Yoksul ülkenin çaresiz insanlarının tek umudu dünyadan uzanacak bir yardım eli. Her taraf sular altında, sular çekilse bile her yan balçık çamur. “İki bine yakın ölü var” deniyor.
Ama burası Pakistan. Nereye bakılsa aynı manzara: Temiz su yok. Yiyecek yok. İlaç yok. Bebekler için mama yok. Üstte yok başta yok…
İşte böyle bir felaketin ortasına gitti Türk heyeti. Başkanlığını Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Hanım yapıyor. Emine Erdoğan’a, kızı Sümeyye Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, eşi Beyhan Bağış, Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, Ak Parti milletvekilleri Ayşenur Bahçekapılı ve Fuat Bol, sanatçı Muazzez Ersoy ve Caroline Koç'un da aralarında bulunduğu 60 kişilik heyet eşlik ediyor.
Gittiler ve gördükleri karşısında gözlerine inanamadılar. Gazetelerde okudukları, izledikleri görüntüler buradaki vahim tabloyu anlatmaya yetmiyordu.
Türk heyeti, “Türkiye’den geliyoruz” dediklerinde yaşlısı genci, cahili, okumuşu bütün Pakistanlıların gözlerinin içinde umut parlıyordu. Türkiye onlar için kelimenin tam anlamıyla umuttu, ekmekti, bir yudum su idi, başlarını sokabilecekleri evdi.
Emine Erdoğan sağa döndü, bu tarifsiz umudu gördü. Sola döndü, aynı. Yüreği dayanamadı. Hal hatır sorduğu, küçük bir armağan verdiği insanlar karşısında gözyaşlarını tutamadı.
Gruplara ayrılan heyettekilerin tümü Emine Erdoğan gibiydi. Bir yandan ağlıyor, bir yandan karşılaştıklarına sarılıyor, umut vermeye çalışıyordu. Sel felaketinin sarstığı Pakistanlılar, Türk heyetini karşılamak için “yoktan” karşılama törenleri düzenledi. Bu arada törenlerde inanılmaz bir şey gerçekleşiyor. Her şeye muhtaç olan Pakistanlılar Türk heyetinden neredeyse hiçbir şey istemiyor, istemek yerine onlara hasretle sarılıyor, ağlayarak içini döküyor.