Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın kendisini sürekli televizyon tartışmasına çağırmasına tepki göstererek "İki de bir çıkıyor 'televizyona, televizyona' diyor. Ben televizyonda kiminle konuşacağım. Bu ülkenin Başbakanı'na maganda diyenle mi konuşacağım" dedi.
Sarp Sınır Kapısı'nda yapılan açılış sonrası Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ait helikopterle Artvin Şehir Stadı'na inen Erdoğan, beraberinde Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile birlikte mitingin yapılacağı il merkezindeki Bibak Kavşağı'na geçti. Artvinliler'e hitap eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, siyaset anlayışlarında uzak ve ulaşılamaz diye bir kavram olmadığını ifade ederek şöyle konuştu: "Biz ücra sıfatını hiçbir şehrimize hiçbir ilçemize asla yakıştırmıyoruz. Yıllar boyunca Artvin uzak dediler. Artvin ulaşılamaz dediler. Artvin ücra bir köşede dediler hizmet getirmediler. Artvin bize artık çok yakın, Artvin gönlümüze yakın yüreğimize yakın. Artvin artık Ankara'ya çok yakın. Artık İstanbul'a nasıl hizmet gidiyorsa aynı şekilde Artvin'e de hizmet getiriyoruz. İzmir'e nasıl yatırımlar yapıyorsak Artvin'e de aynı şekilde yatırım yapıyoruz. 81 vilayetimizin hiç birini kendi kaderine terk etmedik, terk etmiyoruz."
AK Parti'nin hizmet anlayışında asla ayrımcılık olmadığını belirten Erdoğan, şunları söyledi: "AK Parti'nin hizmet anlayışında bu şehir bize oy verdi, bu ilçe bize oy vermedi gibi bir kayırmacılık asla yok. AK Parti'nin hizmet anlayışında önemli önemsiz yok. İstanbul'un 149 yıllık hayalini Marmaray'ı ne kadar önemsiyorsak, Camili'nin yolunu da o kadar önemsiyoruz. Karadeniz Sahil Yolu'nu nasıl önemsiyorsak ve o yolu nasıl bitirdiysek Artvin-Hopa yolunu da o kadar önemsiyoruz."
BİZ HİZMET EDİYORUZ
Aylardır çamur atarak, iftira atarak, yalanla, karalama ile AK Parti'nin üzerine geldiklerini anlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Onlar iftira siyaseti yapıyor. Biz ise hizmet siyaseti yapıyoruz. Farkımız bu. Her türlü yöntemi denediler. Millet iradesini hiçe saydılar. Milletin tercihini aşağıladılar. Horladılar, demokrasiyi hiçe saydılar. 22 Temmuz seçimleri öncesinde neler yaşadığımızı gördünüz. Tuttu mu, tutmadı. Biz ne dedik, 'yeter söz milletindir' dedik. 'Yeter karar milletindir' dedik.
Benim milletim kararını verdi. 'Yüzde 47 ile AK Parti' dedi. Bu milletin ikisinden biri 'AK Parti' dedi."
Olayın bu kadar gerçek olduğunu anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama bunu göremeyen gözler var. Gözü var ama görmüyorlar ne yapalım. Uzlaşmaz dediler. Uzlaşmaz oldukları geçenlerde ortaya çıktı. Kim uzlaşır, kim uzlaşmaz. Biz masadayız. TBMM Başkanı Köksal Toptan, herkesi çağırdı. Anayasa düzenlemeleri için uzlaşma komisyonu kuruluyor. 'Sizleri de davet ediyoruz' dediler. CHP, 'biz yokuz' dedi. Meclis Başkanı davet yapıyor. Katılırsın, katılmazsın o ayrı mesele ama gel düşünceni söyle."
Bunların kitabında uzlaşma olmadığını anlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Bunların kitabında kavga var kavga. Gerilim var. Hizmeti bunlarda göremezsin bunlarda çamur iftira, gerilim, bundan kazanmak istiyorlar. Ama millet bunlara bunun faturasını kesti. Bu yasaları engellemeye çalışıyorlar, tuttu mu tutmadı. Bununda bedelini ağır ödeyecekler geçmiş de ödeyenler olduğu gibi. 'Avrupa Birliği reformlarına Türkiye'de engelliyor ama Brüksel'e gittikleri zaman biz engellemiyoruz' diyorlar. Dürüst olun, burada başka orada başka olmayın"
29 MART AKŞAMINI GÖRÜYORLAR
Erdoğan, mafya ile çetelerle hukuk dışı odaklarla mücadele ettiklerini hatırlatarak şunları söyledi: "Onlar bunu da engellemeye çalışıyor. Sayın Baykal çıkıyor 'ben onların avukatıyım' diyor. Düşünebiliyor musunuz, bunu hangi cüretle nasıl diyorsun. Hiç olmazsa sessiz kal. Olay yargıdadır. Hani yargıya müdahale edilmezdi. Hani hukuka müdahale edilmezdi hani yargıya güveniyorduk. Sana ne oldu. Niçin bunu takip etmiyorsun, belki bunun altından senin bilmediğin şeyler çıkacak. Sabırlı ol"
Yargısız infaza kimsenin müsaade etmediğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Suç sabit olmadıkça kimseye sen suçlusun diyemezsin. Niye sabırlı olmuyorsun. Demek ki başka düşündükleri var. Bu tür baskılarla acaba hedef saptırırız bunu mu düşünüyor. Şu an panikteler, şu an 29 Mart akşamını görüyorlar."
BENİ TELEVİZYONA DAVET EDİYOR
CHP Genel Başkanı Baykal'ın kendisini sürekli televizyon tartışmasına davet ettiğini anlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İki de bir çıkıyor 'Televizyona, televizyona' diyor. Ben televizyonda kiminle konuşacağım. Bu ülkenin Başbakanı'na maganda diyenle mi konuşacağım. Bu ülkenin başbakanına külhan bey diyenle mi konuşacağım. Onu siz çok iyi takdir edersiniz. Baykal çıkıyor başka açıklamalarda yapıyor. Ben daha önce sahtekar demiştim ama yargı beni haklı buldu. Şimdi yargı karar verirken, millet adına verir."
Milletin ise 29 Mart'da konuşacağını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Senin bu ifadelerinin bedelini sandıkta sana ödetecek. Çünkü benim aldığım terbiye ve yaptığım tahsil senin dilinle konuşmama müsaade etmez onun için ben böyle konuşmam."
Sayın Baykal'ın dün Yalova'da konuştuğunu ve sözlerine gereken cevabı verdiğini anlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Şimdi de artık hukuk süreci başlattık. Bir ülkenin Başbakanı'nı seversin sevmezsin bunlar söylenir mi ? Siyasetin seviyesi bu kadar düşürülür mü biz barış içinde yarış derken bunları düşürmedik. Siyaset bu kadar yerlerde süründürülür mü ? Ondan sonra çıkmış televizyonlara davet ediyor. Biz işimize bakacağız. Artvinlilerin güzel bir sözü var. 'Arlı arından korkar. Arsız da sanar
ki benden korkuyor' olay bu. 'Nadan ile sohbet zordur bilene, çünkü nadan ne gelir ise söyler diline' ben neyi tartışacağım seninle bu üslupla ben seninle neyi konuşacağım."
"Dikkat edin kadın hakları dediler. Kadın-erkek eşitliği dediler kadına yönelik şiddete hayır dediler İstanbul'da yaptıklarını gördünüz" diyen Erdoğan, şunları söyledi: "Vardıkları sonp nokta oradaki bir hanımı kameralar önünde tartaklamak oldu. Bu mu sizin sosyal demokratlığınız, bu mu sizin kadına verdiğiniz önem. Batman'da AK Partili kadınlara el uzatanlardan sizin farkınız ne. Sizin Türkiye vizyonunuz bu mu? Türkiye ufkunuz Avrupa Birliği ufkunuz bu mu. kadın haklarına saygınız bu mu ? Hasbel kader iktidara gelseniz yapacağınız bu mu? İşte bunun için milletimden ilgi görmüyorlar onun için her seçimde oy kaybediyorlar."
BUNLAR ATATÜRKÇÜ DEĞİL
1946'dan beri tek başlarına bunların iktidar olamadığını belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Niye samimiyet yok, dürüstlük yok, doğruluk yok. Biz Atatürkçüyüz dediler Atatürk üzerinde geçindiler. Bakın Atatürkçüyüz diyen CHP iktidar oldu ilk işi Türk Lirası'nın üzerinde Atatürk'ün resmini kaldırıp İsmet İnönü'nün resmini oraya koydular. Pulların üzerinden Atatürk'ün resmini kaldırdılar İnönü'nün resmini koydular. Devlet dairelerinden Atatürk'ün resmini kaldırdılar İnönü'nün resmini koydular.
Bunların Atatürkçülüğü bu. Bunlar Atatürkçü falan değil Atatürk üstünden geçinenler. Ama bu tutmuyor. Biz Atatürk'ün dediği gibi muasır medeniyetler üstüne çıkmak. Biz işte bunu yapıyoruz. Onlar laf biz icraat yapıyoruz."
HEMŞEHRİLERİM BEN DE YAN TARAFDANIM BİLİYORSUNUZ
Enflasyon ve ekonomiyle ilgili de açıklamalarda bulunan Erdoğan, şunları söyledi: "Benim halkımı inim inleten neydi, enflasyon. Şimdi 7.7. Bir ara 11'e çıktı. Sayın Baykal çıktı meydanlara horon bilmez ama horon tepecekti. Ama daha da inecek. Hortumlar kesildikçe bu da iner. Eğer bir adam zenginse ne derler. 'Milyoner ya' öyle demezler miydi. Çok zengin olana da milyarder derlerdi. O zaman trilyonerin adı yoktu. Ama o hale geldi ki tuvalete giriş oldu bir milyon. Türkiye tuvalet zenginleriyle doldu.
Dedik ki biz bu sıfırları atacağız, 'yanlış yaparsınız' dediler. Biz bu sıfırları attık enflasyon patladı mı, ne oldu çatladı, çatladı. 30'dan 7.7'ye geldi."
Dolayısıyla vatandaşın enflasyondan kurtulduğunu anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Biz IMF'ye girmedik, Türkiye 50 yıllık onların ortağı. Biz de geldik bunu aynen devam ettirdik. Şimdi ülkemizin menfaatine olan şeyler olmadığı için de bunlar şu şu şu şekilde olursa imzalarız. Yoksa kusura bakmayın. Diyorlar ki, 'bunlar IMF'ci', peki sayın Bahçeli, 23.5 milyar dolar borçla bize devrettin, Türkiye'nin IMF'ye borcu şimdi ne kadar 8 milyar dolar. 23.5 milyar dolar nire, 8.5 milyar dolar nire. Onlar borçlandı biz ödedik. Bu iktidar yolsuzlukların iktidarı olsaydı merkez bankasının kasası bu kadar olur muydu? 60 milyar dolar var kasada"
Erdoğan, beraberinde olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ı göstererek "Hemşehrilerim, bende yan taraftanım biliyorsunuz. Eninde sonunda ölmeyecek miyiz, o kara toprakta bizi ne kadar yere gömecekler iki metre küp dağlar senin olsa ovalar senin olsa ne yazar. İnan ne oğlun ne kızın yanında kalır. Hepsi gelir giderler ondan sonra bayramdan bayrama uğrarlarsa ne ala. Hoca er kişi, hatun kişi niyetine der seni uğurlar. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan, milletvekili olsan ne yazar. Asıl olan şu gök kubbede hoş bir sada bırakabiliyor musun. İşte mesele bu" dedi.
İşte bu anlayışla yola koyulduklarını anlatan Erdoğan, şunları söyledi: "Bu kardeşiniz İstanbul'da 4.5 yıl Büyükşehipr Belediye Başkanlığı yaptı. Kadir bey kardeşim İstanbul'un başkanı, hamdolsun gayet güzel eserler ortaya koyuyor."
Artvin'deki belediye başkan adayları ile birlikte halkı selamlayan ve boynuna Artvin Hopaspor atkısı asan Başbakan Erdoğan için yoğun güvenlik tedbirleri alındı.