Gül ve Wullf'ten ortak açıklama

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Almanya'da yaşayan Türklerin Almanya'nın bir parçası olduğu için Almanya Cumhurbaşkanı Wulff'un sözlerinin yadırganmaması gerektiğini ifade ederek, "Bizim de Hristiyan, Musevi, gayrimüslim vatandaşlarımız var. Ben onların da cu

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Almanya'da yaşayan Türklerin Almanya'nın bir parçası olduğu için Almanya Cumhurbaşkanı Wulff'un sözlerinin yadırganmaması gerektiğini ifade ederek, "Bizim de Hristiyan, Musevi, gayrimüslim vatandaşlarımız var. Ben onların da cumhurbaşkanıyım. Onlar bizim vatandaşlarımız, aramızda bir ayrım söz konusu olmaz ki'' dedi.

Gül, Federal Almanya Cumhurbaşkanı Cristian Wullf ile gerçekleştirdiği başbaşa ve heyetlararası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Konuk Cumhurbaşkanının görev gelmesini ardından ilk ziyaretlerinden birini Türkiye'ye gerçekleştirdiğini belirten Gül, iki ülke arasında bağların çok güçlü olduğunu söyledi. Almanya'da yaklaşık 3 milyon Türk'ün yaşadığını bunlardan 700 binine yakınının Almanya vatandaşı olduğunu belirten Gül, iki ülke arasında ekonomik ilişkilerinden Türkiye-Almanya arasında önemli ayaklardan biri olduğunu ifade etti. Kriz döneminde Almanya ile 24 milyar doları aşan ticaret hacmini gerçekleştiğini belirten Gül, her yıl Türkiye'ye 4.5 milyon Alman turist geldiğine dikkati çekti.

Konuk Cumhurbaşkanı Wullf ise Türkiye'nin ekonomik alanda ve Avrupa Birliği alanında yaptığı çalışmaları takdir ettiklerini söyledi. Türkiye'nin dünyadaki barışta önemli rol oynayacağına inandığını kaydeden Wullf, Türkiye'nin bu konuda yaptığı arabuluculuk çalışmalarına dikkati çekti. Kabinesinde Türk asıllı kadın bakan Aygül Özkan'ın yer aldığını anımsatan Almanya Cumhurbaşkanı bunun Almanya'da yaşayan pekçok Türk'ü cesaretlendirdiğini söyledi. Wulff, "Ben onların da Cumhurbaşkanıyım" dedi.

 



"TÜRKİYE'NİN HAKKI BU MÜZAKERELERİN ADİL BİR ŞEKİLDE GERÇEKLEŞMESİ YÖNÜNDE"
Her iki Cumhurbaşkanı daha sonra gazetecilerin soruların yanıtladı. Bir gazetecinin, "Müzakere sürecinde, Türkiye'ye diğer ülkeler gibi davranıldığını düşünüyor musunuz" sorusu üzerine, Wulff şunları söyledi:
"Alman hükümetinin, Almanya Başbakanının ve Dışişleri Bakanının ifadelerini tekrarlamak istiyorum; müzakereler adil ve ucu açık şekilde sürdürülüyor ve daha önce üstlenilmiş yükümlülüklerin yerine getirilmesi yani ahde vefa ilkesinin geçerli olduğunu söylemek istiyorum. Zamanlama açısından söylenecek detaylar var fakat genel olarak Türkiye'nin hakkı bu müzakerelerin adil bir şekilde gerçekleşmesi yönünde."
Wulff, "Almanya'daki Müslümanların da Cumhurbaşkanıyım" açıklamasına gelen eleştirileri nasıl karşıladığının sorulması üzerine ise, "Benim için bu çok olumlu bir deneyimdi. Almanya'da 3 Ekim tarihinde konuştum ve bugün de TBMM'de bir konuşma yapacağım. İki konuşmamda da aynı şeyleri söyleyeceğim. Birbirimize çok faydamız var, yakın ilişkileri geliştirmemiz ve mevcut sorunları elbirliğiyle daha erken çözmemiz gerekiyor" diye konuştu.
 

Almanya'daki yabancı kökenli çocukların, daha erken yaşta Almanca öğrenmeleri gerektiğini kaydeden konuk Cumhurbaşkanı Almanya'ya uyumlu olmak, Almanların yaşam tarzına da saygı duyulması gerektiğini ifade etti. Almanya Cumhurbaşkanı, özgürlüklerin toplumun her kesimi için geçerli olduğunu belirterek, "Çeşitliliği kabul etmek gerekiyor, küreselleşmede giderek daha fazla çeşitlilikle karşılaşacağız. Yorucu olabilir ancak bu çeşitlilik aynı zamanda bir zenginliktir" diye konuştu.
Almanya Başbakanı Angela Merkel'in entegrasyon politikasının başarısız olduğu yönündeki sözlerinin anımsatılması üzerine Wulff, başarılı entegrasyon örnekleri de bulunduğunu, ortak yönlerin daha fazla olduğunu söyledi. Wulff, "Dinin istismar edilmesi konusunda hepimiz aynı şeylerle mücadele ediyoruz. Belki de üç büyük din hakkında yeterince bilgi sahibi değiliz. Bremen'de de söylediğim gibi, güvenilirlik en önemlisi ve insanın inandığı şeyi açık şekilde ifade etmesi de önemli" dedi.

 



"BU DOSTANE İLİŞKİLERİ DAHA DA YOĞUNLAŞTIRMAK İSTİYORUZ"
Türkiye ile Almanya'nın tarihi dost olduğuna işaret eden ve "bu dostane ilişkileri daha da yoğunlaştırmak istiyoruz" diyen Wulff, Türkiye'nin ekonomik anlamda yaşadığı önemli gelişmeleri ve AB yolundaki çalışmalarını takdir ettiklerini kaydetti. Türkiye'nin dünya barışı için önemli rol oynayabileceğine inancını ifade eden Wulff, "Türkiye, dünyanın birçok yerinde bir arabulucu olarak çok önemli rol oynuyor" dedi.
Almanya'daki ''Göç artık dursun'' tartışmalarına ilişkin değerlendirmesini almak isteyen bir Alman gazetecinin ''Hristiyanlık Türkiye'nin parçasıdır diyebilir misiniz?'' sorusu üzerine Gül, Wulff'un, Almanya'daki Müslümanların da cumhurbaşkanı olduğu açıklamalarını takdir ettiğini ve bu sözlerin gerçekçi olduğunu belirtti. Gül, Almanya'da, Alman vatandaşı olan Müslüman Türkler bulunduğunu, bu ülkede yaşayan Türkler arasında çok başarılı politikacılar, sanatçılar, sporcular, iş adamları bulunduğunu
söyledi. Almanya'da yaşayan Türklerin Almanya'nın bir parçası olduğu için Wulff'un sözlerinin yadırganmaması gerektiğini ifade eden Gül, ''Ben de bunu söylerim. Bizim de Hristiyan, Musevi, gayrimüslim vatandaşlarımız var. Ben onların da cumhurbaşkanıyım. Onlar bizim vatandaşlarımız, aramızda bir ayrım söz konusu olmaz ki'' diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Gül, modern devlet anlayışında, demokrasilerde kimliklere ve dine saygı duyma anlayışının esas olduğunu dile getirerek, ''Bu konuda problem olduğu kanaatinde değilim'' dedi.

"ENTEGRASYON KONUSUNU KOLAYLAŞTIRMAK GEREKİYOR"
Türkiye'den Almanya'ya ilk giden Türk vatandaşlarının davet üzerine bu ülkeye gittiklerini anımsatan Gül, şunları söyledi:
"Dünyanın şartları o kadar değişti ki o zaman dönmek için giden insanlar orada kaldılar. Dünya gelişti, sınırlar değişti, ssaşkanıyım" açıklamasınırlar kalktı, Avrupa yeni bir şekil aldı, dünya yeni bir şekil alıyor. Bu çerçevede bugünün şartlarına göre düşünmemiz gerekiyor. Bildiğim kadarıyla bugün Türkiye'den Almanya'ya yoğun bir göç söz konusu değil. Şöyle bir anlayış da olmaz; 'Öyle bir vize sistemi uygulayalım ki hiç kimse gelmesin gitmesin'. Bu da bugünkü modern devlet anlayışına uygun değildir.
Hatta Türkiye'deki ekonomik büyüme, demokrasinin güçlenmesi ve Türkiye'nin giderek daha güçlü hale gelmesi Almanya'dan Türkiye'ye ters bir göçü başlatmıştır. Bunları siyasi olarak kullanmamak gerektiği kanaatindeyim. Bizim ülkemizde de sizin ülkenizde de başka ülkelerde de birçok temel sorunlar olabilir. Entegrasyon konusunu siyaseten kullanmak yerine çözüme herkesin yardımcı olması gerekir. Entegrasyon konusunu kolaylaştırmak gerekiyor. Daha önce de söyledim, şimdi de açıkça tekrar ederim, bir insan
Almanya'da yaşıyorsa Almancayı en iyi şekilde öğrenmesi gerekir ki kendine, ailesine ve çevresine saygısı olsun. Bir insan İngiltere'de yaşıyorsa İngilizce'yi, Türkiye'de yaşıyorsa Türkçe'yi en iyi şekilde öğrenmesi gerekir. Bunları teşvik etmek hepimiz için görevdir.''
Gerçekçi ve anlayışçı bir tahlil yapılması halinde Almanya'da yaşayan Türklere çok fazla suç yüklenilmemesi gerektiğini ifade eden Gül, bazı Türklerin Almanya'ya Türkiye'de bir şehir bile görmeden gittiğine dikkati çekti. Gül, ''Bu kişilere ne siz, ne biz önderlik yapamadık. Bu kişiler kendilerini korumak için çeşitli duygular içine girdi. Belki de entegrasyonda yaşanan sebeplerden biri oldu. Almanya'da yaşayan Türklerin, Almanca bilmemenin eksikliğini ve zararlarını gördüğünü ifade eden Gül, bu
konuların el birliği içerisinde iyileştirilmesi gerektiğini belirtti.

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri