Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi temaslar için Ankara'ya gelen Almanya Başbakanı Angela Merkel'i kabul etti.
Angela Merkel ile görüşmelerinin ardından makamında ortak açıklama yapan Erdoğan, "Gerek ikili gerekse heyetlerarası görüşmelerde askeri, siyasi, ekonomik, ticari tüm ilişkilerle ulusal, bölgesel bütün terör olaylarını ele alma ve bunları değerlendirme fırsatı bulduk. Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkileri değerlendirme imkanımız oldu. Savunma sanayiine yönelik neler yapabiliriz birlikte, bunları kısa görüşme imkanımız oldu. Siyasi ilişkilerde gerek AB süreci olsun gerekse NATO ile ilgili konular, bunları görüşme imkanımız oldu. Ekonomik ilişkilerde de ticaret hacmimiz şu an itibariyle 35 milyar Dolar ve bunu daha ileri nasıl taşırız, bunları görüşme imkanımız oldu. Ege’deki gelişmeleri değerlendirme fırsatımız oldu" diye konuştu.CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: SURİYE-IRAK KONUSUNU ELE ALDIK
Merkel ile Suriye ve Irak’ta yaşanan gelişmelerle bölgesel konuları görüştüklerini belirten Erdoğan, "Bölgesel olarak ağırlıklı olarak Suriye-Irak konusunu ele aldık, değerlendirdik. Suriye’de bundan sonraki süreçte ne gibi adımlar atabiliriz, bunları konuştuk. Mülteci sorununu ele alma imkanımız oldu. Bunları ayrıca konuştuk. Terörle mücadelede birlikte neler yapabiliriz, bunları da konuşma imkanımız oldu" dedi.
"BURADAN TAVİZ VERMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL"
Görüşmelerinde, terörle mücadele konusunun da ele alındığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Özellikle bu konudaki kararlılığımız zaten Türkiye olarak bellidir. Buradan taviz vermemiz mümkün değil; ama uluslararası terörizmle mücadele sadece bir ülkenin halledebileceği değil, burada uluslararası dayanışmanın, bir mutabakatın olması kesinlikle söz konusudur. Şu anda Almanya 3 milyona yakın soydaşımızın yaşadığı bir ülke. Bizim dayanışmamız çok büyük önem arz ediyor. Bu dayanışmayla özellikle bölgedeki terörizme iki NATO ülkesi olmak hasebiyle de koalisyon güçleri içerisindeki Almanya’nın burada bizlerle dayanışması büyük önem arz ediyor. Bu dayanışmamızı gerek buralarda gerek Ukrayna’da yine bugüne kadar nasıl bir örneğini verdiysek bundan sonraki süreçte de vererek, devam ettirmemizin gereğine inanıyorum"
MERKEL: BASIN VE MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜNE İŞARET ETTİM
Almanya Başbakanı Merkel ise ikili ve uluslararası konularda, çok yoğun ve detaylı görüşmeler yaptıklarını belirterek, "Bu, benim darbe teşebbüsünden sonraki ilk ziyaretim. Bu olayı da ele aldık. Terörle mücadele konusunun çok önemli olduğunu, darbe teşebbüsüne neden olanların cezalandırılması gerektiğini fakat aynı zamanda suçun bireysel olarak tespit edilmesi gerektiğini ifade ettim. Bu darbe teşebbüsüne Türk halkının demokrasi ve demokratik ilkeler için nasıl kendini ortaya koyduğunu gördük. Bu önemli süreçte ifade özgürlüğüne saygı duyulmasının çok önemli olduğunu ifade ettim. Basın ve medya özgürlüğüne de işaret ettim. Alman gazetecileri için de akreditasyonlarını almalarının çok önemli olduğunu belirttim. Bu konularda endişelerimiz olduğunu ifade ettim" diye konuştu.
"DAHA YAKIN İŞ BİRLİĞİ İÇİNDE OLMA SÖZÜ VERDİK"
Terör örgütleriyle mücadeleye ilişkin görüşmelerine değinen Merkel, "İslamist terör ve terörün her türlü terörle mücadele, PKK da buna dahil, bu mücadelede yakın bir iş birliği içinde olmamız gerektiğini konuştuk. Özellikle yeni yılda, İstanbul’da ve Türkiye’deki diğer terör saldırıları nedeniyle Türkiye’nin çok büyük zarara uğradığını konuştuk. Hepimiz etkileniyoruz. Bu konuda daha yakın iş birliği içinde olma sözü verdik birbirimize" dedi.
"SİYASİ GÖRÜŞMELERİN SÜRDÜRÜLMESİNİ ARZU EDİYORUZ"
Bölgesel gelişmeler ve sığınmacı konusuna ilişkin Merkel, şunları söyledi: "İki tarafın önemsediği bölgesel konulara değindik. Suriye, Irak konusu, mülteci konusu özellikle Türkiye için çok önemli bir konu aynı zamanda Almanya ve AB için de tabi ki önemli. Burada tekrar Türkiye’nin olağanüstü çabalar harcadığını belirttim. AB’nin vaad etmiş olduğu finans desteğinin en kısa zamanda akması gerektiğini ifade ettim. 2,2 milyon Euro verildi. Tabi ki somut projelere bu finans katkısının artması gerektiğini ifade ettik. Burada uluslararası düzeyde de sorumluluk üstlenmemiz gerektiğini ifade ettik Suriye konusunda. Burada siyasi görüşmelerin sürdürülmesini arzu ediyoruz. Örneğin Cenevre’de devam etmesi, Halep’te yaşanan üzücü olayların tekrarlanmaması için"
"AB İLE TÜRKİYE ARASINDAKİ ANLAŞMA..."
Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) ilişkilerine de değinen Almanya Başbakanı Merkel, açıklamasına şöyle devam etti: "Zannediyorum ki AB ile Türkiye arasındaki anlaşma her iki tarafın çıkarına sonuçlar getirdi. Bizi burada kabul ettiğiniz için teşekkür ediyorum. Açık sözlülükle, tartışmalı konuları da ele aldığımız için teşekkür ediyorum. Benim için önemli olan görüşmeleri sürdürmemiz, çözümler bulmamız. Çünkü çağdaş dünyamızda, karşımızdaki sorunları tek başımıza çözemeyiz. Ancak uluslararası diyaloğa çözebiliriz"
MERKEL: REFERANDUM SÜRECİNDE...
Erdoğan ve Merkel, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Türkiye’deki anayasa değişikliğiyle ilgili muhalefetin endişeleri hakkında görüşleri sorulan Almanya Başbakanı Merkel, "Ben kendi tarafımda şuna dikkat çektim. Özellikle bu kadar derin bir siyasi dönüşüm sürecinde güçlerin dağılımını teminat altına almak için çabaların sarf edilmesi gerektiğini ifade ettim. Referandum sürecinde AGİT gözlemcilerinin hazır bulunmasının iyi olacağını söyledim. Türk halkının Temmuz ayında savunduğu demokratik ilkelerin yeni siyasi sistemde sağlanması gerektiğinin önemli olduğunu söyledim. Muhalefet her demokrasi için önemli" dedi.
ERDOĞAN: MUHALEFETİN HEDEF SAPTIRMAYA YÖNELİK...
Anayasa değişikliğiyle ilgili muhalefetin endişeleri hakkında görüşlerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan ise şöyle konuştu:"Bir defa muhalefetin özellikle güçler ayrılığıyla alakalı ileri sürdüğü tezin, şu anda yapılmakta olan başkanlık sistemine yönelik -ki bugün yarın bana metin parlamentodan ulaşacak- bir defa en ufak bir hakikat payı yok. Yasama organı yine var. Yürütme var aynı şekilde var. Yargı yine var. Burada güçler ayrılığı noktasında bunların yok edilmesi diye bir şey söz konusu değil. Bütün mesele şudur. Yürütmenin çok daha seri çalışmasını sağlayacak imkanlar verilmiş, yasamanın çok daha seri karar alma imkanına kavuşmasının yolları aynı şekilde açılmış. Yargı aynı şekilde varlığını koruyor ve işlevini aynı şekilde sürdürecek. Muhalefetin şu anda bu konuyla ilgili hedef saptırmaya yönelik attığı adımlardan başka bir şey söz konusu değildir. Müzakereler neticesinde de parlamento referandumla ilgili kararını verdi. Şimdi de nihai kararı verecek olan millettir. Millet nasıl bir karar verirse buna herkes uymak durumundadır. Şu anda kampanya süreci başlayacaktır. Öyle zannediyorum ki Nisan ayı içerisinde de sandık milletin önüne gelecektir. Nihai karar merci de orasıdır"
FETÖ MENSUPLARI İADE EDİLECEK Mİ?
Almanya’da bulunan bazı FETÖ mensuplarının Türkiye’ye iade edilmesi konusunda Almanya’nın ne gibi adımlar atacağı sorulan Almanya Başbakanı Merkel, "Biz terörle mücadele konusunda ve bu suçlara karşı mücadele konusunda kararlıyız, Türkiye’nin beklediği şekilde. Fakat bizim adım atmamız, önlem almamız için elimizde kanıtların olması gerekiyor. Mahkemeler bu kanıtları değerlendiriyor. Almanya’da bazı mahkeme kararları var. Bazı koşullarda iadelerin yapılamayacağı yönünde. Adalet bakanlarımız bu konuda görüşmeler yapacak bundan sonra da; fakat mahkemelerin ve bağımsız incelemelerin sonucuna tabi ki saygı duymalıyız" diye yanıt verdi.
ERDOĞAN: ’İSLAMİST TERÖRÜ’ KULLANIRSAK ÜZÜCÜ OLUR
Merkel’in ’İslamist terör’ ifadesi üzerine konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ifadenin üzücü olduğunu belirterek, ’Ben şahsen Müslüman bir cumhurbaşkanı olarak bunu asla kabul edemem’ dedi. Erdoğan, şöyle konuştu: "Burada özellikle bir şeyi vurgulamam lazım. Çünkü halkım da bu konuyu yanlış anlamış olabilir. İslamist terör ifadesi ki bunu aslında ben Sayın Şansölye’ye de anlattım. İslamist terör ifadesi biz Müslümanları ciddi manada üzmektedir. Böyle bir ifade kullanılamaz, doğru değildir. Çünkü İslam ile terör bir araya gelemez. İslam’ın kelime anlamı barıştır. Dolayısıyla kelime anlamı barış olan bir ifadeyi eğer biz terörle yan yana getirirsek bu, o dinin mensuplarını üzer. Biz DEAŞ terör örgütünden dolayı kalkıp, İslamist terörü kullanırsak bu üzücü olur. Bunu lütfen kullanmayalım. Kullanıldığı sürece biz, bunun karşısında durmak durumundayız. Sessiz kalırsak bunu kabul olur. Ben şahsen Müslüman bir cumhurbaşkanı olarak bunu asla kabul edemem. Şu anda dünyada DEAŞ’a karşı bizim verdiğimiz mücadeleyi veren ikinci ülke yok. Herkes işin lafında ama biz buna mücadelede kararlılığımızı sürdürüyoruz, sürdüreceğiz"
"PKK, PYD, YPG NE İSE FETHULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ DE ODUR"
Almanya’daki FETÖ mensuplarının iadesine ilişkin de açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Aynı şekilde FETÖ ile alakalı da PKK, PYD, YPG ne ise Fethullahçı Terör Örgütü de odur. Benim ülkemde devlete darbe yapacak ve bu darbe yapan eğer kalkıp, Almanya’ya kaçıyorsa Almanya’da barınıyorsa bunlara karşı Alman yönetiminin de, haklısınız adalet bakanları birbiriyle ilişki kurmak suretiyle belge ve bilgi gönderilebilir, biz Amerika’ya da 85 koli belge ve bilgi gönderdik. Hala yargıdan çıkacak kararlar bekleniyor. Biz aynı zamanda NATO’da beraberiz. İki dost, müttefik ülkeyiz. Bu konularda çok daha seri kararlar almak suretiyle ’Geciken adalet, adalet değildir’ anlayışını biz ters yüz edip, bir an önce neticeye varırsak isabetli olur diye düşünüyorum" dedi.
MERKEL: ARALARINDA FARK VAR
Almanya Başbakanı Merkel ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ’İslamist terör’ ifadesine yönelik eleştirisiyle ilgili şunları söyledi: "Türkiye’deki insanlara şunu ifade etmek istiyorum. Din özgürlüğü benim için çok önemli ve demokrasinin bir parçası olarak görüyorum. Bu nedenle Almanya’da Müslümanların inançlarını özgürce yaşayabilmeleri için elimizden geleni yapıyoruz. Bizdeki Müslüman dernekleri de her türlü teröre karşı seslerini yükselttiler. Bu nedenle İslam ve İslamist arasında bir fark var. İnsanlarımızın Müslümanlarla çok büyük takdir duyduklarını ve iş birliği içinde bu teröre karşı mücadele etmemiz gerektiğine inanıyorum"