Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, konuk olduğu programda, Kovid-19 ile mücadele kapsamında yürütülen çalışmaları anlattı.
Kovid-19'a yönelik aşı ve ilaç geliştirilmesi kapsamında TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezine bağlı Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsünün oluşturduğu bir platform bulunduğuna işaret eden Varank, burada, Türkiye'de daha önce aşı ve ilaç konusunda çalışmış bütün paydaşları topladıklarını söyledi.
Varank, platformun yapacağı çalışmaların önemine dikkati çekerek, "Kovid-19'un tedavisinde, önlenmesinde ve tespitinde kullanılabilecek aşı ve ilaçlarla yenilikçi kitleri platform aracılığıyla destekleyeceğiz. Hedefimiz 9 ay, 1 sene gibi kısa bir sürede netice alabilmek." diye konuştu.
"TÜBİTAK COVID-19" isimli portalın dün devreye alındığını hatırlatan Varank, özellikle bilim insanları ve araştırmacılar için dünyadaki gelişmeleri takip etmelerine ve kendi çalışmalarını paylaşarak diğer bilim insanlarıyla interaktif şekilde tartışabilmelerine imkan sağlanacağını bildirdi.
Varank, Türkiye'de Kovid-19'a yönelik çalışma yürütenleri bir araya getirecekleri çevrim içi konferans düzenleyeceklerini dile getirdi.
"Ar-Ge bütçemizin tamamını bu mücadele için harcamaya hazırız"
Netice alınabilecek bütün projelerin destekleneceği bilgisini veren Varank, şöyle konuştu:
"Ar-Ge bütçesinin tamamını Kovid-19 ile mücadeleye yönelik çalışmalara harcamaya hazırız. Temel araştırma kısımları büyük maliyetli olmuyor, klinik araştırmalar daha yüksek maliyetli. Bilim insanlarımıza 'Parayı asla kendinize sorun etmeyin' dedik. Netice alınabilecek bütün projeleri destekleyeceğiz. TÜBİTAK'ın bu sene harcayabileceği tutar 1 milyar liranın üzerinde. İhtiyaç olursa bu bütçenin tamamını kullanmaktan çekinmeyeceğiz."
Türkiye'nin, kişi başına düşen yoğun bakım yatağı ve solunum cihazı bakımından diğer ülkelere göre nispeten iyi durumda olduğunu vurgulayan Varank, "Bu, ileride solunum cihazına ihtiyacımız olmayacağı anlamına gelmiyor. Bizim ihtiyacımız olmasa bile bu cihazlara erişimi olmayan ülkelere destek verme açısından da bunları üretebiliyor olmamız çok stratejik." ifadelerini kullandı.
Varank, BIOSIS isimli uluslararası standartlarda bir firmanın profesyonel solunum cihazlarının yerli üretimini yapıp pilot olarak Türkiye'deki hastanelerde kullanılmasını sağladıklarını anımsatarak, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu firmamızla hemen bağlantıya geçtik. Solunum cihazlarının seri üretimiyle ilgili kendilerine yardımcı olmaya çalıştık. Burada üretim kabiliyetleri yüksek firmalarımızla iletişime geçtik. Milli firmalarımız da hem kabiliyetlerini açtılar hem de Sağlık Bakanlığına hediye etmek üzere 1000'in üzerinde cihaz siparişlerini verdiler. Sağlık Bakanlığımız da bu işe liderlik ederek seri üretiminin yapılması için 5 bin sipariş verdi. Böylece bu cihazların seri üretimi için her türlü altyapıyı oluşturmuş olduk. Seri üretimi de Arçelik üstlenmeyi kabul etti. Çeşitli firmalardan 50'nin üzerinde mühendis, üretimi hızlandırabilmek üzere bir araya geldi. Hedefimiz 15 Nisan itibarıyla yerli solunum cihazlarının teslim edilmeye başlanması."
Dünyada solunum cihazı ihtiyacı varken Türkiye'deki kapasitenin buna yetiyor olmasının sevindirici olduğunu vurgulayan Varank, sağlık alanında da "Milli Teknoloji Hamlesi"nin başarılacağına inandıklarını dile getirdi.
Varank, Türkiye'de ev tipi ventilatörleri üreten firmaların bulunduğuna işaret ederek, ihtiyaç halinde bu cihazların da üretilip devreye alınabileceğini söyledi.
"Günlük maske üretme kapasitesi 8-10 milyon"
Türkiye'nin medikal tekstilde büyük bir kapasiteye sahip olduğunu ifade eden Varank, maskede kullanılan kumaşların günlük 30 milyon maskeye yetecek düzeyde olduğu bilgisini verdi. Varank, Türkiye'de maske üreticilerinin kurulu altyapılarının da günlük 8-10 milyon maske üretebilecek kapasitede olduğunu aktardı.
Maskelerdeki fiyat oynaklığına değinen Varank, şu ifadeleri kullandı:
"Maalesef buradaki sıkıntı üretim altyapısının kapasitesiyle değil, fırsatçılarla ilgili. Bu konuda ciddi şekilde önlem almayı başardık. Sağlık, İçişleri, Ticaret bakanlıklarımızla beraber bir koordinasyon halinde fiyatları fahiş hale getirenlerin cezalandırılması için büyük bir gayret gösteriyoruz. Bunların canını yakmakta kararlıyız. İyi niyetli, samimi, milli duygu sahibi üreticilerimiz de bu durumdan rahatsız. Onlarla da eş güdüm içinde hareket ediyoruz."
Salgınla birlikte kolonya ve dezenfektan üretiminde kullanılan etil alkolle ilgili tüm dünyada kapasite problemi oluştuğuna dikkati çeken Varank, buna yönelik çalışmaları da anlattı.
Varank, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak sanayi ve üretime yönelik verdikleri desteklere değinerek, şunları kaydetti:
"Bize gelen talepleri değerlendirdik. Ar-Ge ve tasarım firmalarıyla teknopark firmaları personellerinin evden çalışmalarının önünü açtık. Buralardaki yönetici şirketlerin de alınan kiralarla ilgili inisiyatifleri oldu. Kuluçka firmaları ve ticari işletmelerden 2 ay kira almayacaklar. KOBİ'lerin KOSGEB'e olan borçlarını 3 ay öteledik. KOSGEB'e taahhütte bulunanlardan proje yükümlülükleri olan firmalara 4 aylık öteleme yaptık. Yatırım teşviki alan firmaların yükümlülüklerini esnettik. TÜBİTAK'a proje teslim tarihleriyle ve başvurularla ilgili de 3 aylık öteleme verdik. Bu dönemde Bakanlığımızla ilgili neye ihtiyaç varsa o konuda karar alacak şekilde çalışmalarımızı yürütüyoruz."