Burada yanlarında getirmiş oldukları üzümleri yere döken köylüler, binbir zahmetle üretmiş oldukları ürünlerinin alıcı bulamadığı gibi masraflarını da karşılayamadıklarını ve mağdur olduklarını dile getirdi.
67 yaşındaki Temam Yılmaz adlı üretici ise, "Biz bu üzümlere bebeğe bakar gibi baktık. Her gün baktık, emek verdik. Şimdi para etmiyor, satamıyoruz. Abdullah Gül'ümüz, Başbakanımız bunu görsünler. Köylünün anası böyle ağlıyor görsünler. Geziyorlar, her şeyi konuşuyorlar, bizim bu halimizi de görüp konuşsunlar" dedi.
Yılmaz sonra da yere dökülen üzümleri ayaklarıyla çiğnedi. Köy meydanında toplanan köylüler, 'Günah, biz üzümlerin üzerine basmayız" diyerek, eyleme sadece alkışlarıyla destek verirken, jandarmanın da olası bir taşkınlığa karşı bölgede geniş güvenlik önlemleri alması dikkat çekti.
Mersin Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel, üzümün aynı zamanda bölgenin ana geçim kaynaklarından biri olduğuna dikkat çekerek, her yıl olduğu gibi bu yılki hasat döneminde de üzüm üreticilerinin aşırı fiyat düşüklüğü nedeniyle mağdur olduğunu ve ürününe alıcı bulamadığını anlattı. Gökçel, gerek üretim aşamasında, gerekse de pazarlama aşamasında yaşanan sıkıntıların her yıl bir önceki yıl aratacak şekilde artarak devam ettiğini, bunun yanında yaşanan olumsuz koşulların da üzüm üreticilerini daha da
karamsarlığa sürüklediğini söyledi. Mersin'in, Türkiye'nin yaş sebze meyve üretiminin önemli bir bölümünü üreten konumda olduğuna dikkat çeken Gökçel, "Çiftçimiz, yılın 12 ayında çok zor şartlarda üretim yapıyor. Bugünkü tabloya baktığımız zaman ürün satış fiyatları ne yazık ki, maliyetlerin de altında kalıyor. Üzüm üreticisi çiftçilerimiz, her yıl süregelen sıkıntıların altında eziliyor" dedi.
Tarımın her ülkede desteklendiğini ve sektörün de ekonomik ve sosyal açıdan oldukça önemli bir yeri olduğunu vurgulayan Cengiz Gökçel, en fazla iş gücünün de yine tarımda olduğunun altını çizdi. Tarımda yapılması gerekenin; tarımsal girdilerin üzerindeki vergi yükünün kaldırılması, üreticilerin de 'üretime destek modeli' ile desteklenmesi olduğunu ifade eden Gökçel, burada dikkat edilmesi gereken noktanın da hasat edilen ürünün, üretici ile tüketici fiyatları arasındaki fark olduğunu belirtti. Gökçel,
çiftçinin elinden 30-50 kuruşa alınan üzümün tüketiciye 1-1.5 TL'den satıldığını vurgulayarak, söz konusu fiyat farkının kapatılabilmesi için de üreticilerin pazarlamada sıkıntı yaşamadan emeğinin karşılığını alması, tüketicilerin de bu ürünleri uygun fiyatla tüketebilmesinin sağlanması olduğunu anlattı. Yapılan konuşmanın ardından köylüler olaysız bir şekilde dağıldı.