"Damat adayımız ne iş yapıyor?" diye sual eylediler. Memur olduğu söylendi. O zamanlar “devlet kasasına anahtar uydurmak” diye tabir olunur, pek rağbet görürdü memuriyet.
"Aman, pek efendi, pek de yakışıklı çocukmuş. Öyleyse verdik gittii!.."
Bizimkiler kızı oğlanla çabucak everdiler. Adam mutlu, kadın da öyle. Her sabah temiz giysilerini giydirip uğurluyor kocasını. Ama "kalem"den eve her akşam toz toprak içinde dönüyor adam. Derken bir gün pazar yerinde talihsiz bir karşılaşma oluyor. Adamın sırtında hamal sepeti...
Genel ağ’da bir kadın, "Tanıştığımızda polis olduğunu söylemişti, meğerse adam bekçiymiş. Ben şimdi ne yapayım?" diye sormuş. "Kendisini polis gibi hissediyorsa sorun yok." diye yanıtlamış biri...
Çirkin çocuk doğurdu diye insan karısını dava eder mi? Çinlinin teki müşteki olup yüklü tazminat kazanmış. Çünkü kadının sûreti yalan. Tanışıp evlenmeden önce yüzünde birçok tamirat yaptırdığını adamdan saklamış. Yani bu da insan kandırmanın bir başka türü.
Kabul edelim, hepimiz yalan söylüyoruz. Ama bizim söylediklerimiz insanların iyiliği içindir, öyle değil mi? Mesela 10 doktordan biri hastasına yalan söylüyormuş. Ben öyle doktora her zaman giderim. Kendisine yalan söylenen hastalar daha uzun yaşıyor çünkü. Hastalarınsa %80'i doktorlara yalan söylüyormuş. Doktoru düş kırıklığına uğratmayalım, adama mahcup olmayalım filan diye. Ben de eser miktarda yaparım bunu. Sanki bu harika vücudu kendilerinden emanet almışız da hor kullanıp tıp camiasına ayıp etmişiz gibi...
Şimdi yalan üzerine konuşalım ama yalan konuşmayalım. İlana “Öğretmenden satılık…” diye yazdığımda yalan söylemiyordum. Fakat arabayı hafriyat kamyonu gibi kullandığımı yazmamıştım. Bunda bir parça günah var gibi.
Bir nesnenin üzerinde “İşkembe çorbası” yazıyor. Ürünün adı bu. Kitap adı gibi. İçinde gerçekten işkembe olması gerekmiyor ama adamlar koymuşlar. Sadece oranı biraz düşük: On binde 7.
“Yaralı vaşağı avcılar kurtardı. Tellere takılan keçiyi, bacağı kırılan karacayı, kanadından vurulan kuğuyu avcılar kurtardı…” Avcılar kurtarır, cilalı haberler doğrudur. Aynı avcıların aynı gün öldürdüklerini de yazıp söylemezsen avcılar harikadır.
Haberlerde ihracat rakamları açıklanır, hepimiz mutlu oluruz. Rakamlarda hiç yalan yoktur, açıklayan herkes dürüstlük abidesidir. Fakat o sıra ithalatta da rekor kırmışızdır. Bunu da açıklayıp kimsenin kalbini kırmaya gerek yoktur.
“Cesur ve kararlı olun, kendinize güvenin. Dünyada her yıl otuz milyon yeni girişimci, kahramanlar listesine adını yazdırıyor…” diyen kişisel gelişim uzmanları da size yalan söylemiyor elbette. O sırada 270 milyon yeni girişimcinin de hayatı kaymıştır, fakat bunu bilmek size bir şey kazandırmayacaktır…
Şu yalan dünyada hepimize yetecek kadar “doğru” vardır. O yüzden içiniz rahat olsun…