Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, "Beklenen, yargı kararlarına gerek olmadan Twitter’in, Youtube’un Türkiye’de birimlerini kurması, o düzeltmeleri yapmasıdır. Twitter, Youtube ilelebet kapanacak anlamında bir yaklaşımımız yok" dedi.
Başbakan Yardımcısı Atalay, Kırıkkale Belediye Başkanlığı’ndaki devir teslim töreninin ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Atalay, Anayasa Mahkemesi’nin Twitter’in açılması ile ilgili kararı ile ilgili soru üzerine, "Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) Twitter ile ilgili kararının sebebi yargı kararlarını muhatap almamasıdır. Başka ülkelerde muhatap alınıyor. Mesela en çok yargı kararı olan ve o sayfaların çıkarıldığı ülke Amerika’dır, sayıları var ellerimizde. Dolayısıyla beklenen yargı kararlarına gerek olmadan Twitter’in, Youtube’nin ve sosyal medya ortamı sağlayan bütün kuruluşların Türkiye’de birimlerini kurması, burada muhatabının olması, yargı kararlarını da göz önüne alarak düzelmesidir, o düzeltmeleri yapmasıdır. Zaten bizde Twitter, Youtube’ye bakış açımızda ilelebet kapanacak anlamında bir yaklaşımımız yok. Yargı kararlarını esas alsınlar, muhatap alsınlar, düzeltsinler kişilerle ilgili veya ulusal güvenlikle ilgili konuları. Onlar zaten şeylerine devam edebilirler. Yani bizim de hükümet olarak veya TİB olarak sürekli kapalı olacak diye bakış açımız yok. Sadece onları bu sorumluluğa getirmektir çabamız. Ben doğrusu Anayasa Mahkemesi’nin karar gerekçesini tam bilmiyorum. Ama Anayasa Mahkemesi’nin de kararında şunu gözetmesi lazım. Nasıl biz bireyin hakkını korumak için kişilerin mahkeme kararıyla sabit olan hak ihlalini orada önlenmesi giderilmesi yönünde çaba sarf ediyorsak, Anayasa Mahkemesi’nin de birinci sorumluluğu bireyin hakkını korumak, bireyin özgürlüğünü korumak. Hele böyle basın yayın kuruluşlarına karşı bireyi korumaktır. Yani o kararın inşallah bu muhtevada olmuş olmasını dilerim. Mahkeme kararları tabii uygulanır" dedi.
ERGENEKON TAHLİYELERİ
Bir gazetecinin Ergenekon tahliyeleri ile ilgili sorusu üzerine Atalay, "Bu iyi. Yani orada tabii çok büyük bir gecikme olmuştu. Biliyorsunuz bu ortamda bazı gelişmeler yaşandı. Anayasa Mahkemesi kararın gecikmesi, gerekçenin gecikmesi sebebiyle İlker Başbuğ’la ilgili karar verdi. Sonra diğer yargı kuruluşları, diğer mahkemeler, diğer tutuklularla ilgili kararlar verdiler. Yani ileri bir eleştiri vardı. Alt mahkeme karar vermiş ama gerekçeyi yazmamış, dolayısıyla temyize gidemiyor. Şimdi o gerekçe ortadan kalkmış oldu. Artık tabii temyiz safhası başlar. Şimdi tabi ilgililer temyize itirazlarını yaparlar. Ve biran önce temyizde de görüşülüp neticelenmesi hepimizin dileğidir" diye konuştu.
"BÖYLE BİR AÇIKLAMA OLABİLİR Mİ?"
30 Mart yerel seçimleri sonucunda yapılan itirazla ilgili olarak Atalay, "Seçimlerle ilgili birkaç boyuta şöyle bakmak lazım. Türkiye’de büyük bir seçim yaşandı. Ve seçim güvenliğini hükümet olarak çok iyi sağladık. Seçim ortamı, kampanya ortamı adeta bir şölen havasında geçti. Bütün genel başkanlar istediği yerde mitinglerini yaptı ve hiçbir yerde bir olay olmadı. Bütün hassasiyetimizle seçim günü güvenliğini de sağladık. Hiçbir yerde seçim güvenliğini, sandık güvenliğini tehdit eden bir gelişme olmadı. Ama neticede seçim kağıtlar üzerinde oluyor, biz halen kağıt kullanıyoruz. Burada insanlar itiraz edebilir. Seçimi yargı yapıyor, idare yapmıyor. İdarenin burada görevi seçimin en iyi, güvenlikli şekilde yapılmasıdır. Biz hükümet olarak bunu sağladık. Seçimin içeriğiyle ilgili oy kullanma, sayım, sonuç açıklama vesaire yargının görevidir. Ve seçim kurulları var. Yüksek Seçim Kurulu var. O mekanizma içinde tabi ki vatandaş itiraz edebilir. İtiraz edildiğinde yargı kararı biliyorsunuz yine ya o itirazı kabul ediyor veya reddediyor. Kabul edilenler sayılıyor, bazı yerlerde itirazların doğru olduğu çıkıyor. Bu normal bir şey. Ama bir şey kabul edilemez. Hiçbir gerekçe olmadan şu il tamamen yeniden sayılsın. Böyle absürt, soyut bir talep olamaz. Diyelim ki İstanbul’da CHP’nin adayı Sarıgül seçimden bir gün sonra durumu kabul etti, milletimiz böyle kabul etmiş dedi. Ama ne olduysa Salı günü bütün İstanbul’un oylarının yeniden sayılmasını istiyorum dedi. Böyle bir şey olamaz. Nereden geldi o talep. Bunlar tabi milletimizin gözünden kaçmıyor. Ankara içinde bugün baktım CHP’nin Grup Başkanvekili, ‘Eğer Ankara tamamen yeniden sayılmazsa biz Ankara seçimlerini hukuki kabul etmiyoruz’ diye bir açıklama yapıyor. Böyle bir açıklama olabilir mi? Şimdi itirazın bir yerde somut sebepleri olur. Şu sandıkta şu olmuştur veya şu ilçede ilçe seçim kurulunda şu tür yanlışlar olmuştur. Kendi iddiaları vardır, somut iddiaları götürürsünüz ve bu iddialar değerlendirilir. Bu işe böyle bakmak lazım. Hem itiraz ediyor, hem de seçim kurumları önünde vatandaşları topluyorlar orada yanlış görüntüler veriyorlar. Bu kadar güzel bir seçim oldu. Seçimin sonucunda mağlup olanlar bile sonucu kabul etmekte zorlanıyor. Bizim AK Parti olarak itiraz ettiğimiz yerler var. Ama hiçbir yerde o ildeki taraftarlarımızı seçim kurulu önünde toplamıyoruz. Bu yanlış. Ama CHP ve özellikle BDP ikisi bunu yapıyor. Şimdi Güneydoğu’da BDP’nin var. Ceylanpınar’da, Viranşehir’de, Ahlat’ta. İtiraz edebilirsiniz. Veya karşı taraf itiraz edebilir. Ama gelip de seçim kurulunun, adliyenin önünde eğer görevlilerin işini aksatırsanız, gösteri yaparsanız, size müdahale edilir. Ve Ankara’da CHP. CHP özellikle Başkent’te herkes ittifak etti. Büyük bir ittifak, koalisyon sağladılar herkes oy verdi. CHP’nin oyu da değil, bunu herkes biliyor. MHP’de, başkaları da oraya oy verdi ama alamadılar. Ondan sonra varsa haklı itirazın itiraz yaparsın. Ama gelip de seçim kurulu önünde böyle terör estirme falan buna müsaade edilmez. Yani onların amacı artık itiraz değil, seçimin sonucu kargaşa meydana getirmektir. Herkes bunun farkında, bizde farkındayız" dedi.
"BAŞBAKANIMIZ VE CUMHURBAŞKANIMIZ GÖRÜŞÜRLER..."
Yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili olarak ise Atalay, "Başbakanımız bir grup toplantısında ‘Adayımız Cumhurbaşkanı için Abdullah Bey kardeşimdir’ dedi. Biz böyle geldik. Bundan sonra da böyle gidecek. Bizim burada bütün görevlerimiz içinde kendi aralarımızda aile bağları, dostluklar, kardeşlik, dava ahlakı esastır ve bunları görüşerek hepsini en iyi şekilde çözeriz. Tabii ki en başta Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız görüşürler, sonra kurullarımızda hepimiz kendi aramızda inşallah bu geçitlerimizi rahat geçeriz. Milletimiz bize zaten çok rahat pozisyon sağladı. Bu seçim sonucu milletimiz AK Parti’ye bu konuda güvenini en ileri şekilde gösterdi. Dolayısıyla bundan sonra bizim Cumhurbaşkanlığı seçimi ve diğer konuları yürütmemiz daha kolay. Milletimiz bize güç verdikten sonra Allah’ın izniyle biz o gücün hakkını veririz biliyorsunuz. Yani yeter ki milletimiz o desteği versin. Bundan sonra da hiçbir şey aksamaz, her şey daha iyi yürüyecektir. Gerek Cumhurbaşkanlığı, gerek partimiz içindeki gelişmeler, gerek genel seçim. Allah’ın izniyle her şey en uygun şekilde çözülecektir. Hem partimiz için hem milletimiz için en hayırlı olana karar vereceğiz" ifadelerini kullandı.