Erzurum'un Tekman ilçesine bağlı Kalaycı köyünde solunum cihazına bağlı yaşamını sürdüren Selahattin Ateş'in (62) elektrik kesintisi sonrası öldüğü iddiası üzerine yakınları suç duyurusunda bulundu.Köydeki evinde bir süredir evinde solunum cihazına bağlı yaşamını sürdüren Ateş'in ölümü üzerine cumhuriyet savcılığının talimatıyla da "taksirle ölüme sebebiyet verme" suçundan soruşturma başlatıldı.
İlçeye yaklaşık 19 kilometre uzaklıktaki köydeki evinde bir süredir solunum cihazına bağlı yaşamını sürdüren Ateş'in ölümü üzerine cumhuriyet savcılığının talimatıyla ARAS EDAŞ ilçe şefi Coşkun Sur hakkında "taksirle ölüme sebebiyet verme" suçundan soruşturma başlatıldı.
Hayatını kaybeden Ateş'in kardeşi ve aynı zamanda köy muhtarı olan İsracettin Ateş (52), ağabeyini kaybetmeden yaklaşık iki saat önce ARAS EDAŞ İlçe Şefliği'ne elektrik kesintisinin bilgisini verdiklerini söyledi.
''ELEKTRİĞİ AÇMAM DİYE DİRETTİ''
Yetkililere solunum cihazının elektrikle çalıştığını ve elektriğin olmaması halinde ağabeyinin hayatını kaybedebileceğini ilettiğini belirten Ateş, "Bir hiç yüzünden ağabeyim öldü. Bir inat uğruna bizi dinlemeyen şef, 'elektriği açmam' şeklinde diretince ağabeyimi kaybettik. Elektrik kesintisini yapan şefe derdimizi anlatmaya çalışırken ağabeyim son nefesini verdi" iddiasında buldu.
Ateş, enerji hatlarının köye gelmesini sağlayan direklerden birinin yan yatmasının ardından ilçe şefliği tarafından elektriğin kesildiğini ileri sürdü. Enerji nakil hattı direğinin yan yatmasına rağmen evlerinde elektriğin olduğunu belirten Ateş, şöyle devam etti: "Muhtar olmam nedeniyle köylüler bana hatların geçtiği direklerden birinin yan yattığını söyledi fakat köyde elektrikler vardı. Köy muhtarı olmam nedeniyle elektrik şirketinin şefliğini telefonla aradım ve durumu ilettim. Birkaç saat sonra köyün elektriklerini kestiler. Tekrar telefon açarak aynı yetkili kişiye, elektriği kesin demediğimi ve sadece günlerdir yan yatan direkten haberlerinin olması için aradığımı belirttim. Ağabeyimin solunum cihazına bağlı olduğunu da söyledim. Eğer elektrik olmazsa ağabeyimin öleceğini belirttim ama derdimi anlatamadım. Telefondaki şef bana elektriği açtıramayacağını, direk yapılmadan şebekeye enerji veremeyeceğini söyledi. Şef, telefonda bizi dinmediği için ilçe emniyete ve jandarmaya giderek durumu anlattık. Sonra tekrar şefe durumu izah etmek istedik. Bize ilk başta elektriği açmayacağını belirterek, 'Gidin Başbakan'a şikayet edin yine açmam' dedi. Biz ağabeyimin durumunu tekrar anlattık ve bu kez orada çalışanlar da şefe ısrar edince şef, 'tamam siz gidin ben gelip bakayım' ifadesini kullandı."
''GÖZ GÖRE GÖRE ÖLDÜ''
Muhtar Ateş, yan yatan direğin kontrolünü yapan görevlilerin elektriği yine açmadıklarını ve bu sırada solunum cihazına bağlı olan ağabeyinin hayatını kaybettiğini dile getirdi. Olayın savcılığa intikal ettiğini ve sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunduklarını belirten Ateş, şunları kaydetti:
"Direği gelip baktıktan sonra ilçe şefi evden beni sormuş. Eşim ağabeyimin öldüğünü kendisine söyleyince o kişi paniğe kapılarak hemen oradan ayrılmış. Zaten olay savcılığa intikal etti. Biz bu olayın ardından jandarmayla birlikte yan yatan direğin bulunduğu alana gittik ve orada gördüğüm manzara beni iyice şaşırttı. Direğin alt tarafı yakılmış ve orada yeni yanan bir ateş olduğunu gördük. Direk günlerdir havada asılı yan yatmış şekilde duruyordu. Ne oldu da direğin alt tarafını yaktılar o anda anlamadım. Jandarmada hemen direğin fotoğraflarını ve etrafındaki yeni yakılan ateşin fotoğraflarını çekerek tutanak tuttu. Bu olay resmen cinayet, ağabeyim göz göre göre öldü. Savcılığa ifade verdim şahitlerimiz var ve sorumlulardan şikayetçi oldum. Eğer şef bizi dinleyip elektriği kesmeseydi ağabeyim bugün ölmemiş olacaktı. Zaten savcılık raporunda ağabeyimin nefes alamadığı için öldüğü yazılı."
Ateş, ağabeyinin maddi durumunun iyi olmadığını ve bu nedenle kaymakamlık tarafından kendisine bir ev yaptırıldığını söyledi.
Huzurlu bir şekilde evinde yaşayamadan ağabeyinin hayatını kaybettiğini ifade eden Ateş, "Kaymakamlık ve köyün ileri gelenleri sayesinde ona ev yaptırıldı. Yaptırılan evinde huzurla oturamadan vefat etti. Bir gün olsun yüzü gülmeyen ağabeyim ihmal kurbanı oldu" diye konuştu.
''ADALETE GÜVENİYORUM''
Babasını kaybetmenin üzüntüsünü yaşayan Maksut Ateş (29) ise solunum cihazıyla hayata tutunan babasının ölmeden önce yaşadıklarını güçlükle anlatabildi.
Ateş, "Babamı hastaneden çıkartıp eve getirdik. Solunum cihazına bağlıydı ve öyle nefes alabiliyordu. Direğin yan yatmasının ardından elektrikler kesilince ve babam evin penceresine başını uzatarak nefes almaya çalışmış. Torunlarına nefes alamadığını söylemiş, elektrikleri neden kestiklerini sormuş. Biz elektrikler tekrar açılsın diye çabalarken babam hayatını kaybetti" diye konuştu.
Savcılık tarafından solunum cihazının da kontrol edildiğini belirten Maksut Ateş, şöyle konuştu:
"Babamı hastaneden eve getirdik ama sadece 3 gün burada bizimle kaldı. Elektrik kesilince babam evde üç gün yaşadı. Adalete güveniyorum, bizim canımız yandı başkalarının da canı yanmasın. Benim tek amacım başkalarının da aynı olayı yaşamaması. Sorumluların cezasını çekmesini istiyorum. Bugün bizim başımıza gelen, yarın başka bir garibanın başına gelmesin. İnşallah adalet yerini bulur, suçlular cezasını çeker. Biz elektrik açılsın diye ısrar ederken, şef tamam açacağım demeseydi, babamı Tekman'a veya başka bir yere götürür solunum cihazından nefes almasını sağlardım. Direğe gelip bakmak yerine elektriği açsalardı babam bugün ölmeyecekti ama ne olacak bir hiç uğruna babamı kaybettik."
''SABOTAJ VAR DİREK YANMIŞ''
ARAS EDAŞ Erzurum İl Koordinatörü Kubilay Atan da olayın savcılığa intikal ettiğini ve detaylı bir açıklama yapamayacağını söyledi.
Savcılığın yapacağı inceleme ve hazırlanacak raporlara göre hareket edeceklerini belirten Atan, şunları kaydetti: "Köye enerji sağlayan nakil hatlarının birinde direk yanmış ve enerji direği ağaç olması nedeniyle iletkenler yere 3 metre yaklaşmış. Enerji verilmesinde bu nedenle sakınca olmuş ve oradaki yetkili şef arkadaşımız durumu jandarmaya, kaymakamlığa bildirmiş. Zaten olay savcılığa intikal etmiş bu nedenle konuyla ilgili bir açıklama yapmak doğru olmaz. Fakat şunu belirteyim. Artık 112 Acil Servis'i aradığınız zaman gelip hastayı alırlardı. Köy ilçeye uzak değil. Öğrendiğim kadarıyla bize verilen bilgiye göre mesafe 10-12 kilometre olması gerekiyor. Jandarmaya bilgi verilmiş zaten direğin yanmasıyla birlikte. Direğin yanması adli bir olay olduğu için direğin yapılması bile birkaç günü bulacaktı. Çünkü orada bir sabotaj var ve direk yanmış. Böyle olmasına rağmen arkadaşlarımız yine bir şekilde kısa sürede direği değiştirerek bir gün sonra köye enerji verdi. Şimdi raporlar bekleniyor biz de o raporlara göre gerekli incelemeyi başlatacağız."