Doğu Karadeniz Bölgesinin en önemli geçim kaynağı olan ve Türkiye’nin en fazla döviz girdisi sağladığı ihraç ürünlerinin başında gelen Fındık üreticisini bir hayli üzdü. Halen daha fiyat konusunda belirsizlik sürerken üretici de elindeki fındığı piyasada değerlendirmeye çalışıyor. Fındık fiyatlarında son durum. Fındık fiyatları ne kadar oldu? Bütün ayrıntılar haberimizde.
Dünyada çok sayıda ülkeye ihraç edilen fındıkta devlet alım yapmazken tek geçim kaynağı fındık olan üretici ise elindeki ürünü değerlendirmenin yollarını arıyor. Tüccarlarda fındık fiyatı ülke geneline bakıldığında 12 TL ile 14 TL arasında değişen fiyatlarda satılıyor. Peki fındığın bir numaralı ve en fazla üretildiği yer olan Doğu Karadeniz bölgesi illerinde fındık fiyatları ne kadar?
Fındığın ülke genelinde en çok üretildiği şehir olan Ordu’da fındık 12 TL’den satılıyor. Fındığın 2. Olarak en çok üretildiği il olan Giresun’da ise Fındık fiyatları 13.00 TL ile 13.25 TL arasında değişiyor. En fazla üretim yapılan ancak en fazla ihracatı yapılan il olan Trabzon’da ise Fındık fiyatları 11.50 TL ile 13.00 TL arasında değişiyor.
FINDIK FİYATLARI
Fındık Fiyatları | En Düşük | En Yüksek |
Trabzon | 11.50 | 13.00 |
Giresun | 13.00 | 13.25 |
Ordu | 12.00 | 12.00 |
Samsun | 12.50 | 12.70 |
Zonguldak | 11.72 | 14.00 |
Sakarya | 11.72 | 14.00 |
Düzce | 11.60 | 14.08 |
Kocaeli | 11.72 | 14.00 |
FINDIKTA BUGÜN SABIRLA, GELECEKTE İSE ÇOK ÜRETEREK KAZANMAK
Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı Sebahattin Aslantürk yatığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;
2018 ürünü fındık piyasasında, genelde rekolte ve fiyat odaklı beklentiler ile söylemlerin yoğun olduğu bir süreci yaşıyoruz.
Bugüne gelmeden, piyasaya fındığın inmeye başladığı Ağustos ayı ortalarından itibaren üreticilere şu çağrıyı sık sık yaptık: “Fındığını kontrollü bir şekilde piyasaya indir. Emanete sakın verme. Ve de sabırlı ol.” Ardına da ilave ettik: “Üretici bizi dinler ve bunları dikkate alıp üzerine düşeni yaparsa fındık fiyatında mağduriyet yaşanmaz.”
Ancak, buna rağmen bugün piyasa ile ilgili söylem ve eylemlere baktığımız zaman, genelde bunların hiç birini yerine getirmeyen ama buna karşın fiyatla ilgili beklentilerini daima yüksek tutan bir üretici davranışı ile karşı karşıyayız.
Öyle veya böyle kendi yaptığı hesabın tutması, beklentilerinin karşılanması için üzerine düşeni tam olarak yerine getirmeyenlerin başkalarından üst düzey beklentiye girmeleri ne derece kabul görecek bir davranış biçimidir.
Bunun yanında serbest piyasa koşullarında işlem gören fındık için sürekli “TMO’nun fiyat açıklaması ve alım yapmasından” söz edilip, başta üreticiler olmak üzere sektörün beklenti içine sokulmasının da doğru olmadığı aradan geçen bir ayı aşkın sürede anlaşılmıştır.
Biz bu süreçte, “TMO’nun fiyat açıklamasına gerek yok. TMO sadece ‘biz gerektiği zaman müdahale için alt yapı hazırlığımızı yaptık. İhtiyaç duyulduğunda piyasada olacağız’ diye açıklama yapsın yeter” dedik. Bu yıl rekoltenin az olması fiyatların daha iyi seviyelere taşınacağının işaretidir.
2018 ürünü fındıkta, TMO beklentisi sürekli gündemde tutularak üreticilerin yüksek fiyat beklentilerinin karşılanması için çaba gösteren siyaset çevrelerinin, gerçekte fındığı üretiminden tüketimine, özellikle de ihracatına kadar bir bütün kabul ederek hareket etmeleri, tercih kullanmaları hem sektör, hem ülkemiz adına daha yararlı olacaktır.
Sadece fındıkta fiyat söz konusu olduğunda görebildiğimiz siyaset ve devlet adamlarına hatırlatacağımız ve destek beklediğimiz çok çıplak ve bir o kadar da acı bir gerçek var.
Oda 700 bin hektarı aşkın alanda, en az 1,5 milyon ton fındık üretebilecek iken, son 10 yılın ortalaması ile dekarda 80-90 kiloya tekabül eden yılda 600 bin tonluk üretimin arttırılması için çaba göstermeleri, milletvekillerinin de gereken yasal düzenlemeleri yaparak, maddi olarak teşvik edici tedbirleri hayata geçirmeleridir.
Çünkü biz başta fındık olmak üzere, her zaman şunu diyor, şunu savunuyoruz: “Çok çalışıp, çok üretecek, çok satacak ve çok kazanacağız.”
İşte bunu yaparsak, hedefimiz olan fındıktan yılda 5-6 milyar dolar kazanan ve dünyanın da en gelişmiş 10 ekonomisi arasına girmiş bir Türkiye’yi inşa etmiş olacağız.