Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, cumhurbaşkanı adaylığı resmi olarak açıklanan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın istifa etmesinin daha etik olacağını söyledi.
Mustafa Destici, Tüm İşçi Emekliler Dul ve Yetimler Derneği Genel Başkanı Satılmış Çalışkan ve yönetimini BBP genel merkezinde kabul etti. Kabulun ardından cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili değerlendirmeler yapan Destici, şöyle dedi:
"Hem milletvekilliği hem de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde devletin en alt kademesindeki bir memurun cumhurbaşkanı adayı olmasında istifa etme zorunluluğu var. Ne hikmetse başbakan, bakanlar ve milletvekillerinin istifa etmesi zorunlu değil. Bu gerçekten büyük bir adaletsizlik. En büyük avantaj sağlayacak kişiler kimdir, bakanlardır, başbakandır. Devletin imkanları onların ellerinde. Şahsen ben, Başbakan'ın resmi olarak adaylığını açıkladıktan sonra, adaylığı kabul edildikten sonra istifa etmesini, etik açıdan doğru olacağını düşünüyorum."
Destici, Başbakan’ın adaylığının beklenen bir sonuç olduğunu belirterek, "Malumun ilanı gibi bir şey oldu. Her ne kadar Başbakan’ın ağzından olmasa da Başbakan’ın aday olacağı fikrimizi beyan etmiştik." ifadesini kullandı.
"RÜŞVET GİBİ"
BBP Genel Başkanı, çözüm süreci yasası tasarısıyla ilgili de "Adına çözüm süreci dedikleri yasa, müzakere süreci dediğimiz yasanın yasal bir zemini oluşturulması adına, Meclis tam kapanırken gönderilmiş ve cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde de adeta pazarlığın sonucu olarak onların taleplerini yerine getirme adına yapılmış bir yasa olduğu çok açık ve net. Bu yasanın derhal geri çekilmesini, bunun Türkiye için yüz karası olduğunu, 30 yıldan uzun bir süredir Türkiye’ye kan kusturan bu PKK, elebaşları, onun siyasi uzantılarıyla bu yasanın cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde rüşvet gibi. Kendi siyasi geleceğini düşünerek bu devletin ve milletin geleceğini heba edemezsiniz.’’ düşüncesini aktardı.
"ALIŞTIRA ALIŞTIRA BU İŞİ YAPIYORLAR"
Mesut Barzani'nin bağımsızlıklarını ilan edeceklerini net bir şekilde söylediğine işaret eden Mustafa Destici sözlerini, "Türkiye’den buna karşı bir tepki yok. Alıştıra, alıştıra bu işi yapıyorlar. 5 sene önce Kuzey Irak’ta özerk bölge bile kabul etmeyeceğini deklare eden Türkiye, böyle bir oldu bittiye müsaade etmeyeceğini deklare eden Türkiye, bugün o bölgedeki İsrail destekli bağımsız bir Kürdistan’a sesini çıkartmıyor. Halbuki en büyük Türkiye için tehlike. Yarın buraya Suriye’nin kuzeyi de eklenmeye çalışılacaktır ve en nihayetinde ülkemizin Güney Doğu Anadolu’su da eklenmeye çalışılacaktır.’’ diye sürdürdü.
"BU DA DEVLETİN AYIBI"
Destici Madımak olaylarını ise, "Bugün 2 Temmuz, Sivas’ta bundan yaklaşık 22 sene önce bir Madımak faciası yaşandı. Keşke hiç yaşanmamış olsaydı, tedbirler alınmış olsaydı. Ama maalesef dönem dönem Türkiye’de bu tür tezgahlar kuruldu. Ülke ile milleti karşı karşıya getirmek isteyenler, kamplaştırmak isteyenler , çatıştırmak isteyenler hep bunları yaptılar. 22 sene geçmiş hala bunun arkasında kim var, kim bunu tezgahladı, ortaya konabilmiş değil. Bu da devletin ayıbı.’’ şeklinde değerlendirdi.