İşte Erdoğan'ın gündeme dair sorulara verdiği cevaplar,
Sayın Cumhurbaşkanım, Moskova ziyaretinize ilişkin kısa bir değerlendirmenizi alabilir miyiz?
Moskova Merkez Camii'nin açılışını hayırlısıyla yaptık. Moskova'nın müstesna bir yerinde son derece gurur verici.
Putin'in himayelerinin, Moskova Belediye Başkanı'nın olumlu yaklaşımlarının, Rusya Federasyonu Müslümanlarının Başmüftüsü Ravil Gaynuddin'in, Dağıstanlı iş adamı Kerimov'un, Türkiye Diyanet Vakfı'nın, ayrı bir payı var. Moskova'da Filistin Devlet Başkanı Abbas ile görüşme imkanı da bulduk. Özellikte Kudüs'teki son durumu, Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlalleri etraflıca ele aldık. Kudüs konusu, Sayın Putin'le yaptığım görüşmede de gündeme geldi. Onun yaklaşımının da bizler gibi olduğunu görmekten dolayı ayrıca memnuniyet duydum.
► Putin'le Kudüs dışında hangi konuları ele aldınız?
İkili ilişkileri, ayrıca bölgesel konuları konuştuk. Bölgesel konuların başında da Suriye geliyor. Çalışma yemeğinde ise enerji konusu, Türk Akımı Projesi, ulaşımla ilgili bazı sıkıntılar da dahil olmak üzere genelde ikili ilişkiler üzerinde duruldu.
Sıkıntıları süratle nasıl aşabileceğimizi konuştuk. Putin şimdi BM Genel Kurulu için New York'a gidecek. Suriye meselesi gibi konular elbette orada da konuşulacak.
► Suriye konusunda Türkiye ile Rusya arasında görüş ayrılıkları da var. Bir ilerleme var mı?
Dışişleri bakanlarımız bu konuda geçen hafta Soçi'de bir görüşme yapmışlardı.
Oradan hareketle bazı adımlar atılabilir mi diye bir düşüncemiz var. Mesela ilk etapta, Türkiye, ABD ve Rusya, üçlü bir adım atsalar; Dışişleri bakanlarımız bu konuyu değerlendirmek üzere bir araya gelseler. Bilahare Arabistan ve İran'ın katılımları ile bu beşli de olabilir. Daha sonraki süreçte buna AB, Katar ve Ürdün de dahil olabilir.
► Bahsettiğiniz üç ülke bir araya geldiklerinde, toplantının içeriği ne olacak?
Suriye meselesinde konu genelde bir noktada kilitleniyor:
Esedli bir Suriye mi olacak yoksa Esediz bir Suriye mi? Kimileri Esed ile devam edilmesinden yana. Biz de diyoruz ki, normalleşme için önce bir geçiş süreci olmalı. Geçiş süreci sonrasında Suriye'de Esedli bir yönetim düşünülemez.
► Peki bunları muhataplarınıza anlattığınızda size ne diyorlar?
"Kanaatler kolay değişmiyor tabii ki. Kendi hafıza kayıtlarında ne varsa, ondan taviz vermeye yanaşmıyorlar.Halihazırda Suriye'nin yüzde 35'i DAEŞ'in kontrolünde. Esed ise ülkenin yüzde 15'ini kontrol edebiliyor. Şam'dan başlayıp Humus, Hama üzerinden Lazkiye'yle Akdeniz'e açılan bir butik devletkurma peşinde."
► Geçiş süreci için bir takvimden söz etmek mümkün mü?
Tarafların olumlu yaklaşımının sağlanmadığı bir ortamda takvimi konuşmanın anlamı yok.
Mülteci meselesi, Türkiye'nin güvenli bölge konusundaki yaklaşımının daha fazla destek görmesini sağlayacak bir hava oluşturmuş gibiydi. Ancak tam bu sırada Rusya'nın Suriye'de askeri varlık gösterme girişimleri de adeta hız kazandı. Bu durum Türkiye'nin terörle mücadelesini nasıl etkiler?
Ruslar, 'Türkiye için terör konusunda herhangi bir olumsuzluğa biz asla göz yummayız' diyorlar. İcabında NATO ile farklı adımlar atabiliriz. Farklı hassasiyetlerimiz olabilir. Mesela, PYD terör örgütü. Ama ABD, PYD'yi savunabiliyor.
► Rusya nasıl bakıyor PYD'ye?
ABD gibi bakmıyorlar. Ruslar tamamen DAEŞ'e odaklanmış durumda.
Ama PYD noktasında ABD'nin bulunduğu yerde değil. Biz, DAEŞ, PKK, PYD dahil tüm terör örgütlerine karşı mücadele halindeyiz. Bize göre PYD, PKK ile ilintili.
► Suriye konusundaki görüş ayrılıklarının sürdüğü bu ortamda, Türk Akımı ve nükleer santral gibi projelerle ilgili son durum nedir?
Projeler devam ediyor. Nükleer santral için şu ana kadar Rusya'dan Türkiye'ye gelen kaynak 3 milyar doları buldu, liman çalışmaları devam ediyor. Bu işi biraz daha hızlandırmayı da konuştuk.
Türk Akımı konusunda Rusya, herhangi bir olumsuz tavra sahip değil.
► Sizin, "550 yerli ve milli vekil" biçimindeki ifadenizden rahatsız olan kesimler oldu. Bir gazete, AK Parti'deki Kürt kökenli vekillerin fotoğraflarını bastı ve sizi hedef gösterdi.
Bu tam bir akıl tutulmasıdır. Benim o tanımımda asla bir ayrımcılık söz konusu değil. Benim yerli ve milliden kastım, bu memleketin dertleriyle dertlenen insanlardır.
Dolayısıyla bu tanımda, Türk, Kürt biçiminde herhangi bir ayrımcılık yok. Ülkemizin vatandaşları, Türk, Kürt, Zaza, Ermeni, Laz ve benzeri orijinli olabilir. Etnik köken, yerli ve milli olmaya mani değildir. Bu bir zihniyet, aidiyet meselesidir.
Başbakanlığım dönemimde Doğu ve Güneydoğu'ya ne denli yatırım yapıldığını o bölgedeki vatandaşlarım gayet iyi biliyor.
Ben uzun zamandır dört başlığı hep işledim: Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Tek millet, toplumdaki tüm etnik unsurları kapsıyor.
► 1 Kasım seçimleri için meydanlara inecek misiniz?
7 Haziran öncesi, devletin birikmiş resmi açılışları vardı. Açılışlarını yapmamızı istedikleri için bu talepleri yerine getirmiştik. Şimdi o türden bir durum yok. Özel sektörün ciddi yatırımları var. Onlarla ilgili birkaç açılış olabilir.
► Bazı kesimlerin kurucu genel başkanı olduğunuz AK Parti'de fitne çıkarma peşinde olduğundan söz ediliyor. Ne düşünüyorsunuz?
(Tebessüm ederek) Bu konuda bir şey düşünmek istemiyorum. Şunu biliyorum.
Türkiye, 2023 hedeflerini inşallah yakalayacaktır. Tuzağa düşenler olabilir.
Ama ben, birilerinin kurduğu o tür tuzaklara düşmem.
► Ankara ve İstanbul'da teröre karşı mitingler de yapıldı. Ne düşünüyorsunuz?
"Kısa sürede kararlaştırılmış ve de bayram öncesinde yapılmış olmasına rağmen ilgi son derece iyiydi. Emniyetin verdiği rakama göre yaklaşık 1 milyon kişi katıldı bu mitinge. İstanbul'un en büyük meydanının yer aldığı Yenikapı'da coşku ve heyecan son derece iyiydi. Pek çok kanalda canlı yayınlandığını, ekran başındaki izleyicileri de hesap ederseniz, mitingin etkisinin katılımcılarla sınırlı olmadığı da ortada. Beklenen neticenin alındığına inanıyorum. Milli ve yerli liderler, seçim sath-ı mailinde de bunlara sahip çıkacaktır."
► Vatandaş teröre karşı çıkmakla birlikte, Türkiye'nin terör örgütüne karşı düzenlediği operasyonlar karşısında bazı Batılı yetkililerin "orantılı güç" çağrısı yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Terörle mücadelede gereken neyse yapılır. Teröristlerin anladıkları dil neyse kendilerine o şekilde mukabele edeceksiniz. Bu işin orantısı olmaz.
Kandil'e operasyonlar niye yapılıyor? Ülkemizin, vatandaşımızın güvenliği için.
NATO Genel Sekreteri'ne atfen terörle mücadele konusunda yalan haberler de (Hürriyet'in yalan haberlerinden biri) yapılabiliyor...
NATO Genel Sekreterliği o tür haberlerin ardından iddiaları çok açık bir şekilde yalanladı.
► Sivil kayıplar iddiasıyla terör örgütünün ve uzantılarının bölge halkı nezdinde propaganda faaliyetleri yapmaya çalıştıkları da bir gerçek. Halka tavsiyeniz nedir?
Teröre karşı dik duruş önemli. Bu açıdan bazı vilayetlerdeki vatandaşlarımızın teröre karşı dik durmalarını takdirle karşılıyorum. Bu diğer kentlere de yansımalı. 6-7 Ekim olaylarında ölenler siviller değil miydi?
►Son olarak, HDP ile ilgili bir soru sormak istiyoruz. Bu parti önümüzdeki seçimlerde baraj altında kalırsa bu ülkemiz açısından bir risk midir?
Tabii ki risk değildir. Demokrasilerde sandıktan çıkan neticeye razı olunur. Kaldı ki bahsettiğiniz parti 80 vekil çıkardı da ne oldu? Her tarafı yakıp yıkmadılar mı? Hangi parti olursa olsun, barajın altında kalan parti neticeyi kabullenmek durumundadır.