Dışişleri Bakanlığı, BM Güvenlik Konseyi'nde alınan Suriye kararıyla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, Suriye'de barış ve istikrarın ancak hür ve adil seçimlerle ve Beşar Esad'ın sahneden çekilmesiyle mümkün olacağı vurgulandı.
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, beşinci yılına giren Suriye'deki ihtilaf çerçevesinde siyasi geçişe ilişkin somut bir takvim öngören ilk kararını 18 Aralık 2015 tarihinde oybirliğiyle kabul etmiştir. Bahse konu Karar, başından bu yana Suriye'deki ihtilafa siyasi bir çözüm bulunması yönünde gayret sarfeden ülkemizin de içinde olduğu Uluslararası Suriye Destek Grubu'nun 30 Ekim ve 14 Kasım 2015 tarihlerinde Viyana'da yapılan toplantılarında üzerinde görüş birliği sağlanan çerçeveyi ve siyasi geçiş sürecinde benimsenecek hareket tarzını yansıtmaktadır. Bu karar, 30 Haziran 2012 tarihli Cenevre Bildirisi'ni temel alan ve Suriyeli taraflar arasında yapılacak müzakereler yoluyla, icra yetkilerinin tamamına sahip bir geçiş hükümeti kurulmasına yönelik takvimlendirilmiş bir siyasi geçiş süreci öngörmektedir" denildi.
Türkiye'nin, öngörülen siyasi geçiş sürecinde Beşar Esad'ın tüm yetkilerini geçiş hükümetine devrederek görevi bırakacağı bir çözümü desteklediğinin belirtildiği açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
"Türkiye, siyasi geçiş süreci kapsamında Esad rejimi ile Suriye Muhalefeti arasında başlaması hedeflenen görüşmelere büyük önem atfetmektedir. Bu görüşmelerde Muhalefeti temsil edecek heyetin, 8-10 Aralık 2015 tarihlerinde Suriye'deki tüm muhalif kesimlerin katılımıyla gerçekleştirilen Riyad konferansı sonuçları ve kapsamı içinde gerçekleşmesinin, görüşmelerin başarısı ve meşruiyeti bakımından fevkalade önemli olduğunu vurgulamakta yarar görüyoruz.
Suriye'de barış ve istikrarın temini ancak halkın iradesini doğrudan ortaya koyabileceği hür ve adil seçimlere giden yolda, tam yetkili bir geçiş hükümetinin hayata geçirilmesiyle ve başta Beşar Esad olmak üzere rejimin eli kanlı unsurlarının sahneden çekilmesiyle mümkün olacaktır. Türkiye, öngörülen siyasi sürece bu bağlamda katkı sağlamaya devam edecektir."