Dünya hızlı şekilde küresel felakete sürükleniyor. Küresel ısınma giderek artıyor. İklimsel değişimler; toprağı, su kaynaklarını olumsuz etkilerken savaşlar, terör, asayiş ve güvenlik sorunları, lojistik yolların enmiyeti gibi meselelerin eklenmesi ile tarımda, hayvancılıkta, gıdaya ulaşımda insanlık her geçen gün kaosa, bunanalıma sürükleniyor.
Öte yandan ABD , RUSYA gibi güçlerin yıllardır üzerinde çalıştıkları, inkâr etmedikleri HAARP teknolojisi ile dünya iklimini kontrol altına alma çabaları, iklim krizini daha da karmaşık hale getirip tarım ve hayvancılık için büyük bir tehdit oluşturabilir. Bu durumun dünya genelinde yeni sorunların oluşumunun temelinde ne gibi olumsuzluklara zemin oluşturabileceğini düşünebiliyor musunuz?
Tarım, hayvancılık, gıda temini insanlığın doğuşundan beri olmazsa olmaz gereksinimi olmuştur. Ancak bu durum günümüz ve sonrası için daha da hayati hal almıştır. Dünya genelinde üretim tüketim ilişkisi dikkate alındığında insanlık yakın gelecekte kuraklıkla, kıtlıkla, açlıkla, salgın hastalıklarla mücadele etmek zorunda kalacak büyük bir imtihan verecek gibi gözüküyor.
İnsanlık; sağlıklı gıda üretimini sağlamak, açlık sınırı altında yaşayan milyonlarca insanı doyurmakta zorlanıyor. Gıda güvenliği ve yeterli gıdaya erişim sorunları artarak büyümeye devam edecek gibi gözüküyor.
Pandemi döneminde yasaklar nedeniyle gıdaya ulaşmanın ne derece zor ve önemli olduğu görülmüştü.
Rusya Ukrayna Savaşı'nda Avrupa'nın buğday ve gıda konusunda yaşadığı olumsuzluğa hep beraber şahit olduk.
BM Gıda ve Tarım Örgütü( FAO ) ile Dünya Gıda Programı ( WFP )'nin hazırladığı gıda krizine karşı küresel ağın " KÜRESEL GIDA KRİZİ " raporunda 155 milyon insanın " AKUT GIDA GÜVENSİZLİĞİ " yaşadığı vurgulanıyor.
Bu da gösteriyor ki; tarımda hayvancılıkta, gıda üretiminde ve tedarikinde giderek artan soruların devamı, insanlığı yakın gelecekte daha büyük sorunlara, buhranlara itecektir.
Bugün Avrupa ülkelerinde çiftçilerin hayvancılıkla uğraşanların her yeni gün protesto gösterileri yapmaları ve çözüm arayışları, sorunun ne derece büyük olduğunu gösteriyor.
Genel perspektiften bakıldığında iklim krizi, kuraklık, kıtlık, bunlara bağlı yeni salgınlar kitlesel yeni göç dalgalanmalara da yol açabilir.
Göçlere maruz kalabilecek ülkelerde; ulusal bütünlük, sınır güvenliği, toplumsal huzur, sağlık, eğitim, ekonomik altyapıların alt üst olma ihtimali yüksektir.
İddalar odur ki; tüm bu veriler ışığında Çin'den Afrika'ya, Avrupa'ya planlanan göçlerin gerçekleşmesi olasılığı düşünülürse, göçler başta Ortadoğu ve Avrupa cografyaları olmak üzere küresel haritanın yeniden çizilmesi, demografik yapıları alt üst etmesi, uzun yıllar sürebilecek büyük kaos ve savaşlar ortamını kaçınılmaz hale getirebilir.
O sebeple her devlet iklimsel kriz ve oluşturabileceği büyük tufana karşı tarımsal üretimini, hayvan besiciliğini, gıda tedarikini güvence altına almayı milli güvenlik meselesi görüp şimdiden tedbirler almalıdır. Avrupa ülkeleri durumun ciddiyetini farketmiş tedbir alma yolunda adımlar atmak için eylem ve reform planları hazırlıyor.
YA ÜLKEMİZ ?
Tarım ve hayvancılık ülkesi olması gereken Türkiye'nin genel durumuna kısaca göz atalım.
Tarım alanları giderek azalıyor.
Tarımda, hayvancılıkta, çiftçilikte çalışanların sayısı maliyet sorunları ve istedikleri geliri elde edememe nedeniyle azalıyor. Ürün fiyatları hızlı bir şekilde artıyor. Yeri geliyor ürün ihtiyacı karşılamak için ithalat yapılıyor. Gıda enflasyonu kontrol altına alınamıyor. Halkın alım gücü azalıyor. Yaşam kalitesi düşüyor. Toplumsal huzur bozuluyor. Velhasıl...
Tarım alanlarının imara açılması , tarım alanlarında sanayi tesislerinin kurulması, doğal afetlerin verdiği zararlar, tarım alanlarında konut inşaatı, turizm tesisleri yapılması, tarım alanlarında maden arama çalışmalarının yapılması tarım, hayvancılığa ayrıca önemli derecede darbe vuruyor.
Diğer taraftan üretim ve besicilikte;
- Bölgesel hava koşullarına bağlı üretim,
- Toprak yapısında yaşanan değişimler,
- Tohumlarda verimin yer yer düşük olması,
- Su kaynaklarıının azalması ve sulama yöntemlerindeki yanlışlar
- Gübrelemenin,
- Makineleşmenin modern tarıma, besiciliğe uygun yürütülmesindeki bilinçsizliklik bu alanlarda hem üretimi hem verimi hem ihtiyacı karşılamada yetersizliklere neden oluyor.
Sonuçta, Anadolu ve Trakya coğrafyasındaki üretim yetersizliği dışa bağımlılığı daha da artırabilir. Tarımda ve hayvancılıkta var olan istihdamın boşa çıkması yeni ekonomik ve sosyal sorunlara neden olabilir. Kırsal nüfusun azalması üretim alanlarının boş kalmasına sebep olabilir. Her türlü gıda ürünün tedarikinde dışa bağımlı kalınması milli sermayenin dışa çıkmasına, ülkeye giren ürünlerin sağlıklı olup olmadığının kontrolünün zorlaşmasına, GDO'lu ürünlerin yeni sağlık sorunları yaratmasına zemin hazırlayabilir. Küresel üretim merkezlerinin tahakkümüne girilmesine zemin hazırlar ki, bağımsız devlet kimliğini zedeler.
Öyleyse; tarım, hayvancılık, üretim , besicilik milli güvenlik meselesi olmakla birlikte ülkemizin beka meselesidir. Ve öyle de görülmesi gerekir. Bu alanlarda acilen gerekli tedbirleri almak, reform paketleri, eylem planları hazırlamak acil bir durumdur.
KIYMETLİ OKURLARIM!
Küresel iklim krizi karşısında olası fekaket senaryosu için Norveç 'in Kuzey Kutbunda bulunan " SLAVBARD KÜRESEL TOHUM SIĞINAĞI ( Kıyamet Sığınağı )'nda ağırlıklı Ortadoğu ülkelerinden olmak üzere dünyanın dört bir yanından getirilen binlerce yıllık ATA TOHUMLARI depolanırken bunu niçin yaptıklarını iyi etüt etmek ve ne yapılması gerektiğini anlamak ve bizim de birşeyler yapmamız gerekmez mi?