"Başta İsrail'e ve diğer çevrelere, bu durumu doğru değerlendirmeleri çağrısında bulunuyoruz" dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, BM'de eskiden
'Filistin yönetimi' şeklinde sivil toplum ile siyasi taraf olma arasında bir konumda bulunan Filistin'in, alınan son kararla artık devlet olduğunu belirterek,
"Başta İsrail'e ve diğer çevrelere, bu durumu doğru değerlendirmeleri çağrısında bulunuyoruz" dedi.
Davutoğlu, ABD dönüşü Atatürk Havalimanı'nda yaptığı açıklamada, BM'nin tarihi bir oturumuna katıldığını kaydederek, BM Genel Kurulu'nda yapılan oylamada Filistin'in 138 oyla "üye olmayan devlet" statüsü kazandığını hatırlattı.
Bu vesileyle Filistinlileri tebrik eden Davutoğlu, "Bu, tarihi bir karardır" dedi.
BM Genel Kurulu'nda alınan karara sadece 9 ülkenin muhalefet ettiğini anımsatan Davutoğlu, uluslararası toplumun ve vicdanın, Filistinlilerin yanında olduğunu gösterdiğini vurguladı.
Davutoğlu, Türkiye'nin başından beri süreci takip ettiğini kaydederek, şunları söyledi:
"2011'de BM Genel Kurulu'nda Sayın Abbas bir konuşma yaparak, BM'ye üye olmak için başvuracaklarını söylemişti. O zamandan itibaren, hatta o konuşma öncesinde Filistin yönetimi ile yakın bir istişare ve koordinasyonumuz vardı. Orada alınan müracaat kararı ile ilgili olarak Sayın Abbas ve ekibi birçok kere ülkemizi ziyaret etti. Benimle, Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımızla görüşmeler yaptı. O zaman bizim ve onların kanaatleri, BM Güvenlik Konseyi'ne tam üyelik müracaatı yapılması yönündeydi. Filistinliler tam üye oylama hakkına sahiptiler bizim açımızdan. Fakat maalesef P5 üyelerinin onayı gerektiği için orada mesafe almak mümkün olmadı. Onun üzerine BM Genel Kurulu'nda 'üye olmayan devlet' statüsü süreci başlatıldı. Filistinliler için anlamlı bir gün olan 29 Kasım'a denk gelecek şekilde bu başvuru yapıldı. Bu müracaat öncesinde de Sayın Abbas ülkemize geldi."
Filistin devleti adına lobi ve kampanya çalışması yapması için bütün dışişleri teşkilatına talimat verdiğini söyleyen Davutoğlu, "İki hafta önce Filistin Dışişleri Bakanı Riyad Maliki ve Mısır Dışişleri Bakanı Muhammed Kamil Amr'la birlikte üçlü bir toplantı yaptıklarını hatırlattı.
Davutoğlu, "Filistin devletinin tanınması ile ilgi çalışmayı başlattık. İlgili dışişleri bakanları ile görüştük. Ben ve Başbakanımız mütereddit ülkeler nezdinde görüşmeler gerçekleştirdik. New York'ta Sayın Abbas'la ülkeleri tekrar tek tek ele aldık. Bu oy civarında bir oy beklentimiz vardı. Bu çalışmalar neticesinde 138 oyla kabul edildi" dedi.
BM Genel Kurulu'nda Filistin ile alakalı alınan kararın iki önemli sonucu olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Birincisi, Filistin artık devlettir. BM'de eskiden
'Filistin yönetimi' şeklinde sivil toplum ile siyasi taraf olma arasında bir konumdaydı. Bu kararla Filistin artık devlettir ve Filistin toprakları işgal edilmiş devlet topraklarıdır. Başta İsrail'e ve diğer çevrelere bu durumu doğru değerlendirmeleri çağrısında bulunuyoruz. İkincisi, 138 oy gibi rekor bir sayıyla karar alındı. Filistin'i tanıyan devlet sayısını da 132 olarak düşünürseniz, Filistin'i tanıyan devletlerden daha çok oy alarak Filistin devleti tüm uluslararası toplumun vicdanını temsil eden bir toplantıda kabul edilmiştir" şeklinde konuştu.
Oylama sonrası Filistin Devlet Başkanı Abbas'ın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı aradığını aktaran Davutoğlu, Abbas'ın ilk ziyaretini Türkiye'ye yapmak istediğini söyledi.
New York'ta BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'la da görüştüğünü belirten Davutoğlu, "Bundan sonraki süreçte Filistin sorununu ve Filistin'in bu yeni durumunu, Gazze saldırılarını, ateşkesi, Filistin devletinin tanınması ile ilgili yeni ortaya çıkan tabloyu ve Suriye'deki son gelişmeleri istişare ettik" dedi.
Davutoğlu, New York'ta BM ve Arap Birliği Özel Temsilcisi Lahtar Brahimi ile Suriye konusunu kapsamlı bir şekilde ele aldıklarını da söyledi.
BM Genel Kurulu'nda Filistin için alınan karardan gerekli derslerin çıkartılması gerektiğini aktaran Davutoğlu, "İnşallah Filistin halkına yönelik baskılara bir son verilir, 1967 sınırları içinde özgür Kudüs'ün, Doğu Kudüs'ün başkent olduğu Filistin devleti fiilen de alandaki hakimiyeti ile doğar" dedi.
-ABD'nin tutumu-
Bir gazetecinin, oylamada hayır oyu kullanan ABD'den, "kararın, barış sürecini bozacağı" yönünde açıklama geldiğini ifade etmesi üzerine de Davutoğlu, operasyonel olarak önemli olan BM Güvenlik Konseyi'nin 15 üyeden oluştuğunu ve kararlarının da 5 daimi üyenin denetiminde bulunduğunu kaydetti.
Davutoğlu, şöyle devam etti:
"BM Genel Kurulu'nda alınan kararlar, operasyonel ama daha az operasyonel gibi görünmekle birlikte aslında uluslararası toplumu daha çok temsil eden kararlardır. ABD'nin böyle bir kararda çok küçük bir azınlık içinde yer alması, 9 üyeyle birlikte 138 ülkenin karşısında olması bizi üzmüştür. Her şeyden önce ABD yetkililerinin düşünmesi gereken bir husustur. ABD bizim müttefikimizdir. Her konuyu kendileriyle açık bir şekilde istişare ederiz. Bu konudaki tutumumuz da kendilerince bilinir. Bundan sonra da Orta Doğu barış süreci hususundaki tutumumuzu kendileriyle şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da açık bir şekilde paylaşırız. Gazze ateşkesi esnasında da bu temaslar oldu."
ABD'nin bu yeni durumu değerlendirmesini ümit ettiklerini kaydeden Davutoğlu, "ABD küresel bir güç olarak uluslararası düzene, Orta Doğu'daki barışa en fazla katkı yapabilecek potansiyele sahip bir ülke olarak burada adaletin, uluslararası vicdanın yanında yer alarak, bundan sonraki barış sürecine katkıda bulunup, bu barış sürecinin daha ileri aşamalara gelmesine öncülük eder. Bizim beklentimiz budur. Bu yeni tablonun doğru değerlendirilmesini ümit ediyorum" dedi.
İsrail tarafı
Bir gazetecinin, "Oylama sonrası İsrail'den açıklamalar geldi ve İsrail
'Sabah uyandığınızda hiçbir şeyin değişmediğini göreceksiniz' dedi. Türkiye olarak İsrail'in bu tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz. Türkiye herhangi bir girişimde bulunacak mı-" sorusuna karşılık da Davutoğlu, BM prosedürlerini bilenlerin, 28 ile 30 Kasım'ın artık farklı olduğunu bildiklerini dile getirerek, İsrail'in bu gerçeği kabul etmesi gerektiğini söyledi.
Her şeyden önce İsrail'in ve İsrailli yetkililerin bir an soğukkanlı bir şekilde düşünüp, "Bu 138 ülke niçin bizim karşımızda net olarak tutum aldı- 41 ülke neden bize destek vermedi de çekimser kaldı-" sorusunu sormaları gerektiğini belirten Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hiçbir politika, uluslararası vicdandan kopuk bir şekilde yürütülemez ve hiçbir statüko, uluslararası toplumun vicdanından kopuk bir şekilde sürdürülebilir kılınamaz. Orta Doğu'daki statüko, sürdürülebilir değildir. Filistin halkının üzerinde bu baskılar, zulüm devam ederken Orta Doğu'da barıştan bahsetmenin imkanı da yoktur. 65 yıldır Filistin halkına verilen hiçbir söz yerine getirilmedi. 'Filistin halkı için değişen bir şey yok' demekle kastettikleri, 'Dün yaptığımız gibi yarın da zulme devam edeceğiz' diyorlarsa, bunu açıkça söylesinler. Biz de o zaman şunu söyleriz; Bugün olduğu gibi yarın da İsrail'in zulmüne karşı durmaya devam edeceğiz ve Filistin halkının yanında yer alacağız. Ama İsrail yönetimi eğer barış istiyorsa, her şeyden önce bu yeni durumu değerlendirip, bu yeni duruma göre daha barışçıl ve barış sürecini sabote eden yerleşim politikalarına da son veren bir tutum takınır. Oslo süreci başladığında 200 bin yerleşim yeri vardı, şimdi 500 bini geçti. Bir tarafta Oslo süreciyle birlikte Filistin hiçbir şey kazanmazken, İsrail işgalini güçlendiren bir yerleşim politikasını takip etti. Artık bunun sürdürülebilir olmadığını görmeleri lazım. Eğer İsrail barış iradesi ortaya koyacak şekilde Filistin halkının her şeyden önce onuruna saygı gösteren bir tutum benimserse, bu kendileri, bölge ve uluslararası toplum için de iyi olur."
Türk-Arap İşbirliği Forumu'nun yarın İstanbul'da düzenleneceğini anımsatan Davutoğlu, Arap dışişleri bakanlarının İstanbul'a gelmeye başladığını, bu yeni durumu Arap meslektaşlarıyla değerlendireceklerini söyledi.
Yıllık olarak yapılan forumun, her yıl bir kez Türkiye'de, bir kez de bir Arap ülkesinde dönüşümlü olarak düzenleneceğini belirten Davutoğlu, yarınki forumun zamanlaması itibarıyla da son derece önemli olduğunu kaydetti.
Forumda, yeni karar çerçevesinde Filistin konusunda bundan sonra atacakları adımları ele alacaklarını anlatan Davutoğlu, hem de Suriye'deki gelişmeler bağlamında Fas'ta yapılacak Marakeş toplantısı öncesinde istişare imkanı bulacaklarını söyledi.
Davutoğlu, Arap Ligi ve Filistin'e destek veren 138 ülkeyle birlikte İsrail'in tutumuna karşı alınacak pozisyon konusunu da ele alacaklarını belirtti.