GATA'daki tedavi süreci ve ameliyatın ardından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde tedavisine devam edilen eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın sağlık durumunun ciddi olduğu belirtildi.
SAĞLIK DURUMU CİDDİ
Türkiye'de gördüğü tedavinin ardından dün KKTC'ye dönen Denktaş'ın şuurunun kapalı olduğu, kalp ve solunumunun makine desteğiyle sağlandığı bildirildi.
Denktaş'ın sağlık durumuyla ilgili bilgilerin verildiği basın toplantısıyla ilgili ayrıntıları, Türk Ajansı-Kıbrıs (TAK) geçti.
D
oktorlar heyetine başkanlık yapan Prof. Dr. Mehmet Özmenoğlu, nörolojik olarak Denktaş'ın bilincinin kapalı olduğunu, kalp ve akciğeri için makine desteği almak zorunda olduğunu bildirdi.Denktaş'ın bilincinin şu an yerinde olmadığını ve durumunun ciddi olduğunu kaydeden Özmenoğlu, tıbbi olarak gereken her şeyin yapılmakta olduğunu vurguladı.
Nöroşirurji Anabilim Dalı öğretim üyesi Ferhat Harman da daha önce GATA'da ameliyat yapıldığını hatırlatarak, ayrıca bir müdahaleye gerek duymadıklarını, Denktaş'a solunum ve kalp desteği sağladıklarını söyledi.
Harman, Denktaş'ın birden daha fazla organında rahatsızlık bulunduğunu ve beyin rahatsızlığı öncesi başka olumsuzluklar da yaşadığını belirterek, şu an için destek tedavisine ihtiyaç duyduğunu ve bir süre daha yoğun bakım servisinde kalacağını söyledi.
"KALALIM MI DÖNELİM Mİ?"
Rauf Denktaş'ın oğlu DP Genel Başkanı Serdar Denktaş da açıklamalarda bulundu.
En son babasıyla dün sabah saat 08.30-09.00 sularında konuştuğunu ve ''Kıbrıs'a mı dönelim, burada mı kalalım'' diye sorduğunu söyleyen Serdar Denktaş, babasının kendisine ''orası da vatan, burası da vatan. Çocuklarım ve torunlarım orada, dönelim'' dediğini kaydetti.
Serdar Denktaş, ''Güçlü insandır, şuuru yerine gelirse en azından çocuklarıyla torunlarıyla iletişime geçebilir ama bunun tersi de olabilir. Zaten yapılan tıbben her şey üst düzeydedir. Duaya, kendisinin mücadelesine ve Allah'ın takdirine ve rızasına ihtiyacımız vardır'' diye konuştu.
Serdar Denktaş, yapılan tedavinin ve gösterilen ilginin meyvelerini vermesi ve babasının kendi gücü ve Allah'ın takdiriyle tekrar konuşabilmesini dilediklerini söyleyerek, ''Biz yaşadığı her günü bize verdiği bir hediye olarak addet