Hrant Dink cinayeti davasında savunma tanığı olarak dinlenen, halen Adana Emniyet Müdürlüğünde görevli Emniyet Amiri Ercan Demir, ''Sonuçta böyle bir olay gerçekleşse bile biz gerekli çalışmaları yaptığımıza inanıyoruz'' dedi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada Erhan Tuncel'in savunma tanığı olarak dinlenen Ercan Demir, halen Adana Emniyet Müdürlüğünde görev yaptığını, olay tarihinde ise Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi'nde Bürolar Amiri olarak çalıştığını kaydetti.
Demir, Erhan Tuncel ile yardımcı istihbarat elamanı olarak çalışıldığını belirterek, Tuncel ile yapılan görüşmelere zaman zaman katıldığını, bunun dışında görüşmelerin diğer görevliler tarafından yapıldığını anlattı.
Erhan Tuncel'in, ''Kendisi bazen denetime geliyordu. Yanında Hrant Dink ile ilgili görüşme olmuş mu?'' şeklindeki sorusu üzerine Demir, Hrant Dink ile ilgili bilgi kendisine ulaştığında, vakit kaybetmeden ilgili yerlerin uyarıldığını kaydetti.
Erhan Tuncel'in, olayın önüne geçmesi konusunda uyarıldığını belirten Demir, Hrant Dink'e ilişkin olayı ilk kez kendilerinin ortaya çıkardığını söyledi.
Tuncel de ''Ben kendisiyle görüştüğümde bana, 'bir dostun attığı gülden yaralandık' demişti. Ben de bir dostun attığı gülden yaralandım. Bana aşırı derecede mağdur olabileceğim söylenmişti. Yine de yardımcı olunacağı bildirilmişti'' diye konuştu.
Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı tarafından, tanıkla olan görüşmelerini anlatmaması, soru sorması konusunda uyarılan Tuncel, Demir'e, ''Elemanın ilişkisi kesildikten sonra elemanlara bildirir misiniz?'' sorusunu yöneltti.
Tanık Demir, bu konuda çeşitli yöntemler bulunduğunu, bunlardan birinin de soğutma dönemi yaşanması olduğunu belirterek, Tuncel konusunda da bunun uygulandığını bildirdi.
Yaptıkları çalışmaların bir suretini gerekli yerlere gönderdiklerini belirten Demir, ''Dink'in öldürülmesiyle ilgili, Yasin Hayal'le ilgili istihbarat aldınız mı'' şeklindeki soruya da ''İstihbarat bilgisi kesinleşinceye kadar duyma bilgidir. Bilgi netleştiğinde ilgili yerlere bildiririz'' şeklinde cevap verdi.
Demir, İstihbarat Şubesi olarak suçun işlenmesini engellemek için ikna yöntemi gibi gerekli çalışmalar yaptıklarını, bu çalışmaların mevzuata uygun yapıldığını, ancak duruşma salonunda açıklamanın mümkün olmayacağını kaydetti.
Demir, ''Pelitli beldesinde kaç tane istihbarat elemanınız var'' şeklindeki soru üzerine ise ''Tesadüfen olayın içinde olan kişi sizin en canlı tanığınız olur'' dedi.
Demir, mahkemeye konu olayla ilgili, bu olayın gerçekleşmemesi ve önüne geçilmesi için Erhan Tuncel'e telkinlerde bulunduklarını ifade etti.
''Hrant Dink cinayetini ciddiye aldınız. İstanbul'a Ankara'ya bildirdiniz. Erhan Tuncel'den ayrı yardımcı bir istihbarat elemanı temin etme yoluna gitmediniz mi'' şeklindeki soru üzerine de Demir, Erhan Tuncel ile ilişkilerinin kesilmesinin ardından bu konuyla ilgili başka bir istihbarat elemanı kullanmadıklarını kaydetti.
Erhan Tuncel ile cinayetin ardından görüştüklerini, ancak, Tuncel'in, ''bilgisinin olmadığını'' söylemesi üzerine bu görüşmenin kayda geçmediğini anlatan Demir, ''Cinayet nedeniyle Tuncel gözaltına alındığında Terörle Mücadele Şubesi'ndeki (TEM) elemanlara 'bizim istihbarat elemanımız olduğunu' söylemedim. Bir kimse cezası neyse çeker'' dedi.
Sanıklardan Erhan Tuncel de Ercan Demir'i savunma tanığı olarak çağırdığını belirterek, ''İstanbul Emniyeti'ndeyken TEM şubeyi aradınız mı?'' sorusunu yöneltti.
Demir, müdürler arasında bu tür görüşmelerin yapılabileceğini, ancak aramadığını ifade etti.
''Trabzon'da bu kadar ayyuka çıkmış, hazırlıkları yapılan cinayetle ilgili Yasin Hayal konusunda ne yapıldı?'' şeklindeki soru üzerine de Demir, bu konuyla ilgili resmi bir bilgi ve belgenin olmadığını, dönem dönem Hayal'in takip edildiğini, yapılması gereken çalışmaları yaptıklarını kaydetti.
Demir, avukatların çeşitli soruları üzerine de şunları söyledi:
''Sonuçta böyle bir olay gerçekleşse bile biz gerekli çalışmaları yaptığımıza inanıyoruz. Bütün Trabzon bu cinayeti konuşacak ve ben bunu duymayacağım, bu mümkün değil. Ben bu olayı ilk tespit eden kişiyim. O kadar tedbir aldığınız halde olumsuzlukla sonuçlanan olay olmadı mı? Ben bu olayı ilk yazan kişiyim. Tedbir alındığı halde nice bürokratımızın başına onca olay geliyor.''
Erhan Tuncel'i, istihbaratçı da olsa, doğru bilgi verip vermediği, diğer kişilerle bir teması olup olmadığı konusunda dinlediklerini ifade eden Demir, Erhan Tuncel'i olaydan önceki görüşmelerinde okulunu bitirmesi, ailesini ihmal etmemesi konusunda insani olarak uyardığını dile getirdi.
Demir, başka bir soru üzerine de Erhan Tuncel'in, Yasin Hayal ve Ogün Samast'a sözü geçip geçmediğini bilmediğini, olay gerçekleştikten sonra babasının, ''televizyondaki kişinin oğlu olduğunu'' söyleyene kadar Ogün Samast'ın adını hiç duymadıklarını kaydetti.
Olay tarihinden önce Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yapan Engin Dinç de savunma tanığı olarak dinlendi.
Yasin Hayal'in Erzurum'da da faaliyetlerde bulunabileceği konusunda istihbarat birimlerini uyardıklarını ifade eden Dinç, Hrant Dink hakkında koruma talebinde bulunmadıklarını, bu konuda yetkili birimin İstanbul olduğunu söyledi.
Dink ailesinin ''Hrant Dink'in öldürülmesi ile ilgili istihbarat önemli midir?'' sorusuna ise Dinç, ''Evet, önemli bir istihbarattır. Öyle görmeseydik rapor edip yazmazdık'' cevabını verdi.
Dinç, olay sırasında Afyon'da görev yaptığını belirterek, Dink'in öldürüleceğini başka kaynaklardan duymadığını belirtti.
''İstanbul emniyetinin konunun gereğini yapıp yapmadığı'' sorusunu da Dinç, ''Ben onu değerlendirmek istemiyorum. Arkadaşlarımızı suçlar tarzda ifade vermemi istiyorsunuz. Ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarını düşünüyorum'' diyerek cevaplandırdı.
Eylem bilgisini aldıklarında, ortada bir suçun değil, yakın çevreyle paylaşılan bir planın olduğunu anlatan Dinç, ''Cinayetin işlenmesine neden olan boşluk kimden kaynaklandı?'' sorusu üzerine de ''Bunu değerlendirecek kişi ben değilim. İstanbul'da olup biteni bilemem. Kendi içimizde gerekli çalışmaları yapmışızdır diye düşünüyorum'' şeklinde konuştu.