MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın PKK'nın kaçırdığı çocuklarla ilgili B ve C planları olduğuna yönelik açıklamalarını değerlendirdi. Bahçeli, "Başbakan’ın B ve C planları ise fostur, boştur, hikayedir." ifadesini kullandı.
TBMM'de grup toplantısında konuşan Bahçeli, şunları söyledi: "Başbakan’ın villada para eriten zeka abidesi evladı 'ya hak' diyerek ok atarken, garibanın, fukaranın çocuğu ya sabır çekmekte, Kürt kökenli kardeşimin çocuğu dağa, bayıra kandırılarak götürülmektedir. Başbakan Erdoğan, iki gözü iki çeşme olan anneleri PKK’nın siyasi şubesi olan tek yumurta ikizi partilere havale etmiştir. BDP ve HDP’den medet ummak saflık değilse, kifayetsizliğin ta kendisidir. Şu kadar ki dağ sevkiyat zincirinin üç halkası varsa, ikisi bu partilerdir. Başbakan Erdoğan, PKK’nın kaçırdığı çocuklar için yine PKK’dan yardım dilenmektedir. Anneleri Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin önünden kimlerin cebren ve baskıyla kaldırdığı meydandadır. Hatırlasanız Başbakan, 20 Mayıs 2014 tarihli Meclis grup konuşmasında aynen şöyle demişti: 'Dicle’nin kenarında kurdun kaptığı koyun bile bu ülkenin Başbakanı olarak benim mesuliyetim altındadır.' Klasikleşmiş, her devirde değişik isimlerden işitilmiş bu anlamlı sözler, ne kadar eski olsa da önemini yitirmemiştir. Evet, normal şartlarda, Dicle’nin ya da Fırat’ın kenarında kaybolan koyun Başbakan’ın mesuliyeti altındadır. Peki bu koyunu kapan ve çalan Başbakan olursa veya kapan ve çalanlarla Başbakan ortaklık içindeyse ne yapacağız, nereye başvuracağız? Başbakan sanıyorum ki kafayı koyunun postuna ve piyasa fiyatına takmış olsa gerektir. Yoksa Başbakan’a kalırsa bir koyun giderse, bir başka koyun gelecektir. Nasıl olsa Başbakan’ın ağılında çok koyun vardır. Bize kalırsa Başbakan koyun metaforunu bir kenara bırakmalı, çocukların derdine düşmelidir. Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ı onurluysa, izzet-i nefis taşıyorsa, çocuklar neredeyse, nereye götürülmüşlerse elindeki imkanları harekete geçirerek gidecek, arayacak, bulacak, sonra da getirip ailelerine teslim edecektir. Bunun başka bir yolu yoktur. Başbakan’ın B ve C planları ise fostur, boştur, hikayedir. Şayet bir plan varsa, şayet bir hazırlık varsa, HDP veya BDP’den insaf beklenilmesi ayıptır, vebaldir. PKK’nın kamplarının nerede olduğu bellidir. Teröristlerin nereden girip çıktığı ortadadır. Başbakan; yüreği varsa, gücü yetiyorsa bir gece Kandil’de görünmeli, ne var ne yok temizlemeyip atmalıdır. İşte o zaman B ve C planları olduğuna kanaat getiririz. İşte o zaman kendisinin inandırıcı olduğuna hükmedebiliriz."
"ÇATI ADAY KONUSUNDA MUTABAKAT SAĞLANACAĞINA YÜREKTEN İNANIYORUM"
Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili çatı aday turlarını da değerlendiren Bahçeli, şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanı seçimi önümüzdeki en önemli gündem konusudur. Bu çerçevede, ortak çatı aday teklifimiz kamuoyunda geniş bir yankı uyandırmıştır. Malumlarınız olacağı üzere, 31 Mayıs 2014 tarihinde yapmış olduğumuz yazılı basın açıklamasıyla bazı temaslarımız hakkında değerlendirmelerde bulunduk. 12. cumhurbaşkanının uzlaşmayla belirlenmesi amacıyla sivil toplum kuruluşlarına planladığımız ziyaretlerimizi sırasıyla bu hafta içinde gerçekleştireceğiz. Türk milletinin üzerinde ittifak edeceği, mazisinde hiçbir şaibe bulunmayan; milliyetçi, muhafazakar, manevi değerlere haiz, laik ve demokrat özellikleriyle tanınmış değerli bir isim konusunda mutabakat sağlanacağına yürekten inanıyorum. Yeni cumhurbaşkanı ayrımcı ve dışlayıcı olmamalıdır. Yeni cumhurbaşkanı tarafgirliğe uzak, sübjektif yargılara mesafeli durmalı, milletin ortak duygu ve iradesini yansıtmalıdır. Cumhura baş seçeceksek, bu, kesinlikle geniş çaplı bir anlaşmayla, kararlı bir uzlaşmayla ve herkesin hemfikir olmasıyla sağlanacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi, 12. cumhurbaşkanının kucaklayıcı ve kardeşliğin teminatı olmasını arzulamaktadır. Bu niteliklere sahip ve kanundaki özel şartları taşıyan Recep Tayyip Erdoğan dışındaki herkesin, her değerli şahsiyetin cumhurbaşkanı olmaya hakkı vardır. Görüyoruz ki Başbakan Erdoğan’ın adaylığı hemen hemen kesinleşmiştir. Zira AKP yöneticilerinden gelen haberler bu yöndedir. Fakat her nedense Başbakan adaylığını açıklamaktan çekinmektedir. Buradan kendisine sesleniyorum; Sayın Başbakan, söyleyiniz; aday mısınız, değil misiniz? Başbakan’ın cumhurbaşkanı olmaktan ziyade başkanlık hayalleri kurduğu, bunu da sözcüleri aracılığıyla kamuoyuna bildirdiği gelişmelerden anlaşılmıştır. Türk milleti, 10 Ağustos’ta başkan seçmeyecektir. Türk milleti, 10 Ağustos’ta despot atamayacak, seçilmiş bir emir görevlendirmeyecektir. Başbakan Erdoğan, parti içi dengeleri hesaba katarak, yeni başbakan ve yeni genel başkan üzerinde çalışma yaparken, bir yandan da başkanlık sisteminin taşlarını döşüyorsa, bilsin ki yanlış hesap milli iradenin hisarlarında parçalanacaktır. Bizim ortak çatı önerimiz; milletimizin tüm güzellikleriyle örülmüş, tüm hasletleriyle güçlendirilmiş, tüm özlemleriyle inşa edilmiştir. Merak etme Sayın Erdoğan; bizim çatımız akmaz, uçmaz, kokmaz, göçmez. Sen bizim çatımıza değil, birlikte tüfek çattığın menfaat düşkünü muhteris yandaşlarına bak. Sen bizim çatımızın ne olacağına değil, 10 Ağustos’ta düşecek süngünün şimdiden derdine yan. Bizim ortak çatı tasavvurumuz, milletimizin ortaklaşa benimsediği, bağrına bastığı, geleceğe taşımaya azmettiği her değeri, her emaneti, her umudu, her kanaati kapsamaktadır. Bizim ortak çatımız Türk milletinin ta kendisi, cumhurun bizatihi yüksek fazilet ve ülküleridir. Bunun için Sayın Başbakan, yanılır yenilir aday olursan, bilesin ki işin zordur ve ortak çatı senin zihniyetini önce kaynatacak, sonra da 17-25 formülüyle siyasi moleküllerine ayıracaktır."