İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, ''Cumhuriyet Halk Partisinin ilk kaybettiği ok halkçılık okudur. Kimse halka suç bulmasın'' dedi.
Lozan Barış Antlaşması'nın 88. yıl dönümü dolayısıyla Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Antalya Şubesince ''Lozan'dan Günümüze Bağımsızlık ve Anayasa'' konulu konferans düzenlendi. Antalya Kültür Merkezi'ndeki konferans öncesi konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Lozan Antlaşması'nın yeni nesillere unutturulmaması gerektiğini söyledi.
Lozan'ın ''Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusunun elde edildiği gün'' olduğunu anlatan Akaydın, Türkiye'de son dönemlerde yaşanan olayların Lozan ruhunu yansıtmadığını savundu. Akaydın, ''Üniversite kökenli bir kişi olarak, hukuk fakültelerindeki öğretim üyelerinin seslerinin çıkması gerektiği bir dönemde sessiz ve korkutulmuş şekilde kalmalarını ayıplıyorum'' diye konuştu.
Konferansın oturum başkanlığını yapan ADD Genel Başkanı Yardımcısı Mahmut Çelik, Lozan Antlaşması'nın Türkiye'nin bağımsızlığını, egemenliğini kayıtsız şartsız kazanmış olmasının bir tapusu olduğunu belirterek, ''Lozan varlığını koruduğu sürece etnik ve mezhepsel gerici kalkışın söz konusu olamaz'' değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, görevini yaptığı için bazı kesimlerce adeta ''kahraman'' ilan edildiğini, bunun da ''vahim'' olduğunu söyledi. Kocasakal, ''Türkiye'de yaşananlara sessiz kalan kendi üniversitem ve fakültem dahil hepsine gerçekten yazıklar olsun. Türkiye'de 78 hukuk fakültesi var. Fakülte dekanları bir araya gelse, 'Beyler kendinize gelin, siz ne yapıyorsunuz' dese hukuksuzluğun önünde dursa, emin olun bu halde olmayabilirdik'' dedi.
Kocasakal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türkiye'de son günlerde yeni yeni aydınlar çıktı. Bu aydınlığın diploması mı var onu da bilmiyorum. Ben bunlara 'Aymaz' deyince kızıyorlar. Her önünde profesör ya da doçent unvanı olana bilim adamı ya da adam dememek lazım. Çünkü bilim adamı olmak için adam olmak gerekiyor. Zaman zaman bana 'Siz bilim adamısınız sadece hukukla ilgili konuşmanız gerekiyor' diyorlar. Hukukun h'sinden anlamayan bir takım zevat, kendilerinde Anayasa Mahkemesi dahil mahkeme kararlarıyla ilgili yorumda bulunma hakkını ve haddini buluyorsa hiç kusura bakmasınlar ben de siyasetle ilgili ne düşünüyorsam söylerim. Ben objektif değilim, tarafım. Atatürk ilkelerinden, Cumhuriyet'ten yana tarafım.''
''NEREDEYSE ORDU İLİNİN ADINI DEĞİŞTİRECEKLER''
Lozan Antlaşması'nın imzalandığı tarihin Cumhuriyet Bayramı gibi kutlanması gerektiğini ifade eden Kocasakal, Lozan Antlaşması'nın hukuki altyapıyla desteklenmesi gerektiğini de savundu.
Cumhuriyet'e uygun bir hukuk düzeni olmadan Cumhuriyet'in yaşanamayacağını da belirten Kocasakal, ''Aklıma gelmişken de söyleyeyim. Son günlerde ordu düşmanlığı moda. Neredeyse Ordu ilinin adını değiştirecekler. Bu akıllarına gelmemiştir, ama biz akıllarına düşürdük'' dedi. Kocasakal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Cumhuriyeti ordumuz nasıl olsa korur dedik ve yan gelip yattık. Cumhuriyetle hesaplaşma içinde olan kişiler ise 1923'den hemen sonra çalıştılar ve bugünlere getirdiler. Biz zannediyoruz ki yaşananlar bugünkü siyasi iktidardan kaynaklanıyor. Bu 80 yılık bir hesaplaşma. Er ya da geç olacaktır. Türkiye'de 1991 yılında vatan hainliğini tarif eden kanuni düzenleme kalktı. Bugünlerin yapı taşları o dönemlerde döşenmeye başladı. İşte o günlerde Cumhuriyet'e karşı başkaldıran oluşumların Şeyh Sait ve Seyit Rıza gibi liderleri, ele başları, bugün vatan hainliğinden kahramanlığa terfi ettiriliyor. Hiçbir şey olmamış gibi mezarları başında anılıp, aziz mertebesine yükseltilebiliyor.''
Kocasakal, yaşananlar nedeniyle kabahatin halkta aranmaması gerektiğini de söyledi. ''Cumhuriyet Halk Partisinin ilk kaybettiği ok halkçılık okudur. Kimse halka suç bulmasın'' diyen Kocasakal, halkın uyuşturulmuş durumda olduğunu öne sürdü.
Ümit Kocasakal, ''Türkiye'de bir GDO sorunundan bahsediliyor. Genetiği değiştirilmiş aydınlar daha büyük bir sorundur. Organik aydınlarımız bir yerde, genetiği değiştirilmiş aydınlar bir yerde... Müsebbip asıl bunlardır. Hukuksuzlukları meşrulaştırmak için ellerinden geleni yapmasalar, iyot gibi açıkta kalırlar. Kimse halka suç bulmasın'' dedi.