Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Elinde silahla, elinde öldürücü sağa sola saldıran insan ne ise, bana göre bir aktif içici olarak, pasif içici durumunda olan bizlerin de o tür ortamlardaki hali odur' dedi.
Rixos Oteli'nde düzenlenen törende Erdoğan'a, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Küresel Sigara ile Mücadele 2010 Yılı Özel Ödülü verildi.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada kendisine bu ödülü veren DSÖ yetkililerine teşekkür ederek, şunları söyledi:
''Bu ödül tütünle mücadelede bize çok daha farklı bir şevk ve heyecan verecek. Zaten yüzde 90'ları aşmış desteği daha da güçlendirecektir.
Şunu da tüm samimiyetimle ifade etmek istiyorum. Birçok Avrupa ülkesinde çok yoğun sigara kullananlara 'Türk gibi sigara içiyor' deyimi geçmişte kullanılıyordu.
Bugün ise Türkiye birçok Avrupa ülkesine göre tütünle daha büyük bir hassasiyetle mücadele eden ortam meydana getirmenin gayretiyle gerçekten ciddi aşama kaydetti ve bu konuda başarı sağlayan bir ülke konumuna yükseldi.''
'TERÖRDEN DAHA FAZLA KAYIP VERDİRİYOR'
Türkiye'nin tütün mücadelesinin böyle samimi, anlamlı bir ödülle belgelenmiş olmasının da kendilerini gururlandırdığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
''Daha önce de çeşitli vesilelerle de ifade ettim. Bütün veçheleriyle özellikle bu konuyu değerlendirdiğimizde sigara tüketiminin -bunun altını özellikle çiziyorum- terörden daha fazla kayıp verdirdiğini müşahede ediyoruz.
Bugün dünyada bilinen 50'nin üzerinde hastalık sadece sigara kullanımından dolayı ortaya çıkıyor. Dünyada yılda 5 milyon kişi, ülkemizde ise her yıl yaklaşık 100 bin kişi tütün kullanımına bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor.
Bunun bir de pasif içicilik boyutu var. Zira sigara içenleri olduğu kadar çevresindekileri de ciddi şekilde etkiliyor. DSÖ'nün tahminlerine göre 700 milyon çocuk yani dünyadaki çocukların yarısı sigara dumanına maruz kalıyor.''
''ÜZERİNDE DOĞRU DÜRÜST ELBİSESİ YOK, EVİ PERİŞAN AMA CEBİNDE SİGARA...''
Sigara tüketimi sosyoekonomik olarak da hem aile bütçesine hem ülke ekonomisine azımsanmayacak oranda zarar verdiğini, adeta darbe indirdiğini vurgulayan Başbakan, şunları kaydetti:
''Son derece yoksul ailelerde, yaşam şartları son derece ağır ailelerde dahi sigara tüketimimine pay ayrıldığını görüyorsunuz.
Böyle gelişmemiş şehrin varoşlarında, gidip dolaştığınızda o fakir fukara garip gureba evleri şöyle gezdiğinizde. Diyorsunuz ya 'Fakir arıyorum, garip gureba arıyorum'.
Bu biraz benim her zaman yaptığım iş olduğu için dolaştığımda bakıyorum ki fakir, üzerinde doğru dürüst giyecek, elbisesi yok, evinin hali perişan ama şu cebinin içerisinde bir paket sigara.
Bak 'param yok' diyorsun ama bu ne? Hemen verdiği cevap hazır, ama bu da farklı değil belli bir cevap, 'Kederden, dertten'... Tamam da benim senden çok daha fazla derdim var.
Ben 73 milyon insanın derdiyle dertleniyorum. Bunun gayreti içerisindeyim bak buraya da onun için geldim. Ama ben derdimin çaresini sigara içmekle değil ya sizi arayıp bulmakta buluyorum. Sizinle dertleşmekte buluyorum.''
'ÇOCUKLARINA AYAKKABI ALAMAYAN BÜTÇE AYIRABİLİYOR...'
Başbakan Erdoğan, çocuklarına ayakkabı, elbise alamayan, hatta kimi zaman ekmek dahi alamayan aile reislerinin ne yazık ki duman olup havaya karışan sigaraya bütçe ayırabildiğinin görüldüğünü vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Bu olacak iş mi? Sigara kullanımının gittikçe yaygınlaştığı, daha da ürkütücü bir şekilde sigara kullanım yaşının her geçen gün daha da aşağılara indiği vahim tablo karşısında elimiz kolumuz bağlı bir şekilde duramazdık, duramayız, durmamalıyız.
Dolayısıyla ben bugün bu törende bizimle beraber olan dostlarımdan, kardeşlerimden özellikle bunu rica ediyorum. Mücadelemizi çok daha kararlı bir şeklide sürdüreceğiz.
Ben şahsen sigarayla mücadeleyi vatandaşlık görevi olarak görüyorum ve bunun karşısına dikilenleri, o insanlara, adeta onların yaşamlarına müdahale eden insanlar olarak görüyorum.
Çünkü sağlıklı yaşama herkes ortam, zemin hazırlamak durumundadır. Ben, bulunduğum yerlerde sigara içen birini gördüğümde sigarayı bırakması için ikna etmeye çalışıyorum elimden gelen her şeyi yapıyorum.
'Gel kardeşim, arkadaşım, burada bu işi bitirilelim' diyorum her yerde ama. Sadece kahvehanede değil, camide her yerde.
Camide bile bakıyorum ki tokalaşırken burada sigara. Hemen ona başlıyorum anlatamaya, gel şu sigarayı bırakalım. Bunu yapmaya mecburuz.''
'İNTİHARIN ÖZGÜRLÜĞÜ OLAMAZ'
Sigara içme özgürlüğünün kısıtlandığını düşünen vatandaşlara, birkaç hususu hatırlatmak istediğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
''İntiharın özgürlüğü olmaz. Ben bu olayı intihar olarak görüyorum, öncelikle bireylerin sigara kullanma özgürlüğünü, bizler özgürlük tanımında anlaşamadığımızı söyleyerek ifade ediyorum.
Kullanıyor, kullanabilir bu ayrı bir konu. Ama bunu kimse özgürlükler tanımı içerisinde yorumlamasın. Biz muhafazakar ve demokrat bir iktidar olarak olayı böyle tanımlıyoruz.
Ve bir kısıtlamaya, yasaklamaya bu alanda bizler gittik. Yapılanın sigara içmeyenlerin sağlığını korumak amacıyla hayata geçirilmiş bir uygulama olduğunu belirtmek durumundayım.
Elinde silahla, elinde öldürücü sağa sola saldıran insan ne ise, bana göre bir aktif içici olarak, pasif içici durumunda olan bizlerin de o tür ortamlardaki hali odur.
Ben mecbur muyum canım senin içtiğin sigaranın dumanı ile zehirlenmeye? Sen bana bunu yapamazsın, böyle bir hakkın yok, öyle ise saygı duy çık dışarda iç.
Benim yanımda bunu içemezsin benim Bakanlar Kurulu'mda bir kişi sigara içemez, zaten sigara içen de kalmadı Allah'a şükür. Varsa bile gizli içiyorlar.
Bizim toplantılarda sigara filan içilmez. Çünkü sağlıklı düşüneceksen sigara içmeyeceksin.'