Erdoğan'dan operasyon sinyali: ''Bir gece ansızın tepelerine ineriz!''

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Azerbaycan ziyareti dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Azerbaycan ziyareti dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğiyle ilgili net mesajlar verdi. Suriye'ye yeni operasyon sinyali de veren Erdoğan, "Bir gece ansızın onların da tepelerine ineriz, inmeye de mecburuz." ifadelerini kullandı. Erdoğan, İYİ Parti Genel Başkanı Akşener'in Abdülhamid sözlerine de yanıt verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

İşte Erdoğan'ın açıklamaları:

Aziz kardeşim Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in davetine icabetle gerçekleştirdiğimiz ziyareti hayırlısıyla tamamladık. Can Azerbaycan’da gerçekten gurur verici bir gün yaşadık. Azerbaycanlı gençlerimizin heyecanı, coşkusu, orada gördüğümüz tablo bizleri gerçekten çok çok mutlu etti. “Tek Millet, İki Devlet” şiarıyla Bakü’de yeni bir “Tek Festival” geleneği başlatmanın heyecanını yaşadık. Bunun şimdi diğer Türk devletlerinden de aynı şekilde bir çağrı alacağını görüyorum. Böylece Azerbaycan’ın 28 Mayıs Bağımsızlık Günü’nü muhteşem bir etkinlikle taçlandırmış olduk. Türkiye dışında ilk kez Can Azerbaycan’da düzenlenen TEKNOFEST’in sunduğu teknoloji şöleninin tüm katılımcıların gönüllerini fethettiğini gördük. Bilhassa istikbalimizin teminatı olan gençlerimizin festivale yönelik yoğun ilgisinden büyük memnuniyet duyduk. Profesör Doktor Aziz Sancar hocamızın da programı teşrif etmesi TEKNOFEST’e ayrı bir boyut kazandırdı. Azerbaycanlı gençlerimizin emek verdikleri bilim ve teknoloji projeleriyle, takım ruhu içinde yarışmalara katılmaları bizleri son derece gururlandırdı. Türk Yıldızları, SOLOTÜRK, Hürkuş, Akıncı, TB2 gibi göz bebeklerimiz de Bakü semalarında görsel bir şölen sundular.

MİLLİ VE YERLİ ÜRÜNLERİMİZ BÜYÜK BİR İLGİYLE KARŞILANDI

Sanayi ve Teknoloji Bakanlıklarımız arasında, dijital dönüşüm ve teknokent alanlarında iş birliğini geliştirecek iki önemli anlaşma imzalandı. Ülkemizden kendi alanlarının öncüsü 50’ye yakın firmamız festivale iştirak etti. Bu savunma sanayii şirketlerimizin sergiledikleri milli ve yerli ürünlerimiz büyük bir ilgiyle karşılandı. Türk Devletleri Teşkilatına üye ülkelerden heyetlerin de bu festivalde yer almasından büyük bir bahtiyarlık duyduk. TEKNOFEST’in tüm Türk dünyasını bilim ve teknolojide buluşturan bir platform olmasını da arzu ediyoruz. Festivalimizi önümüzdeki dönemde diğer dost ve müttefik ülkelerde de düzenlemeyi hedefliyoruz.  

DAHA NİCE PROJELERE İMZA ATACAĞIZ

TEKNOFEST’e projeleriyle katılan gençlerimiz yarının insansız hava araçlarını, yapay zekalarını, dijital teknolojilerini tasarlayan, üreten bilim insanları olacaklar. Savunma sanayiinde de birlikte en ileri milli teknoloji ve yazılım sistemleri üreten ortaklıklar kurmayı hedefliyoruz. Şuşa Beyannamesi ile ilişkilerini müttefiklik düzeyine çıkaran iki kardeş ülke olarak, inşallah daha nice projelere birlikte imza atacağız. Bu sene ayrıca, Türkiye-Özbekistan ilişkilerini “kapsamlı stratejik ortaklık”, Türkiye-Kazakistan ilişkilerini de “geliştirilmiş stratejik ortaklık” seviyesine yükselttik. Malum, halihazırda Türk Devletleri Teşkilatı’nın Dönem Başkanıyım. Bu çerçevede ekonomik iş birliği, eğitim, çevre ve enerji gibi, bilim ve teknoloji de öncelik verdiğim başlıklardır.



Ziyaretimde, Sayın Aliyev’le mükemmel seviyede bulunan ikili ilişkilerimizi ve Karabağ Zaferi sonrasında bölgemizdeki durumu gözden geçirdik. Heyetimde yer alan Bakan arkadaşlarım da muhataplarıyla önümüzdeki döneme dair iş birliğimizi güçlendirecek verimli görüşmeler yaptılar. Karabağ’ın ulaşım bağlantılarının kurulması, şehirleşmesi ve üretim dünyasıyla yeniden bütünleşmesi yolunda desteklerimiz devam edecek. Tarım arazilerinin ihya edilmesi için ilgili kurumlarımız, şirketlerimizle birlikte, Azerbaycanlı muhataplarıyla ortak faaliyetlerini sürdürecekler. Böylelikle Azerbaycanlı kardeşlerimizin yıllarca hasretini çektikleri ata topraklarına bir an evvel kavuşmalarına katkıda bulunacağız.

YENİ BİR DÖNEM BAŞLADI

Öte yandan Karabağ Zaferi’yle Kafkasya’da artık yeni bir dönem başlamıştır. Bu destansı zafer, ortak coğrafyamızda kalıcı barış ve kapsamlı normalleşmenin önündeki engelleri kaldırmıştır. Bu tarihi fırsatın heba edilmemesi gerektiğine inanıyoruz. Azerbaycan ve Ermenistan’ın aralarındaki meseleleri doğrudan çözme yönünde attığı adımlardan memnuniyet duyuyoruz. Türkiye olarak, tarafların, sınır meselelerini halletme, barış antlaşması yapma, ulaştırma koridorlarını açma çabalarını destekliyoruz. Bu gayretlerin başarıya ulaşması hepimizin, tüm bölgemizin faydasınadır. Sınır komisyonlarının ilk toplantısını 24 Mayıs’ta yapması ve Zengezur Koridoru konusunda ilerleme kaydedilmesi özellikle memnuniyet vericidir. Biz de Ermenistan’la ilişkilerimizi normalleştirme sürecini samimiyetle yürütüyoruz.

Azerbaycan’la, bölgenin güvenliği ve refahı için dayanışmamızı artırarak sürdüreceğiz. İlham kardeşimle birlikte iki ülke dostluğunu ve iş birliğini inşallah her alanda zirveye taşıyacağız. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin.  İlham kardeşimin şahsında, bizi muhabbetle bağrına basan Azerbaycan halkına teşekkür ediyorum. TEKNOFEST Azerbaycan’ın başarıyla icra edilmesine destek veren Azerbaycan makamlarını, Bakanlıklarımızı, firmalarımızı, resmî kurumlarımızı ve T3 Vakfını gönülden tebrik ediyorum.

"KESİNLİKLE 'EVET' DİYEMEYİZ"
 

İsveç ve Finlandiya heyeti geçtiğimiz günlerde Türkiye’deydi ve görüşmeler yapıldı. Görüşmelerde Türkiye’nin endişeleri giderilebildi mi? Öte yandan teröristlerin iadesi noktasında bir adım atılması bekleniyor mu karşı taraftan?  

Finlandiya ve İsveç’le bizim heyetimizin yapmış olduğu görüşmeler maalesef beklenen düzeyde olmadı. Bunların beklentisi var fakat Türkiye’yle ilgili atmaları gereken adımları atmadıkları gibi, bu görüşmeleri yaptığımız süreç içerisinde hala bunlar, özellikle İsveç, Stockholm’ün caddelerinde teröristleri gezdiriyor, kendi polisleriyle onları güvence altına alıyor. Hatta hatta görüşmeyi yaptıkları günün akşamında İsveç devlet televizyonunda Salih Müslim denen teröristi konuşturarak bize her türlü yanlışı yaptıkları gibi, F16 meselesinde vesaire yine olumsuz tavırlarını, yaklaşımlarını sürdürüyorlar. Bunlar dürüst değiller, samimi değiller. Bir güvenlik teşkilatı olan NATO’da bu tür teröristleri bağrına basan, bu tür teröristleri kucağında besleyen ülkelerle ilgili biz geçmişte yapılan yanlışın tekrarını yapamayız. Neydi o? Özellikle Yunanistan geçmişte NATO’dan çıkmıştı, o zamanın Türkiye yönetimi Yunanistan’ın tekrar NATO’ya girmesinin yolunu açtı. Yunanistan da aynı şeyleri söylüyordu, herhangi bir şeyin olmayacağını söylüyordu. Bakın şu anda Yunanistan’ın Avrupa’ya 400 milyar avro borcu var, fazlası var azı yok.  5+4 yani 9 tane şu anda Amerika’nın Yunanistan’da üssü var. Peki bu üsler kime karşı kuruluyor, bu üsler niye var? Söyledikleri şu; ‘Rusya’ya karşı…” Yalan… Dürüst değiller. Bütün bu olanlar karşısında bunların Türkiye’ye karşı takındıkları tavır ortada. İşte geçen gün Miçotakis’e ne yaptılar? Amerika’da Temsilciler Meclisi ve Senato’nun kapısını açtılar, orada konuşturdular. Bu konuşmasında alkışladılar mı? Alkışladılar. Bütün bu olaylarda tekrar F16’lar gündeme getirildi mi? Getirildi. Biz şuna inanıyoruz; Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Bu delikten bizi bir kere soktular, bir daha sokturmayız. Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti’nin başında olduğu sürece, teröre destek veren ülkelerin kesinlikle NATO’ya girmesine biz ‘evet’ diyemeyiz.  
 

"BİR GECE ANSIZIN TEPELERİNE İNERİZ" 

Rusya- Ukrayna savaşı devam ederken yaptığınız “Yeni operasyon olabilir” açıklamasıyla gözler Suriye’ye çevrilmişti. Daha önce 4 başarılı harekât yapıldı bu bölgeye. Tanıdık bir bölge aslında. Harekatın zamanı yakın mı? Harekât bölgesine bakıldığında ciddi terör noktaları var güney sınırımızda. Bu noktalarla ilgili yeni güvenli bölgenin neresi olacağı da merak konusu. Aynı zamanda Suriyeli 1 milyon mültecinin dönüşü için bu operasyonun belirleyici olabileceğini söyleyebilir misiniz?  

Tabii Suriye’nin kuzeyinden Türkiye’ye karşı yapılabilecek en ufak bir saldırıyı bizim cevapsız bırakmamız mümkün değil. Suriye’nin kuzeyinde malum terör örgütlerinin odaklanma noktaları var. Bu odaklanma noktaları, Suriye’nin kuzeydoğusundan kuzeybatısına kadar bütün o bölgelerde mevcut. Başta ABD olmak üzere tüm koalisyon güçleri maalesef bu terör örgütlerine ciddi manada silah, araç, gereç, mühimmat yardımı yapıyorlar ve bunu hala devam ettiriyorlar. ABD buraya binlerce tır bu yardımları yaptı. Kime yapıyor? PKK, YPG, PYD terör örgütlerine. Hepsine bu yardımlar yapıldı, hala da devam ediyor. Hatta bunlara bölgede eğitim de veriyorlar. Şimdi, bu gerçekler ortada dururken biz hala bunları görmezlikten mi geleceğiz? Nasıl ki Kuzey Irak’ta PKK’ya ve PKK’nın adeta yavrucuklarına karşı yaptığımız operasyonlar var, aynı durum Suriye için çok daha geçerli, çok daha önemli. Her zaman söylediğim gibi, bir gece ansızın onların da tepelerine ineriz, inmeye de mecburuz. Biz şehitlerimizin bedelini bunlara ödetmeyecek miyiz? İşte iki günde yaklaşık 30 civarında teröristin işini bitirdik. Kuzey Irak’takilerle beraber şu anda 100’ün üzerinde teröristi etkisiz hale getirdik. Bu süreç devam edecek, bırakamayız.  Terörizmin ve teröristlerin kökünü kazıyacağız.  

"BAŞIMIZIN ÇARESİNE BAKACAĞIZ"

Bugüne kadar Türkiye terörle mücadele kapsamında Suriye’nin kuzeyine 4 operasyon gerçekleştirdi. O operasyonlar da malum ABD’nin her seferinde karşı çıktığı operasyonlardı. Şimdi de sizin açıklamanızdan anladığımız kadarıyla önümüzde yeni bir operasyon görülüyor. Bununla ilgili ABD ile bir temasımız, diplomasi trafiğiniz var mı? Varsa bu süreç nasıl ilerliyor? 

Bu konularla ilgili her şeyden önce herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi lazım. Amerika’nın da üzerine düşen görevi yerine getirmesi lazım. Amerika eğer üzerine düşen görevi terörle mücadelede yerine getirmiyorsa biz ne yapacağız? Başımızın çaresine bakacağız. Bir yerlerden izin alarak terörle mücadele yapılmaz.  

"GEREĞİNİ YAPARIZ" 

Yunanistan’da iktidarlar değişmesine, Çipras’ın gidip Miçotakis’in gelmesine rağmen Yunanistan’ın Türkiye karşıtlığında en ufak bir değişiklik olmuyor. Yunanistan’ın milli marşında, müfredatında Türk karşıtı ifadeler var. Yunanistan’da yeni nesiller sürekli Türk karşıtlığı ile yetiştiriliyorken Yunanistan’ın normalleşmesi sizce mümkün müdür? Yunanistan’ın Türk karşıtlığından vazgeçmesi gibi bir ihtimali nasıl görüyorsunuz? 

Yunanistan’la Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantılarına son verdik mi? Bunu açıkladık mı? Bu ne demektir? ‘Ey Yunanistan kendine çeki düzen ver’ demektir. Sen kendine çeki düzen vermedin, biz de Yüksek Düzeyli Stratejik Konseyi kaldırdık. Artık şu an itibarıyla Miçotakis muhatabım değildir. Niye? Ben siyaseti şahsiyetli bir şekilde yürüten insanları muhatap alırım. Benimle konuşacaksın, yemek yiyeceğiz, ‘üçüncü ülke veya şahısları aramıza koymayalım’ diyeceğiz, bunun sözünü vereceksin; ondan sonra 15 gün geçecek, ABD’ye gideceksin, Amerikan Kongresinde Türkiye’nin aleyhinde konuşma yapacaksın. Neymiş? Oradan alacağı alkışlar için. Kusura bakma. Bizim bunlarla yapacağımız bir şey yok. Bu denli silahlanma şu, bu, vesaire; bu süreci işletenlerle yapılacak bir şey yok. Yapacağımız tek şey var; bize dost olana dostuz ama bir defa şunu iyi bilsinler ki bize düşman nazarıyla bakanlarla da biz gereğini yaparız.  
 
"GÜNDEMİMDE BÖYLE BİR ŞEY YOK"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 6’lı masanın adayı olabilmek için çok eleştirilen, tehdit dili içeren, kamu kurum ve kuruluşlarına baskı da içeren bir politika güdüyor. Ama bazı yorumlara göre aslında aday olmayacak, yani dikkatleri üzerine çekecek seçim yaklaştığı zaman başkasına adaylığı verecek diyorlar. Sizin değerlendirmeniz nedir? 
Benim gündemimde Bay Kemal’in adaylığı filan, bunlar söz konusu değil. Gündemimde böyle bir şey yok. 
 
"BUNLARIN İŞİ GÜCÜ YALAN"

Siz belediye başkanlığınızdan itibaren sosyal belediyeciliğe çok önem verdiniz. CHP yönetimi bunu “makarnacı, göbeğini kaşıyan adam’ gibi müstehzi ifadelerle de eleştirirdi. Ama şimdi seçimlere doğru giderken kendi belediyelerinde bu tür sosyal yardımlar yapıyorlar. Seçimleri böyle kazanacaklarını ifade ediyorlar. Bu değişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?  

Bu üst geçitlere astıkları pankartlarla sosyal belediyecilik olmaz. Oralarda şunu yaptık, bunu yaptık diye ifade edilenlerin hiçbirine ben inanmıyorum. Böyle bir şey yok. Araştırın; bunların yapılmadığını göreceksiniz. Çünkü bunların işi gücü yalan. Elektrik kesildi diyorlar, bir eve gidiyorlar, öyle bir şey yok. Sayaçlar kontrol ediliyor, böyle bir şey olmuş değil. Bunların hepsi akşam yalan, sabah yalan. Biz ise yalan üzerine bina edilen bir siyaset yapmıyoruz.  

"KIZIL SULTAN DİYEN CİBİLİYETSİZLER..."

Gezi Parkı olaylarında da Boğaziçi olaylarında da Türkiye’nin atacağı her adıma karşı çıkan kesimlerden, CHP, İYİ Parti ve PKK ve FETÖ’den aynı sloganı duyuyoruz. Son zamanlarda da Sultan Abdülhamit’i tahttan indirenlerin, darbecilerin sloganını kullanıyorlar. Geçtiğimiz günlerde İYİ Parti Genel Başkanı açıkça ‘1909’un intikamını almaya çalışıyor Sayın Erdoğan’ dedi. Sizin şu anda Abdülhamid olduğunuzu söyledi ve ‘biz kazanacağız’ dedi. Şu anda Türkiye düşmanlarının o dönemin darbecilerinin sloganını kullanmasını, hala 113 yıldır Sultan Abdülhamit düşmanlığı yapmasını ve bu noktada sizi de hedef göstermesini nasıl değerlendiriyorsunuz? 

 Tabii bu hanım, ne yazık ki tarihçiyim diye geçinirken kendi tarihini inkâr edecek kadar talihsiz bir noktaya geldi. Nasıl Osmanlı’yı 33 yıl yöneten Sultan Abdülhamid’e saygısızlık yapan, hakaret eden, ‘kızıl sultan’ diyen cibilliyetsizler varsa maalesef aynı güzergaha bu hanımefendi de düştü. O da onların izinde, onların yolunda giderek maalesef cennet mekân Sultan Abdülhamit’e bu saygısızlığı yaptı. Biz kendisine acırız. Gittiği yol yol değil. Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu. Meral Hanım kimle yürüyor şu anda? Bay Kemal’le. Bay Kemal’in ne olduğu belli. Dolayısıyla onunla beraber yürüyenlerden, HDP gibi PKK terör örgütünün parlamentodaki uzantılarıyla beraber olanlardan daha başka ne bekleyebiliriz. Sultan Abdülhamid gibi sırat-ı müstakim üzere olan, bu şekilde yaşamış bir Ulu Hakan’a bu şekilde saldırmanın bu millet tarafından affedilmeyeceğine inanıyorum. Onun ruhaniyeti bunların gömülmesine inşallah yetecektir. 

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri