Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Karadeniz Enerji ve Ekonomik Forumu'nda bir konuşma yaptı.
"Asya'nın en uzağındaki bir ülkede yaşanan sorunlar artık zincirleme olarak Avrupa'nın en batısındaki ülkeleri etkileyebiliyor. Libya'da yaşanan acı hadiseler bize çok önemli dersler verdi. Ülkelere ve halklara sadece yer altı kaynakları noktasından bakanlar çok büyük hayal kırıklığı yaşayacakları gibi tarifi olmayan büyük acıları da yaşayacaklardır. Libya'ya bakan birileri sadece ve sadece petrol kuyularını gördüler. Libya için demokrasi temel insan hak ve hürriyetleri bir lüks olarak değerlendirildi.
21. YY'da bu acımasız sistemin yürümeyeceğini dünya artık anlamış durumdadır. Son küresel ekonomik krizin dünyaya verdiği en büyük ders de aslında budur. Mısır, Tunus ve Libya acılı, sancılı bir dönemin ardından yeni ve farklı bir geleceğe doğru ilerliyor. Önümüzdeki dönemde de temenni ediyorum ki Libya yeni hükümeti açıklayacaktır, yeni demokratik sürece geçişin adımları atılacaktır.
SURİYE
Bugün benzer acıların Suriye'de yaşandığına şahit oluyoruz. Suriye enerji konusunda yeterince zengin olmadığı için dünya tarafından Libya kadar yankı uyandırmayabilir. Ama Libya'da ölenler ne kadar insansa ne kadar cansa, Suriye'de de öldürülenler o kadar insandır, o kadar candır.
Libya için iştahını kabartanlar, Suriye karşısında suskunluklarını sürdürküleri sürece tamiri zor yaralar açmaktadır. Enerji arz güvenliği adına olduğu kadar küresel refah, huzur adına bölgede yaşanan trajediyi görmek, çığlıkları işitmek, akan kanı durdurmak için tedbirler almak zorundayız. Suriye konusunda insani boyut dışında hiçbir kaygı yaşamıyoruz. Bizim 911 km sınırımız var, akrabalıklarımız var. Bu kadar içli dışlıyız. İnsan söz konusu olduğu anda biz herşeyi bir kenara koyarız ve koyduk.
YÖNETİCİLERİ GÖNDERİN DERS VERELİM DEDİK
Yaklaşımlarımız karşılığını bulmadı. Suriye'nin refah ve huzurunu kendimizin Türkiye'nin refah ve huzuruyla eşdeğer görüyor ve gayret gösteriyoruz. Esad yönetimine son 9 yıllık süreçte biran önce reformları gerçekleştirmesi için çağrılarda bulundum. Çünkü bana hep şunu sordu siz ne yaptınız da Türkiye'de bu duruma geldiniz diye. Ben de hep anlattım, hatta yöneticilerinizi gönderin partimizin çalışmaları konusunda ders verelim dedim, kısmen de bunu yaptılar. Ne var ki reformlar geciktirildiği gibi verilen sözler de tutulmadı. Şu anda da sadece Türkiye'nin değil bir çok ülkenin ve Arap Ligi başta olmak üzere bir çok kuruluşun uyarılarına rağmen Suriye'de kan akmaya devam ediyor.
Biz Türkiye olarak çözüm üretici uyarılarımıza devam ediyoruz. Bölge ülkelerine de konuya hassasiyet göstermeleri hususunda çağrılarımızı yapıyoruz. Suriye halkı ile ayrı düşmemiz mümkün değil. Türkiye'de ekonomik büyüme, istikrarlı şekilde seyrederken, demokratikleşme noktasında ciddi ve tarihi adımlar atılırken eş zamanlı olarak terörist saldırılarda yoğunlaştı. Türkiye terör konusunda dünyadan yeterli desteği alamadı. Bazı Avrupa ve bölge ülkelerinin bu hassasiyeti paylaşmadıklarını görüyorum.
HEDEFİMİZ DÜNYA SIRALAMASI
Saygıdeğer katılımcılar ülkemiz sadece transit olarak değil aynı zamanda önemli bir tüketici olarak da küresel enerji noktasında ön plana çıkmaktadır. Hedefimiz Türkiye'nin 2023 yılında 2 trilyon dolarlık milli gelirle dünyanın sayılı ülkeleri arasına girmektir. Enerji politikamızda temel hedefimiz çevreye en az olumsuz olacak şekilde kullanmaktır. Aynı şekilde ithal ettiğimiz enerji kaynaklarının temininde güzergah ve kaynak çeşitliliğine de önem veriyoruz.
AMACIMIZ NÜKLEER ENERJİ
Son yıllarda yatırımlarımızı hızlandırdık. Yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektriğin normal elektrik üretimine göre hala yüzde 20 oranda gerçekleştiğini 2023 yılında bunu yüzde 24'e çıkarmayı planlıyoruz. Bizim amacımız nükleer enerjidir. Ayrıca Nükleer enerjiden faydalanılmaya başlanması, ithal edilen ürünlerede ihtiyacımızın azalmasında olumlu etkisi olacaktır. AB üyesi 27 ülkede yer alan 147 ülkede karar verilen stres testlerini ülkemiz de ilerde yapılacak nükleer santrallerde gönüllü olarak uygulamayı talep etmektedir.
Transit bir ülke olma özelliğimiz çok çok büyük ve güçlüdür. Türk boğazlarından 150 milyon ton petrol geçerek dünya pazarlarına ulaştırılıyor. Buraya dikkat çekmek istiyorum. Bu çevre tehdidir. İklim noktasında hassasiyet gösteren dünya ülkelerinin böyle bir tehdit altında olan ülkemizin konumunu da her halde masaya yatıracaklardır. Boğazlardaki tanker trafiği, büyük bir tehdit oluşturmaya devam ediyor. Her ne kadar İstanbul Boğazı'na paralel 'Kanal İstanbul' projesini hazırlamış olsak da bunun hazırlanması büyük bir zaman alacaktır. Türk boğazlarında meydana gelmesi yüksek bir kaza riskine karşı İstanbul halkını ve ekolojisini korumak Türkiye'nin en tabii hakkıdır. Türk boğazları üzerindeki trafiği azaltacak doğalgaz boru hatlarını da destekliyoruz. Doğalgaz'da Avrupa'ya dördüncü bir arter oluşturmak hedeflerimiz arasında bulunuyor.
Ülkemiz başta Nabucco olmak üzere Türkiye üzerinden geçecek tüm gaz projelerini desteklemeye devam edecektir. Bir yandan Hazar havzasındaki ekonomik gelişmeye diğer yandan da Avrupa'nın enerji arz güvenliğine katkı sağlamış olduk. Türkiye İtalya boru hattı da kayda değer halkalardan birini teşkil ediyor. Enerji bir rekabet unsurundan çok gelişen dünyada bir işbirliği unsuru olmalıdır. Enerji meselelerinin bir tehdit unsuru olarak görülmemesi gerekmelidir. Enerji'nin dünya barışına katkıda olacak bir unsur olarak sunmak bizim dünya barışına sağlayacağımız en büyük katkı olacaktır. Üretici, tüketici ve transit ülkeler arasındaki diyaloğun güçlendirilmesi ile kalıcı olarak çözülebileceğine biz bunun olmazsa olmaz bir şart olduğuna inanıyoruz."