Sönmüş bir volkan kraterinin suyla dolmasıyla oluşan ve ortasında adacıklar bulunan Meke Gölü'ndeki su oranı, bilinçsiz tarımsal sulama nedeniyle yer altı su seviyesinin azalması ve kuraklık nedeniyle, son 20 yıl öncesine göre yaklaşık yüzde 60 oranında azaldı. Çöl şartlarının hakim olduğu bölgede, az miktarda kalan suyun buharlaşması sonucu gölün büyük bir bölümünde kristalleşme ve tuzlanma oluştu.
Göl kurumasına rağmen yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olurken, yaptıkları çamur banyosuyla, romatizma, kireçlenme ve cilt hastalıklarına şifalı olduğuna inanların gözdesi oldu. Gölün kenarındaki çamura vücutlarını gömerek şifalı olduğuna inanlar, daha önce çeşitli kentlerdeki kaplıcalarda ve gördükleri tıbbi tedavilere rağmen şifa bulamadıkları romatizma ve cilt hastalıklarına Meke Gölü'nde sayesinde şifa bulduklarını öne sürdü.
Hotamış Beldesi'nde oturan ve son bir kaç yıldır Meke Gölü'ne gelip çamur banyosu yaptığını ifade eden 67 yaşındaki çiftçi Behçet Güngör, "Romatizma, eklem ağrılarım ve kireçlenme vardı. Doktorlara gittim geçmedi. Kaplıcalara gittim geçmedi. Ama burada çamur banyosu yaptıktan sonra şifa buldum. Bir kaç yıldır da sürekli geliyorum. Ben buranın şifalı olduğuna inanıyorum" dedi.
Kireçlenme ve cildinde alerji olduğunu belirten 30 yaşındaki kırtasiyeci Muhammed Cesur da "Tıbbi olarak tedavi gördüm ama rahatsızlıklarım geçmemişti. Çevremdekiler Meke Gölü'nün çamurunun şifalı olduğunu söyledi. Gelip çamur banyosu yaptım.
Rahatsızlıklarım geçti. Belki de psikolojik olarak etki yaptı. Ama buranın şifalı olup olmadığını, yetkililer tarafından araştırılmasını istiyorum. Eğer şifalıysa da yeni bir sağlık kaynağı olabilir" diye konuştu.