Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davalardan ilkinde Erdoğan, bir köşe yazısına konu olan demecinde, ''kişilik haklarına saldırıda bulunduğu'' iddiasıyla CHP Genel Başkanı Deniz Baykal aleyhinde açtığı davada, 5 bin TL manevi tazminat kazandı.
Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davanın karar duruşmasına, Başbakan Erdoğan'un avukatı Muammer Cemaloğlu ile Baykal'ın avukatı İlsu Çatak katıldı.
Avukat Cemaloğlu, Baykal'ın beyanlarında siyasi eleştiri sınırlarının aşıldığını ileri sürerek, davanın kabul edilmesini talep etti.
Avukat Çatak ise müvekkili Baykal'ın açıklamalarının, siyasi eleştiri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ve Erdoğan'ın sergilediği siyasi davranışların eleştirilmesi niteliğinde olduğunu savundu. Çatak, davanın reddine karar verilmesini istedi.
Yargıç Mahmut Ülgey, davanın kısmen kabul edildiğini belirterek, Baykal'ın, Başbakan Erdoğan'a yasal faiziyle birlikte 5 bin TL manevi tazminat ödemesine karar verdi.
Davanın dilekçesinde, Murat Yetkin'in, Radikal gazetesinde yayınlanan 27 Şubat 2009 tarihli köşe yazısında, CHP Genel Başkanı Baykal ile yaptığı söyleşiden bazı kesitlere yer verdiği aktarılmıştı.
Dilekçede, köşe yazısında, Baykal'ın, Erdoğan ile ilgili, ''Bizim bu iyi niyetli ve yapıcı yaklaşımımıza ne dedi Başbakan? 'Kendi işine bak' dedi, 'İktidara gelmek için kırk fırın ekmek yemen lazım' dedi. Karşılığı bu mudur? Şimdi soruyorum: Sen ne biçim siyasetçisin? Bir maganda üslubudur gidiyor. Türkiye de bunu seyderiyor. Bu sorumsuzluklar karşılıksız mı kalacak? Bu maganda üslubunun bir sonu olacak mı?'' ifadelerinin yer aldığı kaydedilmişti.
Baykal'ın bu ifadelerinin eleştiri ve ifade özgürlüğü hak ve görev sınırlarını aştığının kaydedildiği dilekçede, Baykal'dan, yasal faiziyle birlikte 50 bin TL manevi tazminat talep edilmişti.
"LAUBALİ" REDDEDİLDİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, TBMM'de CHP grup toplantısında yaptığı konuşmada ''kişilik haklarına saldırıda bulunduğu'' iddiasıyla CHP Genel Başkanı Deniz Baykal aleyhinde açtığı 50 bin TL'lik manevi tazminat davası ise reddedildi.
Erdoğan'ın avukatı Cemaloğlu, daha önceki iddialarını tekrarlayarak, Baykal'ın dava konusu konuşmasında, siyasi eleştiri sınırlarını aştığını savundu. Cemaloğlu, davanın kabulüne karar verilmesini talep etti.
Avukat Çatak ise Baykal'ın açıklamalarının siyasi eleştiri niteliğinde olduğunu ileri sürerek, davanın reddini istedi.
Yargıç Mahmut Ülgey, ''Baykal'ın, Erdoğan'a yönelik sözlerinin, siyasi nitelikli sert bir eleştiri niteliği taşıdığı'' gerekçesiyle davanın reddine karar verdi.
Davanın dilekçesinde, Deniz Baykal'ın, 17 Şubat 2009 tarihinde, TBMM'de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, ''Türkiye, bir büyük sıkıntının, bunalımın içinde bir yandan, öte yandan böyle bir tablonun birinci derecede sorumlusu olması gereken Başbakan, Türkiye'de bugüne kadar hiçbir başbakanda görmediğimiz laubali bir üslup içinde, ne yapacağını şaşırmış vaziyette ona saldırıyor, buna saldırıyor, sanki bu sorunlar onu ilgilendirmiyormuş gibi garip bir manzara içinde bir tabloyla karşı karşıya kalıyoruz'' şeklinde ifadeler kullandığı kaydedilmişti.
''Baykal'ın, konuşmasında, Başbakan Erdoğan'ın şahsiyet haklarına tecavüz niteliğinde; şeref, haysiyet ve onuruna yönelik gerçek dışı, tahkir ve tezyif edici isnat ve ithamlara, fevkalade ağır, katlanılması ve tahammülü gayrı kabil hakaretlere'' yer verdiği ifade edilen dilekçede, Baykal'dan, yasal faiziyle birlikte 50 bin TL manevi tazminat talep edilmişti.