Erdoğan, açılış konuşması yapıyor. İşte konuşmasından satır başları;
Medya bizden eleştirilere tahammül beklediği kadar biz de onlardan eleştirilere tahammül bekliyoruz. Tophane'de meydana gelen çirkin olaylar sınırları aşarak farklı bir boyut kazandı. Olay gereğinden fazla abartılarak adeta bir Türkiye tablosu gibi sunuldu. 1994'te manşetlerle çarpışarak bugünlere geldik. Şahsımla alakalı olarak, muhtar bile olamaz manşeti atıldı. Ben mahkum oldum, cezaevine gidiyorum. Benim de şiiri okumaktan dolayı gidiyordum. Bunun dışında suçum yoktu. Ama atılan başlık bir sevinç çığlığı gibi. Biz medyanın bizim tarafımızı tutmasını istemiyoruz ama siyasi taraf haline gelmesini de istemiyoruz. Özgürlükleri herkes kendisine yontmamalı. Bizim hükümet olarak çetelerle yaptığımız mücadele zaman zaman medya tarafından görmezden gelindi hatta eleştirildi. Çetelerin deşifre edilmesi medya tarafından güçlü şekilde desteklenmesi gerekirken, sessiz kalındı. Haberleri verenler yandaş medya olarak suçlandı. Yapılan iyi şeyleri cesurca yazan medya 'yandaş medya' olarak yargılandı. Bu ülkede gazeteciler fişlendi, karanlık odalarda hazırlanan andaçlarla suçlandılar. Medyanın desteğini değil, eleştirisini alıyoruz. Gelecek adına bir özeleştirinin artık kaçınılmaz hale geldiği inancındayım. Tophane olaylarının ardından yapılan yayınlar bu özeleştiriyi daha da acil konuma getiriyor. İstanbul'un belli bir semti, çok önemli konuma gelmiş bir beyefendi tarafından öyle anlatılıyor ki, orada yaşamamış olsam ben de inanacağım. Başka kimse giremiyor niye çünkü o semti sadece gazetedeki fotoğraflardan tanımış. O semti fotoğraflayan yayın organları Türkiye'yi de batıya öyle tanıttılar. Türkiye'yi o resimle tanıyanlar bize hep onları anlattılar. Onlara biz bu değiliz demek durumunda kaldık. Bazen fotoğraf albümleriyle gitmek durumunda kaldık. Bazılarını özel davet ettim. Son dönemdeki turizm patlamasının bize bu yönde çok faydaları oldu."