Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ukrayna’da yaşanan çatışmaların Kırım’daki Tatarlar’a dönük bir tavır haline dönüşmemesi gerektiğini söyledi.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi toplantısı için Viyana’da bulunan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, toplantı sonrası Türk basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Davutoğlu açıklamasında, toplantının Avusturya dönem başkanlığında son derece kritik bir zamanda yapılan bir toplantı olduğuna dikkat çekerek, “Özellikle Ukrayna’daki gelişmeler ve Avrupa Konseyi içinde bu çerçevede yaşanan tartışmalar bu toplantıya çok özel bir anlam kattı. Bu sebeple bütün ülkeler, bütün taraflar karşılıklı görüş alışverişinde bulunma imkanına kavuştular” dedi.
Sabah yapılan resmi açılış oturumunda, Ukrayna da içinde olmak üzere Avrupa Konseyi’nin geleceği konularını ele aldıklarını aktaran Bakan Davutoğlu, “Ama biz Türkiye olarak Avrupa Konseyi’nin demokratik değerler etrafında yürüttüğü çalışmalara büyük destek vermiş bir ülkeyiz. Ve üç sene önce dönem başkanlığımız süresince de hem Avrupa Konseyi değerlerinin komşu bölgelere yayılması hem kadına karşı şiddet de dahil olmak üzere birçok konuda girişimde bulunmuş, ayrıca etnik ayrımcılık ve İslamofobya konusunda bir rapor yazılmasını da temin etmiştik. İstanbul Girişimi adıyla anılan birçok faaliyete öncülük etmiştik. Dolayısıyla Avrupa Konseyi’ndeki çalışmalar bizim için demokrasinin Avrupa kıtasında kökleşmesi, yabancı düşmanlığına karşı özellikle de göç ve Avrupa’ya gelen farklı din ve etnik unsura karşı önyargılı yaklaşımların önüne geçilmesi hususunda Avrupa’yı bekleyen bazı tehlikeler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gündemindeki insan hakları konuları da dahil olmak üzere birçok konuda öncülük eden faaliyetlerde bulunmuştuk” diye konuştu.
“UKRAYNA’DA YAŞANANLAR ÖNEMLİ BİR KRİTİK EŞİĞİ OLUŞTURUYOR”
Sabah yaptığı konuşmada Avrupa Konseyi’nin belki de tarihindeki en kritik süreçlerden birinin içinden geçmekte olduğunu ifade ettiğini dile getiren Davutoğlu, “Çünkü insan hakları ve demokratikleşme bağlamında özellikle Ukrayna’da yaşananlar önemli bir kritik eşiği oluşturuyor. Daha sonra öğle yemeğinde sadece Ukrayna temelli olarak sadece bakanların katıldığı bir toplantı yaptık. Orada da bu konular üzerinde durduk ve Ukrayna konusunda resmi ulusal pozisyonlarımız ne olursa olsun Avrupa kıtasının birliği ve Avrupa Konseyi’nin üzerine dayandığı temel değerler etrafında bütünleşmemiz gerektiğini ve bir anlamda aile içi tartışmaları bir düzene oturtmak gerektiğin ifade ettim. Bu çerçevede de bir çağrıda bulundum. Bütün ülkelerin, özellikle 2. Dünya Savaşı sonrası şartlarda ortaya çıkan Soğuk Savaş benzeri kutuplaşmalar yerine, Soğuk Savaş sonrası dönemde ortaya çıkan demokratik prensipler etrafında bir araya gelme ilkesini öne çıkartmak gerektiğini söyledim ve Ukrayna’ya bu perspektifle yaklaştığımızı ifade ettim. Ukrayna’daki gelişmeleri de gerek sınır bütünlüğü, toprak bütünlüğü ve Ukrayna’da siyasetin içselleştirici, kapsayıcı, kuşatıcı bir siyasetin gerçekleşmesi ve bir reform yapılması yönündeki yaklaşımımızı dile getirdik” dedi.
Bakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün mutlaka korunması gerektiğine inandığını belirterek, “Bu toprak bütünlüğünü korurken Ukrayna hükümetinin de farklı dil ve etnik kökene ait gruplara gerekli hakları gerektiği hususunda bir reform anlayışı içinde yaklaşılması gerektiğini, 25 Mayıs’ta yapılacak seçimlerin bir imkan oluşturduğunu da vurguladık” diye konuştu.
“UKRAYNA’DA YAŞANAN ÇATIŞMALAR KIRIM’DA TATARLAR’A DÖNÜK BİR TAVIR HALİNE DÖNÜŞMEMELİ”
Her iki oturumda da Kırım’daki Tatarlar ile ilgili hususu gündeme getirdiğini söyleyen Davutoğlu, “Yemekte de Sayın Kırımoğlu’nun Kırım’a girememesinden duyduğumuz endişeyi açıkça ifade ettim. Sayın Kırımoğlu ve Tatarlar o toprakların çocuklarıdırlar. O masa etrafında oturan halkların birçoğu kendi ülkelerinde bulunmazken Kırım Tatarları Kırım’daydılar. Dolayısıyla onların haklarına saygı gösterilmesi gerektiğini, kesinlikle Ukrayna’da yaşanan çatışmaların Kırım’da Tatarlar’a dönük bir tavır haline dönüşmemesi gerektiğini de vurguladım” dedi.
“UKRAYNA’NIN ŞU VEYA BU BÖLGESİNDE YENİ BİR BERLİN DUVARI ÖRMEYELİM”
Konuşmasını yine bir çağrıyla sonlandırdığını dile getiren Davutoğlu, “Ukrayna’nın şu veya bu bölgesinde yeni bir Berlin Duvarı örmeyelim, Ukrayna’yı Batı, Doğu, Avrupa, Avrasya yanlısı gibi sınırlara ayırmayalım. Aksine aramızdaki bütün sınırları öylesine esnek hale getirelim ki birbirleriyle asırlarca yan yana yaşamış halklar geleceği birlikte inşa etsinler. Ümit ederiz bütün bu çağrılar karşılığını bulur” ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, toplantının bu anlamda gerçekten iyi bir platform olduğuna işaret ederek, bütün ülkelerin kendi kanaatlerini açıkça ifade ettiklerini söyledi.
DAVUTOĞLU’NUN İKİLİ GÖRÜŞMELERİ
Bu vesileyle birçok ikili görüşmeler de gerçekleştirdiğini aktaran Davutoğlu, “Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Deşçitsa’yla Ukrayna’daki son gelişmeleri ele aldık. Bu arada özellikle son dönemde Donetsk bölgesindeki Ahıska Türkleri’nin de bazı kayıpları vardı. Ukrayna Dışişleri Bakanı’yla bunları da ele aldık. O bölgedeki Ahıska Türkleri’nin ihtiyaç hissettikleri hususlar ve güvenlik sorunlarıyla ilgili gerekli her türlü tedbiri alacaklarını da ifade ettiler. Ukrayna halkı bizim dostumuzdur ancak Tatarlar ve Ahıskalılar’ın oradaki her türlü gelişmelerini yakından takip ediyoruz” dedi.
Bakan Davutoğlu, bunun dışında İngiltere, İsviçre, Sırbistan, Avusturya dışişleri bakanlarıyla görüştüğünü ve ayrıca çok sayıda ayaküstü görüşmeler gerçekleştirdiğini de belirtti. Davutoğlu, “İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ile Suriye konusunu özellikle ele aldık. Önümüzdeki hafta Suriye çekirdek grup toplantısını İngiltere’de, Londra’da gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Cenevre 2’nin başarısız olması sonrasında Suriye’deki konjonktürü, Ukrayna’daki durumu, Kafkaslar’daki durumu birlikte ele aldık. Sırbistan Dışişleri Bakanı, eski Başbakan Sayın Daçiç ile hem ikili ilişkilerimiz hem de Sırbistan-Bosna Hersek üçlü mekanizmasında bundan sonra atılacak adımları gözden geçirdik. İlk fırsatta kendisi Türkiye’yi ziyaret edecek biz de Belgrad’a ziyaretler yapacağız. Balkanlar’daki barış ve huzur için Türkiye-Sırbistan arasında yakın işbirliği konularında görüş alışverişinde bulunduk” diye konuştu.
Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz’la da Türkiye-Avusturya ilişkileri konusunda kapsamlı bir değerlendirmede bulunduklarını dile getiren Davutoğlu, “Bu sene Avusturya’ya göçle ilgili anlaşmanın 50. yılı. Dolayısıyla bu çerçevede 16 Haziran’da Avusturya’da bir faaliyet planlanıyor. Birlikte yıldönümü kutlamalarında neler yapabileceğimizi ele aldık. Özellikle AB sürecinde Avusturya’nın desteğine de önem verdiğimizi bir kez daha ifade ettim” dedi.
Toplantıda söz alan AGİT Gözlem Misyonu’nun başındaki Büyükelçi Ertuğrul Apakan’ın faaliyetlerinden herkesin övgüyle bahsettiklerini belirten Davutoğlu, “Çok profesyonelce ve diplomasinin bütün inceliklerini kullanarak çok güzel bir görev yürüttüğünü ifade ettiler. İsviçre Dışişleri Bakanı da Sayın Apakan’ın faaliyetleri dolayısıyla teşekkür etti. Türkiye’den daha fazla Gözlem Misyonu’nda görevlendirme yapıp yapamayacağımızı sordu, biz her türlü katkıyı yapabileceğimizi ilettik. İsviçre’yle de bu anlamda özellikle AGİT çerçevesinde iyi bir istişare imkanı oldu” şeklinde konuştu.
Davutoğlu, bunun dışında Azerbaycan, Malta, Romanya, İsveç dışişleri bakanları başta olmak üzere çok sayıda dışişleri bakanıyla da ayrıca daha kısa süreli görüşmeler gerçekleştirdiğini ifade etti.
“HALEN CİDDİ GÖRÜŞ AYRILIKLARI VAR”
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Rusya askeri gücünün Ukrayna’dan çekileceği yönünde bir izlenim edinip edinmediği yönündeki soruya, “Sayın Lavrov Rusya’nın görüşlerini ifade eden bir sunuşta bulundu. Şuanda halen ciddi görüş ayrılıkları var. O ciddi görüş ayrılıklarının giderilmesi için daha çok diplomasiye ihtiyaç var. Hemen bu ihtilafın çözümünü bulmak güç çünkü tarihi ve geçmişle ilgili birçok referansın da devreye girdiği bir problemler yumağıyla karşı karşıyayız. Bu anlamda önemli olan öncelikle çatışmaların durması sonra bir süreç konusunda tarafların ikna olması, yani açık ve şeffaf seçimler ve anayasa reformu konusunda Avrupa Konseyi değerleri etrafında adımların atılması. Ama şuanda bu çerçevede görünür, elle tutulur adımlar atılması için aradaki görüş farklılıkları giderilebilmiş değil” cevabını verdi.