Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bosna Hersek’e yaptığı resmi ziyareti tamamlayarak Türkiye’ye döndü. Bosna Hersek’ten ayrılmadan önce gazetecilere açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretini değerlendirdi:
“Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Sayın Bakir İzetbegoviç kardeşimizle önce ikili bir görüşmemiz, sonra da heyetlerarası görüşmemiz oldu. Bosna-Sırbistan-Türkiye üçlü mekanizması ile önemli projeleri inşallah hayata geçiriyoruz, geçireceğiz. Bunların en önemlilerinden biri; Belgrad-Saraybosna Otoyolu Projesi’dir. Ben buna ‘Balkan Barış Yolu’ diyorum. Diğer önemli projemiz Bosna’dan Türkiye’ye et ithalatı projesi. Aslında bu başbakanlığım döneminde 15 bin ton olarak yürürlüğe girdi. Bugünkü görüşmelerde bunun 8 bin tonunu karşılama gibi bir durum söz konusu. Ama önü açıktır. 1 Temmuz 2018’den itibaren yıllık toplam 13 bin ton et mamulünün 5 yıl boyunca Bosna Hersek’ten ithalini kararlaştırdık. Ziraat Bankası Bosna’daki sermayesini 30 milyon Euro artıracak. Ayrıca toplamda 150 milyon Euro kredi tahsisi yapacak. Bosna’daki kardeşlerimize yeni kredi imkânları açılmış oluyor. FETÖ ile mücadelede önemli mesafe aldık. Maarif Vakfı burada okullarını açmaya başladı. Uluslararası alanda Bosna Hersek’i desteklemeye devam edeceğiz. Temmuz’da yapılacak NATO zirvesinde Bosna Hersek’in NATO’ya yönelik eylem planının etkinleştirilmesini de gündeme getireceğiz. Bosna’nın barış ve istikrarı, Balkanlar ve dolayısıyla dünya barışı için hayati öneme sahiptir.
‘SEÇİMDEN SONRA İSRAİL’LE TİCARİ İLİŞKİLERİ MASAYA YATIRACAĞIZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazetecilerin sorularını da yanıtladı:
- İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi sonrası İsrail’e yaptırım, boykot, tecrit uygulanması konusunda somut adımlar atılması konusunda karara varıldı mı?
Bu hususta İslam İşbirliği Teşkilatı olarak, bunların ürünlerine yönelik bir boykot uygulanması konusunda tavsiye kararı aldık. Temenni ederim ki İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler alınan tavsiye kararı doğrultusunda boykot uygulamasına girerler; neticede oralardan artık herhangi bir ürün alınması da söz konusu olmaz. Tabii ki biz de aynı şekilde bu durumu gözden geçireceğiz. Türkiye olarak orayla olan münasebetlerimizi, özellikle ekonomik, ticari ilişkilerimizi masaya yatıracağız. Önümüzde malum seçim var, seçimin ardından bizler de bu istikamette adımlarımızı atacağız.
- Bağımsız Soruşturma Komisyonu oluşturulacak mı?
Bağımsız Soruşturma Komisyonu’nu kurma kararı verdik. Ama bu tür bir komisyonun kurulmasının da ötesinde, Kosova’da olduğu gibi, Bosna Hersek’te olduğu gibi orada Birleşmiş Milletler’in bir barış gücünün oluşturulması için de tavsiye kararı aldık. Bunun caydırıcı olacağını; İsrail’in, Birleşmiş Milletler güçlerine kurşun sıkmasının kolay olmayacağını düşünüyoruz.
- Trump kuzeybatı Suriye’ye kalkınma, insani, yapılandırma gibi yardımları keseceğini açıkladı. Bu, ABD’nin Menbiç’ten YPG’yi çekeceğine işaret gibi yorumlanabilir mi?
Kuzeybatı Suriye’ye Amerika’nın ne yardımı var? Kuzeybatı Suriye’de zaten Rusya var. Bu pek tutarlı bir açıklama değil. Amerika daha çok Menbiç tarafında. Zaten şu anda Amerika’nın oralardaki yardımı da YPG’ye yönelik silah ve mühimmat. Amerika’nın oralarda insani yardım faaliyetleri yok. Ayrıca İdlib’de, Duma’da ABD yok. Oraların hepsi, Afrin dahil o bölge, şu anda Rusya ile bizim ortak çalışmalar yürüttüğümüz bölge.
‘DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR KONUSUNU İYİ İŞLEMEMİZ LAZIM’
- ‘Dünya beşten büyüktür’ ifadesi, Trump’ın son tutumu ardından, Avrupa’da da, ‘Dünya birden büyüktür’ gibi bir anlayışı oluşturmaya başlamış gibi. Böyle bir gözleminiz var mı?
Gözlemim, o beşin içinde yer alanlar konuyla pek ilgilenmiyorlar. Beşin dışındakiler ise ne yazık ki, sadece ‘Haklısın, doğru söylüyorsun’ diyorlar. Ama bir şey yapmaya gelince onlarda da pek bir hareket yok. 24 Haziran seçimlerinden sonra, bu konunun üzerinde daha fazla durmamızın faydalı olacağına inanıyorum. Bu konuda sadece bizlere değil, basına da ciddi görevler düşüyor. Medya mensuplarımız, dünyanın çeşitli ülkelerine giderek oradaki medya mensuplarıyla bu tür konuları konuşabilirler. Benim, biliyorsunuz, ‘Dünya Beşten Büyüktür’ adlı bir kitabım var. Gelen misafirlere hediye ediyorum. İlgilerini çekiyor. Ama uluslararası camia nezdinde, ‘Dünya beşten büyüktür’ konusunu çok daha iyi işlememiz lazım. Ben BM Genel Kurulu’ndan ümitliyim. Genel Kurul’a bir tez getirdiğimiz zaman dikkat çekiyor. Bunun zamanlamasını çok iyi yapmamız lazım. Ona göre de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na bunu getirmemiz lazım.
‘ADAYLARDAN TAAHHÜT ALDIK’
- AK Parti milletvekili listeleri hangi kriterlere göre oluştu?
Ehliyet, liyakat önemli. Parlamentodaki prensiplerimize dikkat etmemiş, devamda hassasiyet göstermemiş arkadaşlarımızı listelere koymadık, koymuyoruz. Bir de bu sefer bir hassasiyet daha gösterdik. Aday adayı arkadaşlardan yazılı bir taahhüt aldık. ‘Haftanın üç günü Ankara’dasınız. Üç günü dışında, hepinizin seçim bölgenizde ofisleriniz olacak. O ofislerde çalışmaları yürüteceksiniz. Oralardaki çalışmalarınızı da her hafta rapor edeceksiniz’ dedik. Bunların taahhüdünü de arkadaşlardan yazılı olarak aldık.
- Size yönelik suikast iddiasıyla ilgili yeni bir bilgi var mı?
MİT’e dünyanın değişik yerlerinden, istihbarat örgütlerinden gelen bir ihbardı. Bunun üzerine MİT yoğun bir çalışma yaptı, muhatapları ile görüşmeler yaptı. Ekiplerini devreye soktu. Ben MİT Müsteşarı’mıza ‘Sen de bir gün önceden git’ dedim. Bir gün önceden gitti, tedbirlerimizi aldık. Sağ olsun Bakir Bey de gerekli tedbirleri aldı. Bu tür ihbarları ilk defa almıyoruz, zaman zaman bu tür ihbarlar yurtiçi, yurtdışı hep olmuştur. Ama eğer bu ihbarlarla hareket edecek ve siyaset yapacak olsak bizim hiç evden çıkmamamız lazım. Dolayısıyla biz tedbir alırız ama bu tür tehditleri hiç kaale almadan yolumuza devam ederiz. Zira biliyoruz ki kaderin üstünde bir kader vardır.
‘SÖYLEDİKLERİ DOĞRU DEĞİL’
- CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Fethullah Gülen’in iadesi konusunda Amerikalıların kendisini aradıkları yönünde bazı iddialarda bulundu. Ne dersiniz?
Amerikalılar Sayın İnce’yi niye arasınlar? İade konusunun muhatabı ya da yetkilisi olmayan birini ne diye arasınlar? Hukuk denen bir şey var. Kaldı ki biz onun iddialarının aksine, FETÖ ile ilgili bir meselede hiçbir zaman ‘120 koli’ diye bir ifade kullanmadık. Biz ‘85 koli’ dedik. Yok efendim neymiş? Hepsi gazete kupürüymüş! Peki o zaman o kişinin parlamentoda kürsüden salladığı o gazete kupürlerine ne demeli? Dara düştüklerinde yaptıkları tek iş Meclis kürsüsünden gazete kupürü sallamak. Kaldı ki Adalet Bakanlığı’mızın ABD’ye gönderdiği koliler, FETÖ’yle ilgili bugüne kadar açılan davalar ve iddianamelerden, onların belgelerinden oluşuyor. Dolayısıyla söyledikleri doğru değil. Yalan bunların ruhuna işlemiş. Bu konuda dürüst isen, samimi isen yapacağın iş nedir? Adalet Bakanlığı’na müracaat edersin, ‘Bakın siz böyle böyle diyorsunuz ama bize de böyle bir şey geldi’ dersin. Konuyla ilgili olarak Başbakan Yardımcımız Bekir Bozdağ çok sert bir basın açıklaması yaptı. Fakat bunların hiç umurlarında değil. Yaptıkları iş, ya tutarsa, ya vatandaş inanırsa mantığıyla, yalan söylemekten ibaret.”