Prof. Dr. Osman Bektaş'ın HES'lerle ilgili yaptığı açıklama:
Hes’lerle (hidro elektrik santralleri ) ilgili yönetmeliklerdeki yasal boşluklar, proje uygulamaları ve işletmelerdeki denetimsizlik, kısa vadede yüksek kazanç arzusu HES sayısındaki artışın ana nedenidir.
SUYU ETKEN BİR ŞEKİLDE KULLANAMIYORUZ
Türkiye’nin en fazla yağış alan Doğu Karadeniz bölgesinde suyun etken bir şekilde kullanıldığı söylenemez.
* Yağan yağmur suları derin vadilerden koşarcasına denize akarken içme suyumuz damacalar la bölge dışından gelmektedir.
* Topoğrafik özelliklerden dolayı suya bağlı sulu tarım arazilerimiz yok denecek kadar azdır. * Jeolojik özelliklerden dolayı suyun yeraltında depolanması ve yeraltı su yataklarının oluşması da olası değildir.
* Suyu yeraltında depolayamıyorsak yer üstünde barajlar yaparak depolayabiliriz. Temiz enerji için ise akış gücünden yararlanabiliriz.
HES’LER GEREKLİDİR
Hızla artan nüfus yanında insanların daha rahat ve refah bir yaşam sürdürme istekleri yeterli ve sürdürülebilir enerji üretimi ile mümkündür. Doğu Karadeniz’in jeolojik ve coğrafik özelliği temiz ve yenilebilir enerji kaynağı olan HES’ler için büyük bir potansiyel taşımaktadır.
ÇEVRECİ BİR TOPLUM MUYUZ?
Çevreye karşı duyarlı olma kavramı gelişmiş toplumların özelliklerindendir. Bu bağlamda günümüzde dahi çöpümüzü dereye ve denize döküyorsak, lavım sularını denize akıtıyorsak ve çevre koruma kanunlarını etkin bir şekilde uygulayamıyorsak gelişmiş bir toplum olduğumuz tartışma konusu olur.
HES’E DEĞİL KONTROLSÜZ HES’E KARŞIYIZ
Son yıllarda HES sayısındaki artışın nedeni nedir? Altına hücum gibi HES’e neden bu kadar talep var? Bunun iki nedeni var:
1- Gerçekten HES’ler için Doğu Karadeniz Bölgesinde büyük bir potansiyel vardır.
2- HES projeleri hazırlama, uygulama ve işletme aşamalarında yasal boşluklardan ve denetimsizlikten kaynaklanan ucuz maliyet. Başka deyişle kısa zamanda doğanın sömürülmesiyle kazanılmış bol kazanç.
Ruhsatı alınmış, proje aşaması tamamlanmış ve inşaatı başlamış bir HES, yerel mahkeme kararı ile durduruluyorsa ve yeniden teknik bilirkişiler tarafından değerlendirilmeye alınıyorsa sağlıklı bir HES yönetmeliğinden bahsetmek mümkün müdür?
Öte yandan derelerimizin debisi düzgün değildir. Yılın belirli ayları derelerde ancak can suyu bulunur. Buna karşın işletmeciyi sürekli işletmeden alıkoyan zorlayıcı yasalar yoktur. Can suyunun ülkemizde 1/50 olmasına karşın gelişmiş ülkelerde bu oranın 1/4 olması doğaya karşı ne denli az duyarlı olduğumuzu göstermez mi?