Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) eski öğretim üyesi Haber61 Köşe yazarı Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Elazığ'ın Sivrice ilçesinde 6,8 büyüklüğündeki deprem ile ilgili, "Bu deprem çevredeki enerjisi birikmiş fayları tetikleyecek. Bunlar Kuzey Anadolu fayı üzerinde Yedisu vadisindeki segment olabilir veya Elazığ'ın hemen kuzeyinde Palu-Bingöl arasındaki kısmı tetikleyebilir" dedi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) eski öğretim üyesi Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Elazığ'ın Sivrice ilçesinde 6,8 büyüklüğündeki depremi değerlendirdi. Doğu Anadolu fayının Kuzey Anadolu fayından sonra gelen Türkiye'nin ikinci doğrultu atımlı fayı olduğunu belirten Bektaş, "Hareketi Kuzey Anadolu fayına göre daha az. Yılda bir cm'lik bir hareketi var. Kuzey Anadolu fayının yıllık hareketi 2.5 cm. Dolayısıyla Doğu Anadolu fayı çok daha uzun zaman aralığında enerji biriktirerek büyük deprem oluşturuyor. Halbuki Kuzey Anadolu fayı çok daha kısa süreli zaman içerisinde büyük deprem oluşturarak enerji biriktiriyor. Depremin olduğu yerde 1700 ve 1800'lü yıllarda büyük depremler olmuş. Aradan geçen bu kadar zaman içerisinde enerji birikimi ve depremler oldu. Bu depremin öncüsü diyebileceğimiz geçen yıl bu bölgede 5.2 büyüklüğünde deprem oldu. Geçen yıl ki 5.2'lik deprem bugünkü depremin öncüsü sayılabilir. Bu deprem çevredeki enerjisi birikmiş fayları tetikleyecek. Bunlar Kuzey Anadolu fayı üzerinde Yedisu vadisindeki segment olabilir veya Elazığ'ın hemen kuzeyinde Palu-Bingöl arasındaki kısmı tetikleyebilir. Orada da 1700'lü yıllarda oluşmuş ve depreme hazır bölgeler var. Doğu Anadolu fayı suskundu diyorlar. Çünkü büyük deprem üretme zaman periyotu Kuzey Anadolu fayına göre uzundu. Bu depremden sonra boşalacak olan enerji bu fayın uçlarında ve çevresinde birikiyor. Bu çevresinde biriken enerji depreme hazır vaziyetteki fayları tetikleyebilir. Bunlar Kuzey Anadolu fayı üzerinde de olabilir veya bu fayın kuzey ucunda da yeni depremler gelişebilir" dedi.
"6.8'lik depremin verdiği can ve mal kaybı depremin üzerindedir"
Türkiye'nin en kötü ve zayıf yapı stoklarının Doğu Anadolu Bölgesi'nde olduğuna dikkat çeken Bektaş, "Bu yüzden buralarda can ve mal kaybı fazla. Bu depremin oluşturduğu can ve mal kaybını uluslararası standartlarla karşılaştırdığımız zaman beklenilenin üzerinde bir can ve mal kaybı. Bugünkü deprem teknolojisini ve bilgisini dikkate aldığımızda şuanda yaşanan 6.8'lik depremin verdiği can ve mal kaybı depremin üzerindedir. Geri kalmış ülkelerde oluşan bir özelliktir. Japonya ve Amerika'da bu büyüklükte deprem olsa bu kadar hasar olmaz. Van depremi de bize ana şokta yıkılmayan veya ağır hasar gören binalar daha sonra artçı depremlerle yıkılabilir. Van depreminde yıkılan otel ana şokta yıkılmadı ama sonraki küçük depremde yıkıldı" şeklinde konuştu.
"Bu depremin başka depremleri tetikleme olasılığı yüksek"
Elazığ depreminin Kuzey Anadolu fayındaki Yedisu bölgesini ve Palu-Bingöl sismik boşluğunu etkileyebileceğini kaydeden Bektaş, "Levhalar sürekli hareket ettikçe bu depremler sürekli olacak. Dünyamız yaşayan bir canlı gibidir. Bu depremleri durdurursan dünya ölür. Onun için deprem doğanın doğal bir olayıdır. Bundan kaçış yok. Ama yağmur gibi önlem alabilirsin. Bilim ve teknolojiyi kullanarak depremden kurtulabilirsin. Çevredeki bir sürü fay var. Bugün deprem oldu yarında olacak gelecekte de olacak. Ama bunlardan korunmamın yoluna bakmamız lazım. Depremi önlemek münkün değil. Bu depremin Kuzey Anadolu fayını Yedisu bölgesini ve Palu-Bingöl sismik boşluğunu yani uzun zaman deprem olmayan boşluğu etkilemesi söz konusu. Tarihsel deprem verileri 7.5 büyüklüğüne kadar gidiyor. Ama bence bu ana şoktur. Bundan sonra başka yerde daha büyük depremde olabilir. Olamaz diye birşey yok. Bu depremin başka depremleri tetikleme olasılığı yüksek" ifadelerini kullandı.