Başbakan Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen iftar yemeğine katıldı. Erdoğan iftardan sonra konuştu.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
1,5 MİLYARLIK İSLAM DÜNYASININ TEMSİLCİSİYİZ
- IMF ile ilişkilerimiz her zaman sağlıklı oldu.
- Göreve geldiğimizde gayri safi yurtiçi hasıla borç oranı %73'tü şu an tüm olumsuzluklara rağmen %42 oranına inmiştir.
- Türkiye, Avrupa Birliği'ne girer veya girmez, biz girecek gibi çalışıyoruz.
- Avrupa Birliği Türkiye'yi kabul ederse kendi kazanır bizde kazanırız, Avrupa Birliği Türkiye'yi içine almazsa kendi kaybeder. Çünkü Türkiye 1,5 milyonluk İslam dünyasının bir temsilcisi olarak Avrupa Birliği içinde yer alacak ve bir köprü olacak, bu 1,5 milyarlık İslam dünyası Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girişini merakla bekliyor.
- Nabuko Projesi Avrupa Birliği'nin en önemli projesi, bu projenin 6 ülke aktörü var ve en önemli aktörlerinden bir tanesi Türkiye...
- Komşularla sıfır problem dedik, hepsiyle son derece iyi ilişkiler kurduk
- Rusya, Türkiye'nin bir numaralı ortağı oldu, iki ülke arasındaki ticaret hacmi 40 milyar dolara ulaştı.
- Ülkemiz içerisinde yeterki kendimiz güvenelim, yeterki birbirimize güvenelim, yeterki kardeşliğimizi dostluğumuzu muhafaza edelim.
- Türkiyenin çıkarı, türk milletinin çıkarı, geçmişin politikalarının sürdürmekten geçmiyor, biz artık ondan bahsetmiyoruz.
CHP GELMEZSE BİZ GİDERİZ
- Bir ay önce başlattığımız Milli Birlik projemiz ile zemin ayağı olarak son derece sağlıklı olarak ilerlemeye devam ediyoruz.
- Cesaretle meseleleri tartışıyor Türkiye.
- Herkes eteğindeki taşları döküyor.
- Akademisyenler, medya, kim bu konuda bir şey söyleyebilecekse söylüyor.
- Yüzde 1'in üzerinde oy almış bütün partilere bakanım randevu talep etti.
- MHP yazılı olarak olumsuz cevap verdi. CHP'den cevap gelmedi.
- Dilerim meclis açıldığında olumlu bir cevap gelir. Gelmezse biz gideriz.
- Gerçi 1989'da raporundan istifade ediyoruz.
- Sayın Baykal'ın 1989'daki raporundaki ifadeleri biz hayal dahi edemeyiz. O derece ileri aşamada.
- Mecliste bu süreci başlatırız. Süreç başlayınca arkadaşlarımıza muhtevada neler var anlatırız.
- Bunlar bir anda olacak şeyler değil. Sabırla sağlıklı bir şekilde bunu yapacağız.
- 30 yıl askeri olarak tüm tedbirler uyguladık mı. Uyguladık. Geldiğimiz nokta ortada. Çözebildik mi.
- Askeri tedbirler de olacak ama sürecin siyasi, sosyolojik boyutu var.
- Tabi bir de ekonomik süreç var.
- 79 yıl içinde Güneydoğu'ya yapılmamış yatırımları yaptık.
- Şu anda 17 helikopter aldık. Türkiye'nin her yerine bunları dağıttık.
- Şimdi de 2 tane ambulans jetler aldık. Biz artık dünyayla yarışır hale geldik.
- Demokratik açılıma karşı çıkanlar annelerin gözyaşını dindirecek öneri getirsinler.
- Diyorlar da biz yapmıyorsak bizi taşa tutsunlar. Ama bir de öneriyle gelin.
- Yoksa desinler statüko bunu gerektiriyor. Siz bu acıları sineye çekeceksiniz.
- Türkiye büyüklüğüne yakışır bir şekilde bu meseleyi alacak güçtedir.
- Ülkenin bir bölümü kendisini itilmiş hissediyorsa orada huzurdan bahsedilemez.
- Türkiye'nin birliği statükonun devamından geçmiyor., bu meseleyi çözmekten geçiyor.
- Ben ülkemdeki vatandaşlarımın hepsine aynı mesafedeyim.
- Bizim değerlerimiz bize bunu emrediyor.
MUŞLU GENCİN MEKTUBU
- Kimse bize ayrımcılık damgasını vuramaz. Bize ayrımcılık damgasını vuranlara sesleniyorum biz 81 vilayetin 61'inde 1. partiyiz, diğerlerinde 2. partiyiz, siz kaç tanesinde varsınız onu soruyorum? Biz gidilmedik il bırakmadık, ilçe bırakmadık.
- Muşlu bir genç bana bir mektup yazdı, babası 12 yıl hapiste yatmış tekrar ceza almış şimdi yurtdışındaymış.
- Kendi 2 yıl ceza almış, kız kardeşi dağdaymış. Diğer kardeşleri onun bakımıyla idare ediyor. Mektubunda "Ben oyumu geçtiğimiz seçimde filanca partiye verdim. Fakat şimdi ülkemde Cumhurbaşkanıma benim Cumhurbaşkanım diyebiliyorum, Başbakanıma benim Başbakanım diyebiliyorum, nolur bu sorunu çözün.." yazmış.
- Kendisini telefonla aradım, kendisiyle yarım saat konuştuk, "Başbakanım sen beni aradın ya, ben artık hiçbir şey konuşmayacağım, konuşmama da gerek yok, her şey mektubumda vardı zaten." dedi.
- Geçenlerde Ferit Şahenk ile açılışta, yanımıza ufak bir kız geldi, elinde bir mektup ve üzgündü. Mektubu okuduk 4 yaşında kuzeni çukura düşmüş, hastanede yatıyor, babasıda yanlışlıkla kezzap içmiş, tüm organlarını almışlar yanında duruyor. Ev yok, kira sorunu ve bir sürü sıkıntılar.
- Ferit Şahenk yanımdaydı mektubu ona ilettim ve bu hayrı sen hallet dedim. Ardından Sağlık Bakanı'mı aradım hastaneyi arattım ve takip ediyoruz. Ve sağolsun yapılması gereken hayrı en güzel şekilde yaptılar. Adamcağızıda sağolsun işe aldılar, ev sahibi yaptılar. Ve bu vatandaşımızda bir kürt kökenliydi. Ya ben ona Kürt müsün, Türk müsün, Çerkez misin diye sormuyorum, kendisine insan olduğu için yardımcı oluyorum.
- Sosyal güvenliğe yatırdığımız para geldiğimizde 15 katrilyondu şimdi 50 katrilyonu aştık.
ERMENİSTAN PROTOKOLÜ
- İsviçre'nin arabulucuğuyla Ermenistan'la protokol duyuruldu.
- Birileri hemen rahatsız oldu. Azerbaycan'a hemen haberler taşınmaya başladı oradaki kardeşlerimizi rahatsız etmek için.
- Biz bunları konuşmakla ne kaybederiz. Konuşarak anlaşacağız. Yapılan bu.
- Aynı şey Kıbrıs'ta oldu. Mesafeyi biz aldık. Hala da aldık alacağız da.
- Düşüncesine güvenmeyen düşünce hürriyetinden korkar. İnancına güvenmeyen inanç hürriyetinden korkar.
- Bunları aşan bir Türkiye var artık.
- Diyorum ki gelin kardeşliğimizi, dostluğumuzu pekiştirelim, bin yıllık süreç içinde oluşmuş bütünlüğümüzü ortak bir enerjiye dönüştürelim.