İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen davanın bugünkü duruşmasına, tutuklu sanıklardan Mehmet Fikri Karadağ, Sevgi Erenerol, Hayrettin Ertekin, Ümit Sayın ve Ergün Poyraz katılmadı. Duruşmada, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 22 tutuklu sanık hazır bulundu. Duruşmaya, tutuksuz yargılanan Güler Kömürcü Öztürk de geldi.
"MANEVİ PROBLEMLER YAŞAMAMAK İÇİN UĞRAŞ İÇİNDEYİM'
Birinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanığı Alparslan Arslan, üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun, ''Sizinle ilgili düzenlenen raporlara göre, ceza ehliyetine sahip olduğunuz, kendinizi akıl hastası gibi göstermeye çalıştığınız belirtiliyor'' sözleri üzerine, ''Doktorlara sormak lazım. 10 gün yaşadım hastanede. Gördüğümde ürperdim. Manevi problemler yaşamamak için uğraş içindeyim'' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada çapraz sorgusuna devam edilen Arslan, üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun ''diğer tutuklu sanık Osman Yıldırım'a, evine yakın olmamasına rağmen neden Ataşehir'de el bombalarını verdiği'' yönündeki sorusuna, burada hava teneffüsünün rahat yapılabildiğini söyledi.
Arslan, caddelerin açık olduğunu, ağaçların bulunduğunu, Sincan Cezaevi gibi bir yer olmadığını ifade ederek, ''Recep Özkan ile üniversitedeki arkadaşlar vasıtasıyla tanıştık. Trabzonlu, Laz kökenli olduğu için sempatim arttı. Özkan'ın evi burada. Onun evine dinlenmek için gidiyordum. Öyle bir güne denk geldi. Özellikle Ataşehir'de buluşalım diye bir şey olmadı'' dedi.
Osman Yıldırım ile Recep Özkan'ın evine gitmediklerini anlatan Arslan, Yıldırım ile Ataşehir'de herhangi bir evde de buluşmadıklarını kaydetti.
Özkan'ın evine yalnız gittiğini, diğer arkadaşları Orhan Kadı'nın da evde olduğunu belirten Arslan, kendisinin ayrı bir odaya çekildiğini söyledi.
Haşıloğlu'nun, 15. 16 ve 17 Mayıs 2006 tarihli telefon kayıtlarına ilişkin yönelttiği sorulara da Arslan, Danıştay saldırısından bir gün önce, rahat konuşabildiği bir insan olduğu ve ''hal icabı'' Süleyman Esen'i aradığını ifade etti.
"ŞİMDİ ALLAH'IN HUZURUNDAYIM YALAN SÖYLENMEZ"
Arslan, Haşıloğlu'nun ''Süleyman Esen'e önce liderim dediniz, sonra da bombaları ondan aldım dedeniz? Farklı beyanlarınızın sebebi nedir?'' şeklindeki sorusuna, ''İnsanın hareket, hal ve davranışlarıyla yaşamını bir sisteme oturtması lazım. Ben yaşamımı İslam'a oturtmaya çalışıyorum. Emniyet ifademde şahadet eksik. Süleyman ile Aykut Mete Şükre'nin ismini sevdiğim iki insan olduğu için, korumak amacıyla emniyetteki ifademde söylemedim'' diye konuştu.
Haşıloğlu'nun ''Şimdi niye verdiniz?'' sorusuna da Arslan, ''Şimdi Allah'ın huzurundayım. Her zaman Allah'ın huzurunda olunamaz. O zaman Allah'ın huzurunda değildim'' şeklinde cevap verdi.
CEZAEVİNE GİRDİKTEN SONRA AİLEMLE ARAM BOZULDU
Hakim Haşıloğlu, Arslan'a ''Duruşma sırasında babanız ve annenizle ilgili hakaretler içeren beyanlarda bulundunuz. 5-6 yıllık telefon dökümlerinize bakıldığında yakın zamana kadar birçok kez görüşme yapıyorsunuz, beyanlarınızla çelişen bir diyaloğunuz var. Anneniz ve babanıza öfkeniz ne zaman başladı?'' sorusunu yöneltti.
Arslan da cezaevine girdikten sonra ailesiyle ilişkisinin bozulduğunu ifade ederek, ''Babalık müessesesi, evladını hapsetmek değildir. Babam suyu taşırdı. Ben Müslümanım. Karşımdaki insanı Müslüman gibi görmek isterim'' dedi.
Haşıloğlu'nun da ''Saygı sınırlarını aşacak beyanlarda bulundunuz ailenizle ilgili'' demesi üzerine Arslan, ''Allah'a karşı saygısızlık yapanları parçalarım'' diye konuştu.
ORTAOKULDAN SONRA BASKIDAN DOLAYI EVDEN KOPTUM
Sanık Alparslan Arslan, ''İdris Arslan'ı bu şekilde bilmiyordum. Ortaokuldan sonra baskıdan dolayı evden koptum. İstanbul'a geldim. İletişimim, sadece İslami çerçevede onlara gösterdiğim saygıdan ibarettir. Annem namazını kılmaya çalışırdı. Büyük kız kardeşim kapalıydı. Küçüğü de sonradan kapandı. Müslüman aileye mensuptuk'' dedi.
Arslan, soru üzerine, Ankara Mamak'ta askerliğini yaptığını ve askeri mühimmat konusunda eğitim almadığını kaydetti.
SALDIRIDAN BİR GÜN ÖNCE DANIŞTAY BİNASINDA KEŞİF YAPTIM
Danıştay Başkanı Mustafa Birden'i kısa ve tombul bir insan olarak tanıdığını ifade eden Arslan, Danıştay saldırısından bir gün önce binaya gittiğini, Birden'in odasını tespit ettiğini hatırlattı.
Danıştayda, Şemdinli iddianamesini hazırlayan eski savcı Ferhat Sarıkaya'ya benzeyen bir kişiyi de gördüğünü anlatan Arslan, ''İkinci gün Danıştay binasına gittim. Birden'in odası kapalıydı. Kapıyı zorladım. Çayçı geldi. 2-3 metre ötedeki odaya girdi. Ben de yürüyerek o tarafa gittim. İçeri girdim. Birden'i tespit ettim. Bismillahirahmanirahim diyerek ateş ettim'' dedi.
Arslan, sorular üzerine, ''Ergenekon'' iddianamesinde yer alan miting, gösteri, toplantı ve patrikhanedeki etkinliklere katılmadığını anlattı.
GİZLİ TANIK SORULARI TARTIŞMA YARATTI
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, çapraz sorgusuna devam edilecek olan Alparslan Arslan'ı salondaki kürsüye çağırdı. Duruşmada, çapraz sorgu sırasında üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu, tutuklu sanık Alparslan Arslan'a gizli tanık 9'un beyanlarıyla ilgili sorular yöneltti.
Bunun üzerine tutuklu sanıklardan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek söz alarak, ''Gizli tanık 9'un, Osman Yıldırım olduğunu herkes biliyor. Bu yüzden hem sanık hem de tanık olan Yıldırım ile ilgili beyanlara ilişkin soru sorulmaması yönünde heyetin karar alması gerekir'' dedi. Haşıloğlu'nun gizli tanık 9'un beyanlarıyla ilgili soru yöneltmeye devam etmesi üzerine, Perinçek tekrar tepki gösterdi. Yaşanan kısa tartışma üzerine, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün duruşmaya saat 13.00'e kadar ara verdi.