Ressam Bedri Baykam ile Piramit Sanat Galerisi Genel Koordinatörü Tuba Kurtulmuş'u bıçakla yaralayan Mehmet Çeliker'in yargılanmasına başlandı.
İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Mehmet Çeliker, müştekiler Bedri Baykam ve Tuğba Kurtulmuş ile tarafların avukatları katıldı.
Duruşmada savunmasını yapan sanık Mehmet Çeliker, savcılıkta verdiği ifadesinin doğru olduğunu, ilave edeceği bir husus olmadığını ve susma hakkını kullanmak istediğini söyleyerek, ''Eski ifadelerim okunsun'' dedi.
Mahkeme Başkanı Recai Akgün'ün, ''Neden Bedir Baykam'ı öldürmek istedin, seni azmettiren birileri var mıydı)'' sorularına, Çeliker ''Böyle bir olay olması gerekiyordu, oldu. Beni bu olaya herhangi bir kişi ya da grup bu işe yönlendirmiş değil. Ruhani bir olaydır. Görüşlerini sevmediğim Bedri Baykam'a karşı olması gerekiyordu'' diye cevap verdi.
Mahkeme Başkanı Recai Akgün'ün, ''Neden olması gerekiyordu?'' sorusu üzerine Çeliker, ''Onu ben de bilmiyorum. Bedri Baykam'ın bana karşı bir tahriki olmadı. Kafamda kendimce nedenlerden dolayı onu öldürmek istedim. Tuğba'yla ilgili amacım, onu yaralamaktı'' dedi.
Çeliker, olaydan 10 gün önce sanat merkezine gittiğini, internetten toplantının olacağı günü öğrendiğini ve Bedri Baykam'ı öldürmeyi kafasına koyduğunu ifade etti.
Mahkeme Başkanı Recai Akgün'ün, ''Annen mahkememize sağlığının yerinde olmadığını belirten bir dilekçe verdi. Herhangi bir hastalığın var mı?'' sorusuna Çeliker, ''Herkes biraz sinirlidir. Benim bir sağlık sorunum yok'' karşılığını verdi.
Duruşmada, müşteki Bedri Baykam da sanığın Taksim Sanat Merkezi'ne geldiğini hayal meyal hatırladığını, olayların önceden tasarlandığını ve sanığın ifadelerinde çelişkiler olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
''Sanık bir hafta öncesinde sanatevine gelip gitmiş ve uygun ortamın oluşmasını beklemiştir. Toplantıda arkadaşım Mehmet Aksoy, ''Bir heykel yüzünden çelik yelek giymek zorunda kaldık'' diye konuşmuştu. Bu sebeple, sanık da benim kabanlı olduğumu görünce, çelik yelek giydiğimi zannetmiştir. Sanık, olay günü, benimle birlikte araca binmek istedi. Eğer onu araca alsaydım belki de beni araçta bıçaklayacaktı. Kendisine karşı herhangi bir hakaretim söz konusu değil. Eylemin öncesi, sonrası, oluş şekli, sanığın davranışları tahlil edildiğinde, bu olayın arkasında başka bir kişi, grup ve azmettirici olduğu düşüncesindeyim. Mahkemenizden bu hususun araştırılmasını talep ediyorum.''
Müşteki Tuğba Kurtulmuş da ifadesinde, sanığın, bu olay gerçekleşmeden bir hafta önce, Taksim'deki sanatevinde yanına geldiğini, Bedri Baykam'ın ne zaman geleceğini sorduğunu ve kendisinin arkadaşı olduğunu söylediğini belirtti.
Kurtulmuş, yaklaşık 3 saat süren bir ameliyat geçirdiğini, 9 gün hastanede kaldığını ve 2 aydan fazla bir süre tedavi gördüğünü, ayrıca ailesiyle birlikte psikolojik tedavi görmek durumunda kaldığını söyledi.
Müştekiler avukatı Şükran Tezel, sanığın savunmalarında olayı tasarlamış olduğunun anlaşıldığını ifade ederek, ''Soruşturma aşamasında, olayın olduğu tarih ve geriye doğru 2 aylık bir araştırma yapıldı. Biz bunları yetersiz görüyoruz. Bir yıl geriye dönük olarak araştırma yapılmalıydı. Mahkemenin bu konuda hassasiyet göstermesini ve derin bir araştırma yapılmasını istiyoruz'' dedi.
Mahkeme Heyeti, Telekominikasyon İletişim Başkanlığına ve bankalara yazı yazılarak, telefon görüşmeleri, banka hesaplarıyla ilgili 1 yıllık bilgi istenmesine, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Heyet, eksikliklerin giderilmesi amacıyla duruşmayı erteledi.
YİNE SALDIRDI
Duruşmanın bitmesinin ardından, sanık Mehmet Çeliker, kendisini dışarı çıkaran jandarma görevlilerinin elinden sıyrılarak, Bedri Baykam'a saldırmak istedi.
Jandarmaların araya girmesiyle engellenen Çeliker, duruşma salonundan çıkartıldı. Olay sonrasında Baykam'ın eşi Sibel Baykam, ağlamaya başladı. Sibel Baykam'ı eşi Bedri Baykam ve arkadaşları sakinleştirdi.
BASIN AÇIKLAMASI
Duruşma çıkışında basın mensuplarına açıklama yapan Bedri Baykam, sanığın, zaten daha önce yaptığı gibi öldürme kastıyla geldiğini, öldürmeye çalıştığını, akli dengesinin yerinde olduğunu belirtti.
Sanığın ifadelerinde hiçbir gerekçesinin olmadığını ifade eden Baykam, olayın bir sipariş cinayeti olduğunu, onun arkasında bir azmettirici olduğunu ve bunun ortaya çıkarılmasını sayın hakim ve heyetinden rica ettiğini söyledi.
Duruşma salonunda yaşanan olayla ilgili olarak da Baykam, şunları söyledi:
''Maalesef duruşma salonundan ayrılırken hakim ''siz önden çıkın'' dedi. Ben arkam dönük çıkıyordum. Koruma arkadaşlar ve polisler vardı. O anda bir karmaşa oldu ve adam tekrar saldırdı bana. Çıkış anında jandarmanın elinden kaçıp tekrar saldırdı. Ben bir tek kavgayı ve kaosu duydum. Bunu da bir güvenlik zaafı olarak ikaz ediyorum. Adalet Bakanlığını ikaz ediyorum, yüce mahkeme heyetini ikaz ediyorum. Öldürme kastıyla gelen, bir katil olmak isteyen bir insanın, böyle bir duruşmada buna cüret edebilmesi, bunu yapacak olanak bulabilmesi güvenlik zaafıdır. Ayrıca avukatımla beraber bundan da ikinci bir saldırı olarak şikayetçi olacağım.''
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet savcısı Yılmaz Arslantaş tarafından hazırlanan iddianamede, Mehmet Çeliker'in Akatlar Kültür Merkezi'ne gelerek, Bedri Baykam'ı toplantı sırasında pantolonuna gizlediği, daha sonra sol gömlek koluna koyduğu ''rambo bıçağı'' diye tabir edilen bıçakla sağ arka karın boşluğundan vurduğu, Bedri Baykam'ın dönüp şüphelinin elindeki bıçağı görmesi üzerine, şüphelinin tekrar hamle yaptığı, ancak aldığı bıçak darbesine rağmen yıkılmayıp ayakta kalan ve bağırmaya başlayan Baykam'dan çekindiği anlatıldı.
Mehmet Çeliker'in bu sırada kendisini fark ederek çığlık atmaya başlayan Tuba Kurtulmuş'u da bir kez bıçakladığı belirtilen iddianamede, her iki müştekinin aldıkları öldürücü yaralar nedeniyle özel Acıbadem Hastanesine kaldırıldıkları kaydedildi.
Şüphelinin suçta kullandığı bıçak ile ayakkabı topuklarına gizlediği namlusuyla kesici kısımları ayrı bıçak ve aletlerin adli emanete aldırıldığı belirtilen iddianamede, Mehmet Çeliker'in 13 ile 20 yıl arasında hapis cezası öngören ''tasarlayarak birden fazla kişiyi silahla öldürmeye teşebbüs etmek'' suçundan 2 kez cezalandırılması istendi.