* Astsubay Mehmet Şükrü Batur'un ordudan atılmasına gerekçe oluşturan askeri istihbarat raporları hiçbir somut veriye dayanmıyor
* Belli bir olayla suçlanmıyor. Suçlamaya ilişkin resmi bir belge yok. Mensubu olduğu iddia edilen örgütün adı bile mevcut değil
* Mesleğe girdiği 1988 yılından bu yana üstleri olumlu kanaat belirtmiş. TSK'yla ilişiğinin kesilmesini hukuka aykırılık.
YAŞ'ZEDENİN HUKUK SAVAŞI
Astsubay Mehmet Şükrü Batur, 28 Şubat sürecinde ordudan atıldı. Hükümetin yaptığı düzenlemenin ardından Milli Savunma Bakanlığı'na başvurdu. Reddedilince Askeri Yüksek İdaresi Mahkemesi'nde hakkını aradı. İdari üyelerin oyuyla talebi reddedilirken karara karşı çıkan iki hakim çarpıcı bir gerekçe yazdı.
Batur'un TSK'ya dönebileceğine ilişkin talebi, AYİM Birinci Daire idari üyelerinden, Hv. Mu. Kur. Albay Ali Bozkurt ve Topçu Kur. Yüzbaşı Salih Buçukoğlu ile Hakim Yüzbaşı Cemil Çelik tarafından reddedildi. İdari üyeler Bozkurt ve Buçukoğlu'nun doğrudan hakimlik sıfatı bulunmuyor.
Astsubay Mehmet Şükrü Batur, 28 Şubat sürecinde irticai ve bölücü akımlar içinde bulunduğu gerekçesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) ihraç edildi. 1997'de Yüksek Askeri Şura (YAŞ), kararı ile ordudan atılan astsubay Batur, Hükümet'in YAŞ mağdurlarının yeniden TSK'ya dönebileceğine ilişkin kanun değişikliğinden sonra Milli Savunma Bakanlığı'na (MSB) başvurdu. Ancak MSB, Batur'un yeniden TSK'ya dönme ve haklarına alma başvurusunu reddetti.
AYİM'DE HAK ARAYIŞI
Batur, bu karar üzerine Askeri İdari Yüksek Mahkemesi'ne (AYİM) MSB'nin kararının düzeltilmesi başvurusunda bulundu. Ancak mahkeme savcının olumlu talebi ve 2 hakim albayın lehte kararına karşılık 3 idari üyenin oyu ile başvuruyu reddetti. Astsubay Batur'un TSK'ya dönmesi gerektiğine ilişkin lehte karar veren AYİM Birinci Daire Başkanı Hakim Albay Celal Işıklar ile Hakim Albay Sedat Çelenlioğlu ise idari üyelere karşı adeta hukuk manifestosu gibi bir gerekçe yazdı.
HİÇ BİR EYLEMİ YOK
İki albay karşı oy yazısında Mehmet Şükrü Batur'un ordudan atılmasına gerekçe oluşturan askeri istihbarat raporlarının hiçbir somut veriye dayanmadığını belirtti. Batur'un irticai ve bölücü faaliyetler konusunda hiçbir eyleminin tespit edilmediğine dikkat çeken üyeler, Batur'un belli bir olayla suçlanmadığını ve suçlamaya ilişkin resmi bir belge olmadığını vurguladı. Üyelerin, Batur'a yönelik, "Mensubu olduğu iddia edilen örgütün ne olduğu belli değil, örgütün adının dahi olmadığı anlaşılmaktadır" tespiti dikkat çeken bir başka ayrıntı oldu.
SİCİLİ OLUMLU
İki hakim üye, Batur'un sicilinde üstleri tarafından mesleğe girdiği 1988 yılından bu yana olumlu kanaat belirtildiğini aktararak, 28 Şubat sürecindeki irticai ve bölücü akımlar içinde bulunduğu gerekçesiyle TSK'yla ilişiğinin kesilmesini hukuka aykırılık olarak yorumladı. İki hakim, idari üyelerin kararına şu satırlarla şerh düştü: "Daha önce davacı hakkındaki çıkarma işleminin mahkeme kararı ile iptal edildiği dikkate alındığında, takdir yetkisini ölçülü ve eşit kullanmayarak açık değerlendirme hatasına düşen idarenin işleminin hukuka aykırı olduğu kanaatine vardığımızdan karar düzeltme talebinin kabul edilmesi gerektiği görüşüyle, red yönündeki çoğunluk görüşüne katılmadık."
15 YIL SABIR ETTİM
Astsubay Batur ise yaşadıklarını anlatırken TSK'dan atıldığı için çevresinin kendisine kötü gözle baktığını söyledi. Batur, "Arkadaşlarım, ve ailemin sorularına sebebini bilmediğim için cevap veremedim. Haksız yere atılmıştım. Bir suç işlemiş olsam neden mahkemeye verilmedim, ceza almadım, diye yakındım durdum. Kolay değil, bu sorularla cevap bulmaksızın tam 15 sene sabrettim. Sadece kendimi ve ailemi düşünerek yasamaya devam ettim. Hor görüldüm hiçbir kamu kurum ve kuruluşa giremedim. Özel sektörde büyük şirketlere giremedim. Hiç bir suçum olmadığı ve ceza almadığım halde reddedilmem bana daha çok dokundu" dedi.
Sincan'da yürütülen tanklar 28 Şubat'ın sembolü oldu.