizin Seçim Koordinasyon Merkezi'ni basacak kadar gözü dönmüş hainler, hiç kuşkusuz AKP hükümetinin içe kapanmasından, asayişsizliğe verdiği primden ve adalette açtığı gedikten fazlasıyla istifade etmişlerdir. Partimize ve dava arkadaşlarımıza yapılan saldırı aynı zamanda demokrasiyi, aynı zamanda kardeşliğimizi, aynı zamanda Türk siyasetini hedeflemiştir.
Paralel yapılanmayla, ananas fantezisiyle, muhalefete iftira atmakla oyalanan iktidar partisi, Türkiye'yi terörist emellerin insafına terk etmiştir. Şu günlerde kendi derdine düşen Başbakan, dirliğimize ve birliğimize yönelik tertip ve suikastların de yegane hazırlayıcısı ve hızlandırıcısı olarak milli vicdanlarda mahkum olmuştur.
Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye'nin düşürülmeye çalışıldığı uçurumun farkında ve şuurundadır. Efendilerinden ihale ve emir alan terör maşalarının niyetlerini de çok iyi görmekte ve anlamaktadır. Teessürümüz ne kadar fazla olsa da, kayıplarımız ne denli ciğerimizi dağlasa da, tahriklere aldanmayacak, kışkırtmalara kapılmayacağız. AKP-PKK oyununu bozmak, suçlulardan hesap sormak için sabrımızı nimet gibi görüp, metanetimizi ihsan gibi değerlendirip zorluklara hukuk sınırlarından taşmadan karşı koyacağız.
Nitekim Milliyetçi-Ülkücü Hareket sağduyunun çizgisinden ayrılmayacaktır. Şüphesiz ki, Türkiye'nin kardeş kavgasının içine çekilmesi için oynanan oyunlar, yazılan bayat senaryolar, kurulan tuzaklar elbette tutmayacak, elbette başarılı olamayacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi'ni meşru zeminlerden uzaklaştırmaya, sonu olmayan mecralara itmeye kimse tevessül etmemeli, bunu aklından dahi geçirmemelidir. Şehitlerini omuzlayarak, gazilerini kucaklayarak, milletine sevdalanarak 45 yılı deviren bu kutlu hareket mücadelesini sokaklarda değil, iktidar yolunda sürdürecektir.
Ülkemiz geçmişte yaşanılan ağır buhranlardan, aşırı siyasal kilitlenmelerden ve oluk oluk akan gözyaşlarından yeterince çekmiş, yeterince ders çıkarmıştır. Geçmişin tekrarını projelendiren mihraklar aradıkları, gözledikleri ve amaçladıkları bölünmüş, birbirine düşmüş, birbirinin boğazına sarılmış bir Türkiye manzarasını kesinlikle göremeyeceklerdir. Milliyetçi Hareket Partisi bu konuda kararlıdır. Başta Başbakan ve hükümeti olmak üzere, partimiz ve aziz dava arkadaşlarımız üzerinde sinsi plan yapan tüm çevrelere tarihe not düşecek şu hatırlatmaları yapmayı görev addediyorum. Biz ihtiyaç doğarsa; millet ve memleket uğruna ne can vermekten, ne bedel ödemekten korkmayız, çekinmeyiz, kenara çekilmeyiz. Fakat hiç kimse, hiçbir odak, hiçbir kesim, hiçbir provokatör sabrımızı sınamaya, dayanıklılığımızı test etmeye kalkışmamalıdır. Biz ki, idam sehpalarını yıkarak, düşmanlıkları yenerek, eziyetleri, mahrumiyetleri, mahkûmiyetleri ülkülerimizin aleviyle yakarak bugünlere geldik. Bulunduğumuz noktadan geriye dönüş yoktur, olmayacaktır. Kimseye diyet borcumuz, mahcubiyet duyacağımız ve sürekli önümüze çıkarılacak tavizimiz de hamd olsun olmamıştır.
Türk milletine hizmet asıl gayemiz, Türkiye Cumhuriyeti'ni yüceltmek ve hak ettiği noktalara yükseltmek öncelikli isteğimizdir.
Şehit versek de bu yoldan caymayacağız. Saldırılarla kuşatılsak da hak ve hakikat yolundan çıkmayacağız. Yeraltı örgütlerinin, iktidar takviyeli suç ve cinayet çetelerinin önümüze taş koymasına izin vermeyecek, gerekirse her mihnet ve külfeti göğüsleyerek millet davamızı can pahasına savunacağız.
Başbakan Erdoğan ve kayırıp kollayıp sokağa bıraktığı terör şebekeleri bu gerçekleri bir an olsun unutmamalıdır. Esenyurt'ta Ülkücü kanı döken katilleri yakalamak için Başbakan Erdoğan ve hükümetinin çok az süresi vardır. Milliyetçi Hareket Partisi bu kapsamdaki her adım ve niyeti çok yakından takip edecektir. Şu da çok iyi bilisin ki, dava arkadaşlarımızın mübarek kanları asla yerde kalmayacaktır.
Cinayet faillerinin, yardım ve yataklık yapanlarının cezalandırılması kesinlikle tavsamayacak ve savsaklanamayacaktır.
Başbakan Erdoğan bu konuda tarihi bir sorumluluğun tarafıdır. Bu duygu ve düşüncelerle, aziz dava arkadaşım 'Yusufiyeli Cengiz'imize Cenab-ı Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Saldırıdan yaralı kurtulan değerli dava arkadaşlarımıza da acil şifalar diliyorum.
Merhum şehidimizin en başta ailesi olmak üzere, hepimizin başı sağ olsun. Ruhu şad, mekanı cennet olsun."