Başbakan Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın milletvekili aday adaylığı için istifasıyla ilgili, “Sayın Fidan diğer bütün üst düzey bürokratlar gibi kendisiyle ilgili kararı verme hakkı var. O kendisiyle ilgili kararı ifade ettiğinde bende bu kararı Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi bende saygı duydum ve bu anlamda da gereken adımlar atıldı. Buradan daha başka anlamlar çıkarmak doğru değil” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Başbakan’la Özel Yayın”da TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör’ün gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. Başbakan Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın milletvekili aday adaylığı için istifası sonrasında yaşanan tartışmaları değerlendirdi. Daha önce Fidan ile ilgili yaptığı açıklamalara açıklık getirmek istediğini dile getiren Başbakan Davutoğlu, “Ben hiçbir zaman ayaküstü açıklama yapmam. Mutlaka planlanmış bir şekilde açıklama yaparım. Önceden ilan edilir, özellikle gazetelere benim tek başıma demeç verdiğim de hiç görülmemiştir. Başbakanlık görevimde gezilerde gazetelerde uçakta görüşmelerim olur onlar yayınlanır. Dolayısıyla bugün benim demecim söz konusu olmadı. Grup toplantısından çıktığımda çok benimle çok sayıda vatandaş resim çektirdi. O sırada aslında üç gazeteci ama ikisi yazdı, onlarda resim çektirmek istediler çektirdiler, bu konudaki kanaatimi sordular bende açıkladım. Ben açıklamamı yaptım bu konuda söyleyecek kanaatim yok diye söyledim. Bunu bir yorumla tabi yansıtmışlar. Dolayısıyla bir demeç verme ifadesi ile ortaya çıkmış değil. Söylenecek yeni bir şeyin olmadığını ifade etmek ve demeç vermeyi düşünmediğimi ifade eden bir şey. Sayın Hakan Fidan’a gelince bununla ilgili kanaatlerimi geçtiğimiz hafta sorulduğunda ifade ettim. Sayın Hakan Fidan devlete büyük hizmetler yapmış, bundan sonrada hizmet yapacağına inandığımız bir arkadaşımızdır” diye konuştu.
“BENDE BU KANAATİ SAYIN FİDAN İLE PAYLAŞMIŞIMDIR”
Başbakan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Hakan Fidan ile ilgili ifade ettiği kanaatlerin ise iki şeyi ortaya koyacağını belirterek, “Bir Sayın Cumhurbaşkanımız Sayın Hakan Fidan’a verdiği önemi, iki Sayın Cumhurbaşkanımızın MİT Müsteşarlığına verdiği önemi. Yani bu makama da, kişiye de önem vermiş olması dolayısıyla bu ifadelerin arkasında bu yaklaşım vardır. Bu konuda kanaatini Sayın Cumhurbaşkanımız bana da söylemiştir. Bende bu kanaati Sayın Fidan ile paylaşmışımdır. Sayın Fidan diğer bütün üst düzey bürokratlar gibi kendisiyle ilgili kararı verme hakkı var. O kendisiyle ilgili kararı ifade ettiğinde bende bu kararı sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi bende saygı duydum ve bu anlamda da gereken adımlar atıldı. Buradan daha başka anlamlar çıkarmak doğru değil. Biz Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde de, kurucu genel başkan olarak AK Parti’nin siyasetini dokuduğu dönemlerde de yapılan bütün çalışmalarda Sayın Fidan hakları hep olmuştur. Eminin bu harekete bundan sonra da katkı verecektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın makama ve kişiye duyduğu güven ve verdiği önem dolayısıyla bu ifadeleri kullandığına inanıyorum” şeklinde konuştu.
“TALEP İLE KAİMDİR”
7 Haziran’da yapılacak olan Milletvekili Genel Seçimleri’nde çok sayıda bürokratın istifasının da sorulması üzerine Davutoğlu, bürokratların teveccühünün AK Parti olmasının bir anlamı olduğunu, bunun yanında gittiği her vilayette çok sayıda sivil kişinin AK Parti’den aday olma arzularını gördüğünü söyledi. Bunun güzel bir durum olduğunu aktaran Başbakan Davutoğlu, “Talep ile kaimdir. Bazen toplumsal talep olur hizmet gelir, bazen kişiler makama talip olur hizmet vermek için. Milletvekilliği bu anlamda en onurlu görevdir. Milletvekilliğin kendisi bu isim, unvan olarak daha başka herhangi bir unvanı ihtiyaç hissettirmeyecek kadar büyük onurdur, görevdir” dedi.
“YANİ BU TEVECCÜHÜ DE YANLIŞ GÖRMEMEK LAZIM”
Başbakan Davutoğlu, böyle bir onurlu göreve herkesin talip olabileceğinin altını çizerek, “Yani bu teveccühü de yanlış görmemek lazım. Bu bir hırs şekline dönüşmemişse ki onu fark edersiniz, bizim bu anlamda görevimiz istişarelerle, birde AK Parti’nin çok güçlü bir geleneği, emin olun 12 yılda böylesine güçlü bir gelenek oluşturmuş başka siyasi bir hareket yoktur. CHP’ye gidin şimdi aynı müracaatlarla ne yapacağını bildiklerini zannetmiyorum veya başka partilerde bir harekette olduğunu zannetmiyorum. Ama AK Parti’de çok köklü bir siyasi hareketin bütün izleri var. Bunda da sayın Cumhurbaşkanımızın Genel Başkan iken koymuş olduğu kuralların sürekliliğin büyük payı var. Dün yapılan MYK toplantısında bütün adaylarla ilgili hafıza istiyorum dedim. Kimse ihmal edilmeyecek, kimse önemsiz görülmeyecek ve her müracaat eden aday ve binlerce tek tek değerlendirilecek ve hepsiyle ilgili bilgi talep ediyorum. Hemen bu bilgiler var, hafızamızda da var dediler. Bu çok önemlidir. Bu büyük bir güç” şeklinde konuştu.
Aday adayı olmanın aday anlamına gelmeyeceğinin altını çizen Başbakan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Aday olmak için bir adım atma anlamına gelir. Aday olmakta da milletvekili anlamına gelmez. Bir maratonun atmaya niyetli çok sayıda bürokrat arkadaş bizlere başvurdu, referanslar gösterdi vs. Onlara da ben hepsine söyledim, ‘Evet, sizin hakkınız olumlu düşünüyor olabiliriz ama tablonun bütünün görmeden, bütün ehliyetler karşılaştırılmadan kimseye bir taahhütte bulunamayız.’ Şuanda bize ulaşmamış olan bir isim ola ki bize ulaşmış olandan daha kıymetli, daha değerlidir. Dolayısıyla kimseye verilmiş bir taahhüdümüz yok. Kimseye ben engelleme yönüne gitmedim. Bazı arkadaşlara söyledim, size bürokraside ihtiyacımız var dediğimiz oldu. Ama çok engelleyici bir tutum takınmadım. Yerlerini garanti görmemeleri şartıyla. Bazen hani şey oluyor ki bu da muhataba bağlıdır. Geçerken elini sıktığınız da bile işaret gibi algılaya biliyor karşı taraf. Ya da işaret vermek istediğiniz de dahi bunu işaret gibi görememişte olabilir ama burada önemli olan bir ortak yerde buluşabilmesi, buda istişare ile olur.”
"BEN HOCAYKEN DE BUNA DİKKAT EDERDİM”
Kongrelerin tamamlanmasının ardından Kadın Kongrelerine başlayacaklarını sözlerine ekleyen Başbakan Davutoğlu, sonra gençlik kongrelerine katılacaklarını söyledi. Kongrelerde en önemsediği konun insanlarla kurduğu iletişim olduğunu dile getiren Davutoğlu, “Burada binada geçen hafta işaret dili öğrenmiştim. İstanbul kongresinde bir engelli vatandaşımız işaretler yaptı, bende karşılığını verdim. O kadar mutlu oldu ki yüzünde o tebessümü gördüm. Ben hocayken de buna dikkat ederdim. Bazen bildiğiniz yabancı dil önemli değildir, kullandığınız dil önemli değildir. Hiçbir dil kullanmadan da işaret dili ile konuşabilirsiniz. Ama en önemli dil gönül dilidir. O gönül dilinin dokunduğu taraflar bana büyük heyecan veriyor ve orada siyasetin enerjisini hissediyorsunuz, yorgunluğunuzu da orada utuyorsunuz” dedi.
"YÜZDE 48’DEN YÜZDE 52’YE KADAR GİDEN BİR BANTTA SEYREDİYOR”
Seçim tahminleri ile ilgili bir soru üzerine ise Davutoğlu, bunun erken olduğunu ve bunu doğru bulmadığını vurguladı. Hedef koymanın ayrı bir şey olduğunu, kendisinin bazen şu hedefe ulaşmak diye söylediğini anımsatan Başbakan Davutoğlu, anketlerle ilgili değerlendirmelerde de bulundu.
Anketlerin bilimsel temele dayalı çalışmalar olduğuna inanması durumunda ciddiye alacağını kaydeden Başbakan Davutoğlu, “Yüzde 48’den yüzde 52’ye kadar giden bir bantta seyrediyor. Ama benim herhangi bir tahminde bulunmam doğru değil. Biz hedef koyarız, tahmin yapmayız” diye konuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili de önemli açıklamalarda bulundu. 7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak olan seçim sonrasında ortaya çıkacak tabloyla birlikte anayasayı değiştirebilecek çoğunluğu halkın vermesi durumunda yada muhalefet partilerinin muhalefet partilerinin yeni anayasa yapımında irade göstermeleri durumunda bütün bunların ele alınabileceğinin gerektiğini düşündüğünü ifade eden Davutoğlu, “Türkiye şu anda sağlıklı yada işleyen bir parlamenter sistem yok zaten. Netim altına alınmış bir parlamenter sistem var. Hiçbir zaman bu parlamenter sistemde Cumhurbaşkanlığı makamına milletin oyu ile sayın Cumhurbaşkanımızın geleceği yada sayın Abdullah Gül’ün Meclis içinden geleceği varsayımı ile bunlar yapılmadı. Hamd olsun bir uyum var Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık arasında. Daha önceden neler yaşandığı malum. Sistemin bir yenilenmeye ihtiyacı var. Muhalefet partilerine başlık sistemine böyle otoriter bir model olarak yansıtıp tamamiyle tartışmayı otoriterlik üzerine oturtmak yerine onlara çağrımız gelin her şeyi konuşalım. Sizinde iktidar şansınızın olduğu herkesin objektif yarış içinde olduğu bir model geliştirelim. Bu modellerden biri başkanlık sistemidir ve objektif bir şekilde ele alınıp sivil anayasanın önemli unsurlarından biri olarak gündeme getirilmelidir” şeklinde konuştu.