Arınç, “Güvenli internet denen bir şey var. Bunu tercihe bağlı olarak düşünmüştük. Sansür diye ortalığı kopardılar. Sansür değil, düğmesi sizin elinizde. O gürültüler gitti, arkada ne kaldı? İki milyondan fazla insan bunu tercih etmiş. Niye internetten sansür diye başlıyoruz? Umarım bu hafta da görüşülecektir. Göreceksiniz o da çıktıktan sonra bu tartışmalardan eser kalmayacaktır” dedi.
Çeşitli temaslarda bulunmak üzere İzmir’e gelen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç partisinin İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. Arınç’a ziyaretinde AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, AK Parti İzmir Milletvekilleri Aydın Şengül ve Ali Aşlık eşlik etti. Arınç konuşmasına AK Partili Yıldırım’ın seçim çalışmaları konusunda kendisinden bilgi aldığını belirterek başladı. Yerel seçimlerin anlamını değiştiren bir atmosferde yapılacağını kaydeden Arınç, “Şüphesiz bu seçimlerdeki başarı yada başarısızlık bütün partileri etkileyecek sonuçlar elde edebilir" ifadesini kullanan Arınç, "Hükümetimize duyulan güven şüphesiz son yapılan seçimlerde aldığımız, iki seçmenden birinin oyu bizim için çok değerli. Her seçim bizim için bir önem taşımaktadır" dedi. Arınç konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“TAZMİNATININ RAKAMLARI BELLİ DEĞİL”
Türkiye - İsrail arasında Mavi Marmara gemisi hususunda yapılan ve uzlaşıya varılması beklenen hususlar hakkında bilgi veren Arınç, ailelere ödenmesi planlanan tazminat rakamlarının henüz netlik kazanmadığına açıklık getirdi. Arınç şöyle konuştu: “Maddi manevi zarar gördük. Çözümün yakın olduğunu ben de hissediyorum. Rakam konusunda ne İsrail hükümetinin ne de bizim bir açıklamamız olmadı. Kendi aramızda tartıştığımız birkaç konu var ama rakamlar telaffuz edilmedi. Bu iş tamam dediğimiz zaman, uluslararası biz sözleşme imzalanacak. Bu sözleşmeyi TBMM’ye getireceğiz, orada kanun haline gelirse ödemeler yapılacak. Rakamlar çok daha yüksek ya da çok daha düşük olabilir biz böyle bir konuda kafadan bir teklife yapamayız”.
SABAH VE ATV’NİN SATIŞI İLE İLGİLİ TAPE YORUMU
Bir basın mensubunun Sabah ve ATV’nin satışıyla ilgili ses kayıtları ortaya çıktı. Millete ağır küfürler ediliyor bu ses kayıtlarında. Siz ne diyorsunuz?”sorusunu yanıtlayan Arınç dinlemelerin insanlık suçu olduğunu dile getirdi. Arınç şöyle konuştu: ”Ben böyle bir ses kaydını dinlemedim. Ama size genel bir cevap vereyim. Yani internette bazı ses kayıtları yayınlanıyor olabilir. Bunlar ne kadar gerçektir? Mahkemeler belli bir süre içinde organize suçları ortaya çıkarabilmek için bazı kişilerin dinlenmesi kararını verebilir. Bunun süresi bellidir, ne zaman nasıl biteceği bellidir. Hukuk alanında, bunu uzatan, dışarıda yayınlanmasına izin veren, spekülasyonların güçlendirmeye çalışanlar olabilir. Bunlar yanlıştır, hukuka aykırıdır. Hakim ve savcıyla işbirliği yapılan bir dinlemenin üç aylık dinlemenin 13 aya çıkarabildiğini, topluca dinleme kararı verildiğini son gelişmelerle görmüş durumdayız. Türkiye’de bu dinleme rezaleti hepimizi rahatsız ediyor. Biz bu cezaların daha da artırılması için, benim takip ettiğim bir yasa çalışması olmuştu. Denildi ki artırılmaya gerek yoktur”.
BAYRAKTAR’IN İSTİFASINI DEĞERLENDİRDİ
Arınç bir basın mensubunun Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın Başbakan Erdoğan ile görüştükten sonra istifadan vazgeçtiği ve AK Partinin seçim çalışmalarına katılacağı yönündeki gelişmeleri değerlendirerek, “Hiç haberim yok. Siz benden daha çok takip etmişsiniz. Akşamları nerede yattığımı unuttum. İnşallah bu akşam evimin yolunu bulacağım. Başbakanımızla ikisi arasında görüşme mi olmuş? O zaman ikisinden görüş alacaksınız. Erdoğan Bayraktar, oğluyla ilgili bir iddia var. tutuklanmadı, kendisi duygusal bir açıklamalarıyla bakanlıktan ayrıldığını söylemişti. Meclis’te zaten 84’ncü maddeye göre kabul edilseydi düşecekti. Ne konuştuklarını, nasıl bir karar aldıklarını bilemeyeceğim” diye konuştu.
“SANSÜR DEĞİL, DÜĞMESİ SİZİN ELİNİZDE”
Bir basın mensubunun, ‘CHP’li Umut Oran bir saat önce basın toplantısı düzenledi. ATV - Sabah’ın belgelerini yayınladığı sitenin TİB tarafından kapatıldığını, arabasının camlarının kırıldığını içinden evrak çalındığını da söyledi. Değerlendirmeniz ne olacaktır?’ sorusuna soru önergesinin sansürlenmesinin mümkün olmayacağı cevabını verdi. Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Pek çok şeylerin birbirine karıştığı bir ortamdayız. Kimin ne söylediğinin, ne kadar doğru olduğunun, doğrusu zaman zaman farına varamıyoruz. Şimdi soru denetim yollarından birisidir. Bir vekil arkadaşımız soru sorar. Yeter ki soru olsun. Ama soru sormayı bilmeyenlerle de zaman zaman karşılaşıyoruz. Bir soru önergesinin sansürlenmesi mümkün değil. Halkın yüzde 50’sinin oyunu almış bir siyasi partinin, yolsuzlukla mücadeleyi varlık sebebi sayan hükümetin, böylesine suçlanmasını kabul etmiyorum. İki yıl evvel, güvenli internet denen bir şey var. Bunu tercihe bağlı olarak düşünmüştük. Zararlı bazı porno şiddete yönelmiş bir takım yerlerden korumak amacıyla yola çıkmıştır. Sansür diye ortalığı kopardılar. Sansür değil, düğmesi sizin elinizde. O gürültüler gitti, arkada ne kaldı? İki milyondan fazla insan bunu tercih etmiş. Niye internetten sansür diye başlıyoruz? Umarım bu hafta da görüşülecektir. Göreceksiniz o da çıktıktan sonra bu tartışmalardan eser kalmayacaktır”.