İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, akşam saatlerinde uçakla geldiği memleketi Trabzon’da önce partililerle birlikte Trabzonspor’un Kardemir Karabükspor 1-0 yendiği maçı televizyondan izledi ardından da “Anayasa Referandumu Trabzon Seçim Koordinasyon Merkezi Çalıştayı ” toplantısına katıldı.
Burada partililere seslenen Soylu, milletin 16 Nisanda çok önemli bir karar vereceğini belirterek, “Milletimiz 16 Nisanda önemli bir karar verecektir. Biz Trabzon şehri olarak bu önemli karara en büyük desteği veren bir yapının içerisinde olmalıyız. Bunu hep beraber sağlamalıyız. Vatandaşımızı tek tek ziyaret etmeliyiz” dedi.
Türkiye’nin artık darbe istemediğini kaydeden Soylu, 15 Temmuz’un 16 Nisan için büyük ölçü olduğunu belirterek “Biz darbe istemiyoruz arkadaş artık yeter. Biz bu ülkede sabah kalktığımızda enerjimizi alt üst edecek ve Türkiye’nin kazanımlarını bir anda sıfıra indirebilecek yeni bir tablo ile karşılaşmak istemiyoruz. Hepimiz için artık yeter. Ülkemizin yarınlarına yönelik umutlarımızı tam geleceğe ait endekslediğimizde yepyeni bir gezi olayı ile yepyeni bir 17-25 Aralık darbesiyle yepyeni dolar veya EURO kriziyle veya yap yeni bir süreçle karşı karşıya kalmak istemiyoruz. Bütün bunları gerçekleştirirken şunu söylemek istiyorum. Bunların istedikleri Türkiye’yi koalisyona itmektir. Türkiye’nin tek başına karar alma yeteneğini ortadan kaldırmaktır. 15 Temmuz 16 Nisan için büyük ölçüdür. En önemli ölçüdür. 21 asrın başından itibaren Türkiye’de rahat hareket etmememiz için ellerinden gelen her şeyi ortaya koydular. Tek başına iktidarın bütün getirilerinden Türkiye’nin bütün fırsatlarından yararlanmaması için her türlü bir taraftan organizasyonu bir taraftan fitneyi bir taraftan da çelmelemeyi gerçekleştirdiler” dedi.
Çok önemli zaman diliminde bulunduklarına dikkat çeken Soylu, “ Çok önemli bir zaman dilimindeyiz. Önümüzde büyük bir fırsat var. Bu fırsat çok açık ve nettir. Avrupa’nın durumu belli. İnanın Avrupa şu anda karar alma yeteneğinden çok uzaktadır. İçinde bulunduğumuz konu sadece 16 Nisan tarihinin meselesi değildir. Bu konu 2100’lerin 2200’lerin meselesidir. Bence bunu bir daha tartmanızı isterim. Bizler 2100, 2200 ve 2300’lerde eğer hızlı bir şekilde bütün dünyaya söyleyecek sözünü kabul ettirecek bir Türkiye, söyleyecek sözünün karşılığı olabilecek bir Türkiye ortaya koyacaksak bu 16 Nisan bunun için en önemli tarihtir. 16 Nisan sadece kendi gününün tarihi değildir. Eğer biz birinci sıçramayı yaptıktan sonra ikinci sıçramayı da gerçekleştirmek istiyorsak, önümüzdeki 13-14 yılda 3 bin dolardan 10 bin dolara çıktığımız gibi 25 bin dolarları aşan bir gelir seviyesine gelmek istiyorsak biz bunu biliyoruz ki bunu ancak Recep Tayyip Erdoğan’la yapabiliriz. Bunu muhalefette biliyor. Bunu CHP’de HDP seçmeni de biliyor. Her iki seçmen de Türkiye’deki tüm seçmenler de bunu bilmektedir” dedi.
Soylu konuşmasında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek: “Bu gün siyasi partilerin siyasi ve fırsatçılık hesabıyla hareket edebileceği bir dönem değildir. Bu gün Türkiye’ye milli bakma dönemidir. Benim ülkem ne olacak, nereye gidecek? Benim ülkem yarın öbür gün PKK’nın prangasına mı düşecek? Yarın öbür gün PKK’nın prangasına düşen bir Türkiye, sürekli olarak onun manipülasyonlarına mı düşecek? Yoksa sürekli bugün ki CHP yöneticilerinin seçmenin de sürekli reddettiği bir ‘istemezükçü’ bir tavırla karşı karşıya mı kalacak?. Bizler Cumhuriyet Halk Partisi seçmeniyle karşı karşıya kalıyoruz. Marmaray’dan memnun olmadıklarını mı söylüyorlar. Hayır memnunlar. 3’üncü boğaz köprüsünden memnun olmadıklarını mı söylüyorlar. Bal gibi memnunlar. Memnun olmayan kim siyasi ihtiraslarını yenemeyen onların yöneticileri ve bir tarafından başka yerlere bağlı olanlar, tabanlarına kopuk olanalar. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanının parti seçmeni üzerinde bir etkisi söz konusu değildir. Bu çok net ve açıktır. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi seçmenine sorsanız deseniz ki, ‘Siz Kılıçdaroğlu’ndan memnun musunuz?’ alacağınız cevap yüzde 20 ile 25’lerdedir. Bu sisteme de kendi menfaatleri için ‘Hayır’ diyorlar. Bu sistem geldiğinde seçime gidildiğinde ne yapacak, mecburen genel başkanları aday olacak. Kaybettiği zaman mebus olamayacak, parlamentoda da olamayacak siyasi hayatı da sona erecek. Bu kadar basittir”diye konuştu.
Soylu’nun konuşmasının ardından çalıştay basına kapalı olarak devam etti.