ERGENEKON davasının önde gelen sanıkları, savcının mütalaasını, ziyaretlerine gelen CHP milletvekillerine değerlendirdiler. CHP Cezaevleri İzleme Komisyonu üyeleri Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Manisa Milletvekili Özgür Özel, Muğla Milletvekili Nurettin Demir ile Ordu Milletvekili İdris Yıldız, Bursa Milletvekilli Kemal Ekinci ve Sinop Milletvekili Engin Altay önceki günü Silivri Cezaevi’nde tutuklularla geçirdiler. Gün boyu sanıkları dinleyen milletvekillerinin notlarından bazı bölümler şöyle:
TSK’DA YÜKSELEN DENİLİYOR
İLKER BAŞBUĞ: Silivri mahkemelerinde adil yargılama yok. Adil yargılama olmadığı yerde adil karar da çıkmaz. Bu konu ile ilişkin sorumluluğu olanlar seyirci mi kalacak? Bu konuda kim sorumlu: İlk önce yargı erki. Birincisi HSYK yetkili. Çünkü bu hukuksuzluğa dur diyecek kurum HSYK. Yüzlerce şikayet iletildi, bizzat ben 3 kez müracaat ettim. Ama HSYK kılını kıpırdatmıyor. Bir ülkede adalet yoksa o ülkenin geleceği güvenli değildir.
Ben içeriye girmeden önce 14 arkadaşımı içeri aldılar, daha sonra da beni aldılar. İçeri alındığım için arkadaşlarıma karşı huzurluyum. Ancak terör örgütü kurmak ve yönetmek ağır itham. Bunlar çok ağır suçlamalar. Mütalaada benim için ‘Ergenekon terör örgütü yöneticisi olan, TSK’ya sızan ve hem örgütte hem de TSK’da yükselen’ deniliyor. Biz şimdi topluma karşı savunmamızı vereceğiz. Çünkü mahkemeyi ciddiye almıyorum. Çünkü ciddiye alınacak bir iddianame değil. Ciddiye alınacak mütalaa değil.
BİR YILA ÖLÜMLER BAŞLAR
FATİH HİLMİOĞLU: Sağlık durumumdan dolayı tek başıma gündeme gelmekten üzülüyorum, vicdan azabı çekiyorum. Benden daha ağır olanlar var. Rıfkı Ulusoy böbrek kanseri. Beyninde tümör olan var. Benimki kanser başlangıcı ama onlar kanser. Benim burada tutulmam cinayetse onlarınki 5 kez cinayettir. Hekim olarak söylüyorum; bu süreç devam ettikçe bir yıl içinde insanlar ölmeye başlayacak. Mehmet Haberal çıkmalıdır. Çok hızlı, ani ölecek olan Haberal’dır. Ritim bozukluğu onu anında götürür. Revire ulaştıramazlar. Bu bir dava değildir. Bir projedir: Sınır ve rejim değiştirme projesidir.
MUMCU’YU ÖLDÜRENLE YARGILANIYORUM
MUSTAFA BALBAY: Mahkeme boşu boşuna yapılmış, 5,5 yıl önce hüküm verilmiş. 5,5 yıldan beri yargılama hiç yapılmamış gibi 5,5 yıl önce savcı ne dediyse 5,5 yıl sonra aynısı diyorlar. Faili meçhul ihbar mektupları bile bundan daha mantıklı ve niteliklidir. AKP ve Adalet Bakanlığı saldırısını DHKP-C üstlendi; Başbakan hala Ergenekon’a bağlamaya çalışıyor. Bu bile Ergenekon davasının siyasi yönlendirmeyle sürdüğünü kanıtlar. Beni Uğur Mumcu’yu öldüren örgütün ve Cumhuriyet Gazetesi’ne saldıran örgütün üyesi ile birlikte yargılıyorlar. Bundan daha büyük bir ceza var mı? Kafaya taksam kanser olurum.
OLMAYAN ÜÇ CD’DEN İDAMA
HURŞİT TOLON: Burada Türk milleti adına yargılama yapılmıyor. Bir zümre adına yapılıyor. Ankara Emniyeti oğlumun evinden 120 CD aldıklarını iddia ediyor. Bir gün sonra İstanbul Emniyeti’nde torbadan 134 CD çıkıyor. Ben nereden geldiği belli olmayan 3 CD’den suçlanıyorum. Oğlum evdeyken değil gidince arıyorlar kilidi kırarak giriyorlar. Arama tutanaklarında yer almayan 3 CD’den idama mahkum ediliyorum.
BEDELİ MÜEBBETMİŞ
MEHMET HABERAL: Ülkeme hizmet etmekten başka hiçbir şey yapmadım. Bunun bedeli ağırlaştırılmış müebbetmiş. Mütalaada, 10 sayfalık benimle ilgili bölümde lehimde olan tanık ifadelerinin hiçbiri yer almamaktadır. İddianamenin fotokopisi alınmış mütalaaya dönüştürülmüş. Bir doktor bir mühendis hata yaptığında hesap sorulabiliyor; fakat bir hukukçu yanlış yaptığında hesap sorulamıyor.
ENDİŞEM GÖNÜLDE KİRLENMEK
HASAN IĞSIZ: İleri demokrasi dedikleri çok tehlikeli bir kavram. Bu bizim için sürpriz değil, önümüzde Balyoz örneği var. Biz kimseden lütuf, merhamet istemiyoruz. Biz sadece adil yargılama bekliyoruz. Şu durumda hukuki hiçbir beklentim yok. Bizi en çok etkileyen şey ailelerimizin üzüntüsü. Diğeri de bizi kirletmeye çalışanlara karşı toplumun bakışı. 50 yıl askeri elbise giydim. Emekli olunca en büyük hedefim vicdanen rahat olmaktı. En büyük endişem halkın gönlünde kirlenmek.
.